Klaudia Gyenes Karazeybek altı yıldır dünyanın dört bir yanından gelen danışanlara profesyonel yaşam danışmanlığı yapıyor.

Bütünsel Sağlıklı Yaşam Danışmanı olan Klaudia Gyenes Karazeybek, sağlıklı, mutlu, doğal bir yaşam sürmek, sağlıklı, neşeli çocuklar yetiştirmek, ideal kiloya ulaşmak, çok daha enerjik olmak, daha iyi uyumak, zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak da dengeli olmak isteyenlere doğal yönetemlerle yol gösteriyor. Klaudia Gyenes Karazeybek, “Çocukluğumda psişik iyileştirme yeteneğimi farkettim. Gençlik yıllarımda bu yeteneğimi geliştirebilmek için alternatif, bütünsel ve metafizik alanlarında araştırmalar yaptım. Genç bir birey olarak yüksek duyarlıkta empati kurabildiğimi keşfedip, tüm yeteneklerimi bir araya getirerek insanlara yardımcı olma yolunda ustalaşmaya çabaladım” diyor.

İç sesinin, Tibet Çanakları Ses ve Bach Çiçek terapileri konularında öncü olduğunu söyleyen Klaudia Gyenes Karazeybek ile yaşam öyküsünü, kinesiyolojiyi ve bütünsel sağlıklı yaşamı konuştuk.



Kısaca Klaudia Gyenes Karazeybek'i tanıyabilir miyiz?
Macaristan'nın Zala şehrinde doğdum, orada büyüdüm. Ailemin İtalyan yemekleri ve dondurma satan bir restoranı vardı. Çocukluğum restoranda geçti. Liseden itibaren kız kardeşimle birlikte her yaz düzenli olarak aileme yardım ediyordum.

Kinesiyoloji ile nasıl tanıştınız?
Çocukluğumda psişik iyileştirme yeteneğimi farkettim. Gençlik yıllarımda bu yeteneğimi geliştirebilmek için alternatif, bütünsel ve metafizik alanlarında araştırmalar yaptım. Genç bir birey olarak yüksek duyarlıkta empati kurabildiğimi keşfedip, tüm yeteneklerimi bir araya getirerek insanlara yardımcı olma yolunda ustalaşmaya çabaladım. İç sesimi ve önsezilerimi hayatımda kararlar almak için kullandım. Böylelikle One Brain Kinesiyolog olma yolunda ilerledim. Birkaç tıbbi testen sonra bana doğal yoldan bebek sahibi olamayacağım söylenmişti. Bir şekilde bunun doğru olmadığını biliyordum ve tıbbi destek almadan, doğal yoldan çocuk sahibi olabildim. Bunu başarabilmek için One Brain Kinesiology eğitimimi tamamlamam yeterli oldu. Önce kendime sonra da başkalarına yardımcı olmaya başladım. Bu konulara olan tutkum beni Avusturya, Mısır ve Mauritius gibi ülkelere yönlendirdi. Birçok ders ve tekniği bu yolla öğrendim.

Ama bu alana yönelmeden önce uzun bir dönem turizm sektöründe çalışmışsınız.
Liseden sonra psikoloji okumak istedim. Fakat 2 yıl denememe rağmen psikoloji bölümünü kazanamadım. Üniversiteye hazırlandığım dönemde otellerde çalışmaya başlamıştım. Bu süreçte turizmi sevdim. Psikoloji bölümünü kazanamayınca turizm okumaya karar verdim. 4 yıl turizm ve otel işletmeciliği okudum. Üniversitede okurken büyük bir termal otelde çalışmaya başladım. Okul bittikten sonra dünyanın farklı ülkelerinde çalıştım. Mısır'a gittim, Türkiye'ye geldim. Tropik adalarda çalıştım. Avusturya'da 3 yıl otel müdürlüğü yaptım.



Türkiye'ye yolunuz nasıl düştü?
Türkiye'de çalıştığım dönemde eşimle tanıştım. 2002 yılında Marmaris'te bir otelde Macar müşterilere rehberlik yapmıştım. Sonrasında farklı ülkelerde çalıştıktan sonra 2006 yılında yeniden Marmaris'e geldim. O dönemde eşimin kuzenleri de aynı otelde çalışıyorlardı. Onların aracılığı ile tanıştık. Eşimle tanıştığım dönemde Avusturya'ya gitmeye karar vermiştim. Çünkü Avusturya'da turizm çok profesyonel yapılıyor. Bana da bir otelden müdürlük teklif etmişlerdi. O otelde 3 yıl müdür olarak çalıştım. Bu üç yıl boyunca fırsat buldukça Türkiye'ye geldim. Benim gelemediğim zamanlarda ise Ayhan Avusturya'ya geldi. 2011'de evlenmeye karar verdik. 2012'de evlenip İzmir'e yerleştim.

İzmir'e yerleştikten sonra turizm sektörünü bıraktınız mı?
İşle ilgili soru işaretlerim vardım. Önce otellerde iş bulmaya çalıştım. Türk vatandaşı olmadığım için iş bulamadım. Vatandaşlığı aldıktan sonra da ben otellerde çalışmak istemedim. Çünkü artık çocuğum olmuştu. Turizm sektörünü bırakmak istedim. Türkiye'de turizm sektöründe kariyer yapamayacağımı gördüm. Ve başka yöne döndüm. Daha doğrusu bu benim için yeni bir yön değildi. Bahsettiğim gibi psikoloji okumak istemiştim ama kazanamamıştım. Bu alana hep ilgim vardı. Yeni bir eğitime başladım. Macaristan'da kinesiyoloji eğitimi aldım. Eğitim 2 yıl sürdü. Avrupa'da çok bilinen bir yöntem. Macaristan'da neredeyse her köşede bir kinesiyolog var. Türkiye'de daha pek bilinmiyor.



