Tarih ile yoğrulmuş, zengin bir kültürü olan Bergama’da düşünsel ve uygulamalı atölyeler kurmak üzere yola çıkan Güzel İşler Derneği, üretime, gelişime, paylaşıma ve sosyal faydaya değer veren kişilerle sahip olduğu deneyim, bilgi ve birikimi başkalarına aktarmak isteyenleri bir araya getiriyor.

Bergama’da gençlere, kadınlara, öğrencilere, sivil topluma, akademisyenlere, çalışan kesime ve yerel halka hitap eden, Güzel İşler Derneği, ulusal ve uluslararası düzeyde sivil toplum çalışmaları yürütmek, atölye uygulamaları tasarlamak, tecrübelerini paylaşmak isteyenlere destek olmak hedefi ile ilerliyor. Bu ülkede 'güzel işler' de oluyor diye anımsatan Güzel İşler Derneği'nin kurucusu Sosyal Tasarımcı Sercan Duygan ile farklı disiplinlerde çalışan gönüllü üyelerince kurgulanan ve sosyal fayda içeren çeşitli düşünce ve uygulama atölyeleri oluşturan derneğin faaliyetlerini ve amaçlarını konuştuk.

Sercan Duygan kimdir ve Güzel İşler Derneği nasıl doğdu?
14 yıldır sivil toplum faaliyetleriyle uğraşıyorum. Aslında makine mühendisiyim. İyi hissettiğiniz insanlarla bir arada olmanın, özellikle kolektif bilinç ve düşünme yetisiyle ortak yollar keşfetmenin değerini gönüllü olarak gerçekleştirdiğim sosyal çalışmalar bana fark ettirdi. Zaman içinde dahil olduğum bu çalışmalar hayatımın yönünü belirler oldu. 2016 yılında bir sosyal çalışmanın alt yapısını çalışıyordum, o süreçte birkaç arkadaşım ile konuşunca onlar da el verdiler. Bazen tek, bazen bizim ekip arkadaşlarıyla beraber belirlediğimiz 6 şehir Edirne, Antalya, Muğla, Çanakkale, İzmir ve Kütahya'yı gezdik. Bu yolculuklar esnasında 20 yıl önce lisede arkadaşlarımı antik kent gezmek için ayartıp geldiğimiz Bergama’ya da yolumuz düştü. Bir yere gittik, oradan 50 km’yi aşan bir manzaradan Kozak Yaylası, Bakırçay Ovası ve Bergama Akropolü görünüyordu. Rüyalarımda gördüğüm türde bir dağ ve ova sırası görüntüsüydü bu, tam dağlara baktığımız o esnada bir kelebek yanaşıp omzuma kondu. O an bir şaşırdım, sonra dedim ki “Evet, burası yeni yerimiz olacak!” O gün Bergama'yı seçtik. Seçimi çevreme duyurunca, destek sayısı artmaya başladı, 2-3 ayda 26 kişi olduk. Dernek altyapısı için 1 yıl kadar çalıştık. Dernek kurulumunun ardından da bir sene sadece kenti, halkı, çalışmaları ve sosyal yapıyı tüm ekip olarak defalarca Bergama’ya gelip giderek inceledik. Yeni sosyal bir projenin kent ile bütünleşmesi süreç aldığı için bu süreci yaşamamız gerekiyordu, hatta tanıdıklarımızdan daha hızlı adım atın söylemlerine de kulak tıkamak durumunda kaldık. Kentlinin bizi kapsamasının önemi bizce her türlü atölye çalışmasının önündeydi…



GİD neler yapıyor?
Aslında biz bir deneyim derneğiyiz, deneysel atölyeler yapıyoruz. Atölyelerin içerik hedefinde olmazsa olmazımız sosyal etki yaratmak. O hedefi de üreten, geliştiren ve paylaşan atölye mantığıyla kurguluyoruz. Atölye çalışmalarımızı, düşünsel ve uygulamalı atölyeler olarak ayırıyoruz. Bazı atölyelerde ekipman kullanmıyoruz, bunlar düşünsel, bazı atölyelerde ekipmanla çalışıyoruz, bunlar da uygulamalı. İlk bir yıl bahsettiğim gibi atölye çalışması yapmadık. Başka bir şehirden gelip yerelde uluslararası bir dernek kuruyorsunuz, önce yerel dinamiklere hâkim olmamız gerekliydi. Bir yıl boyunca incelemeler yaptık, raporlar okuduk, kurumlarla konuştuk, kentte yaşayan ve kentten ayrılmış insanlarla tanıştık. İçerideki dinamikleri deneyimledikten sonra, burada şu tip sosyal ihtiyaçlar var, biz şu davranış modeliyle burada rahat çalışabiliriz, yaklaşımlarımız da şöyle olmalı temasıyla süreci başlattık. Sosyal çalışma yürüten kurumlar için yerel yönetimler çok değerli oluyor. Bergama Belediyesi bu konuda çok etkili çalışıyor, sırf bize değil birçok kuruma destek veriyor. Bergama Ticaret Odası da kent içindeki çalışmaları destekliyor. GİD olarak yerelden, ulusaldan ve uluslararasından da paydaş olduğumuz başka girişimler, dernekler ve vakıflar da dernek süreçlerine dahil oldu.