Tekrar kinesiolojiye dönersek, nedir kinesioloji?
Hayatın ilk anından beri bilinçaltı herşeyi kaydediyor. Bu bilinçaltının oluşturduğu programlar bizi bazen iyi yönetemiyorlar. Çünkü bugün yaptığımız tepkilerin kökeni geçmişten kaynaklanıyor. Ama biz bunların farkında değiliz. Bilinçaltındaki bu problemleri kinesiyoloji yöntemiyle bulabiliyoruz. Bizi iyi yönetemeyen kayıtların kökenine inip temizliyoruz. 150'den fazla teknik var. Çiçek esansları kulanabiliyoruz mesela. Seans sırasında hangi yöntem uygunsa onu kullanıyoruz. Hatta danışanlarımıza evde yapabilecekleri teknikleri ödev olarak veriyoruz. Türkiye'de ilgi henüz çok az. Benim danışanlarımın büyük bir kısmı ya Türkiye'de yaşayan yabancılar ya da doğrudan yurtdışından bana ulaşan yabancılardan oluşuyor. Genellikle aile problemleri, özgüven kaybı, uykusuzluk, ağrılar, çocukluktan kalan sorunlar için başvuruyorlar.

Kinesioloji Türkiye'de alternatif tıp olarak kabul edilmiyor sanırım. Avrupa'da durum nasıl?
Türkiye'de alternatif tıp denilemiyor. Türkiye'de alternatif tıp ile sadece doktorlar çalışabilirler. Ama Avrupa'da, mesela Avusturya'da hiçbir izin almadan bu yöntemle çalışabilirsiniz. Macaristan'da da alternatif tıp diye geçiyor. Türkiye'de danışmanlık hizmeti olarak veriyoruz. Ama mesela İsviçre'de sosyal güvenlik kapsamında bir tedavi yönetemidir.

Türkçeniz dikkatimi çekti. Bir Türk kadar güzel ve akıcı konuşuyorsunuz.
Bizim için Türkçe çok kolay bir dil. Macarca'ya çok benziyor. Cümle yapısı olarak bizimle aynı. O nedenle öğrenmemiz kolay oluyor. Konuşmakta da zorlanmıyorum. Hiç kursa gitmeden TV'den, dizilerden öğrendim.

Türkiye'ye alışmak kolay oldu mu?
Trafikte çok zorlandım. Yayaya hiç yol vermiyorlar. Benim 4 yaşındaki oğlum bile bunun farkında. Macaristan'a gidip geldiğimizde 'anne burada kimse durmuyor' diyor. Yaya geçidinde 2-3 dakika bekliyoruz kimse durmuyor. Ya da biri duruyor ama yan şeritteki durmuyor. Ne kadar tehlikeli. Mecburen alıştım. Ama hala anlamıyorum. Macaristan'da akşam saat sekizden sonra telefonla kimseyi aramıyoruz. Türkiye'de misafir 8'den sonra geliyor. Eşime soruyorum ne zaman gelecekler. Yemekten sonra diyor. Demekki 8'den sonra. Saat 10-11oluyor ama hala muhabbet devam ediyor. Ertesi gün okul var, çocuk hala uyumuyor bu biraz garip geliyor. Alışmak zor oldu.

Aynı tadı vermiyor


Yemeklerde zeytinyağı ve sebze çok kullanıyorum. Türkiye'de meyve sebze çok ve taze. Mesela burada yerli muz var, Avrupa'da bulamazsınız. Bir de balık çok yiyoruz. Macaristan'da da balık var ama dondurucudan alıyorsunuz.

Artık evimiz burası


İzmir'i, Ege ve Akdeniz kıyılarını seviyorum. İstanbul'u çok büyük buluyorum. Benim için acayip büyük oraya yerleşmeyi hiç düşünmüyorum. Artık evimiz burası.

Kinesiyoloji nedir?


Kinesiyoloji, insan hareketleri üzerine çalışan bilim dalıdır. Latince'de hareket anlamına gelen "kinesis" ve çalışma ya da bilim anlamına gelen "logia" kelimelerinden türemiş olan kinesiyoloji, insan kinetiği olarak da adlandırılır. Kinesiyoloji, 1960'lı yıllarda Amerikalı kripraktör Dr. George Goodheart tarafından geliştirilmiştir. Onun görüşüne göre adalesel denge tüm organların doğru çalışması için önemli bir önkoşuldur. Her adele bir çakra ve belirli organlarla ilişki halindedir. Dolayısıyla kaslardaki bir yorgunluk bir enerji tıkanmasının belirtisi olabilir ve buna bağlı olarak yorgunluklar, konsantrasyon bozuklukları ve psikosomatik şikayetler belirebilir. Goodheart' a göre vücuttaki her adaleye bir de karşı adale karşılık gelir. Buna göre bir adaledeki kasılmaların ve krampların çözülmesi, ancak o adalenin karşı adalesinin güçlendirilmesi ile mümkün olabilmektedir. Yıllar içinde diğer tekniklerinde eklenmesi ile uygulamalı kinesioloji adını verdiği tedavi yöntemini geliştirmiştir.

Kinesiyoloji'nin uygulama alanları
Sırt ağrıları
Obezite
Migren
Adele krampları
Alerjiler
Sindirim bozuklukları
Depresyon
Anksiyete
Konsantrasyon bozuklukları
Düşünme zorlukları
Sınav stresi
Okuma-yazma zorlukları
Hiperaktivite