Atölye çalışmaları ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Değiş – Tokuş Mutfak Atölyesi; Bergamalı kadınlar yerel yemek bilgi, beceri ve tecrübelerini atölye moderatörleri eşliğinde paylaşıyorlar. Proje, Bergama kentinin farklı yemek kültürleri esas alınarak belirlenmiş köylerinde uygulanıyor. Her atölyeye Bergama dışından bir aşçı da katılıyor, böylelikle farklılıklardan oluşan bilgiler ve tecrübeler karşılıklı paylaşılıyor. Bergamalı kadınların atölyelerde yaptığı yerel yemeklerin tarif ve tarihini anlatan bir kitap, basılı olarak çıkacak ve yapılan atölye çalışmaları bölümler halinde sosyal medyada yayınlanacak.

Deneysel Liderlik Atölyesi; bireyin kişisel yeteneklerini deneyimlemesinin, pratik uygulamalar ile öz gözlemlemesini arttırmasının ve bu bilgilerini yaşam adımlarına dönüştürmesinin hedeflendiği bir atölye çalışması.

Bergama Tasarım Atölyesi; Bergama’ya özgü farklı konuları, tasarım ve araştırma temelinde değerlendirip, Bergama’dan ve Bergama dışından katılımcılarla birlikte çalışıp paylaşabilecek bir üretim atölyesi.

Bergama Tasarım Atölyesi Projesi ile, hedef bölge ve bölge çevresindeki çocukların ve gençlerin, çalıştaylar, buluşmalar aracılığıyla, tasarım disiplinleriyle tanışmaları, sorun tespiti ve çözümünde tecrübe edinmeleri, düşündükleri ve tasarladıklarını üretmeye yönelik eğitim almaları, farklı odak gruplarla tecrübe paylaşımı gerçekleştirmeleri ve böylelikle bölgedeki yerel kültürle tasarım araçları yoluyla iletişim kurmaları hedefleniyor. Projenin hedeflediği yaş gruplarında yaklaşık 25 bin çocuk ve genç bulunmakta. Proje süresi içinde bu katılımcılardan 1000’e yakınına ulaşıp eğitimler vermeyi amaçlıyoruz.



Güzel İşler Doğa Atölyesi; burada doğa içinde yine düşünsel ve uygulamalı, iki farklı kapsamda atölye istasyonları oluşturacağız. Doğa Atölyeleri yaz kış etkin olacak. Atölye gün içinde gönüllüler dahil 200 kişi için faaliyet imkânı yaratabilecek. Bölgede gün içinde çalışma istasyonlarının yanında sunum, toplantı, eko-tarım, hayvan besiciliği, konuklar için mutfak, okuma, dinlence ve çadır alanları da kurgulanacak.

Bergama Yol Geçen Hanı; Ekim ayında hayat geçiyor. Bu han aslında sosyal bir proje evi, burada çalışma grupları hem konaklayacak hem de evde tasarlanmış proje odaları ve alanlarında çalışmalar yapacaklar. Avrupa’da çeşitli modelleri olan bu tür proje evlerini asıl amacı, farklı iş ve sosyal grupların, izole ve ama kent merkezi daha odaklı şekilde çalışma konuları için ortak zeminler oluşturmak. Bergama Yol Geçen Hanı bu haliyle bilgi ve deneyimin insan ile etkileştiği bir proje evi oluyor.

Tonoz Düşünce Atölyesi; Güzel İşler Derneği – AYDER ortak protokolü, Best Buddies Turkey iş birliği ve Bergama Belediyesi ile Bergama Ticaret Odası desteği ile yapılan atölyede Bergama’nın tarihi dokusu içerisinde, gençlerin düşünce yeteneklerinin geliştirilmesi amaçlandı. Atölye çalışması boyunca gençlere düşünme tarzında yeni boyutlar kazandırmak, düşünce metodunun ülkemizde yaygınlaşmasına öncülük etmek, düşünceye saygıyı öğreterek etkin dinleme becerilerini geliştirmek, dünya sorunlarına felsefi yaklaşmayı öğretmek, iletişim ve etkileşim becerileri kazandırmak, öz güven duygusu kazandırmak, liderlik becerisi kazandırmak, sosyalleşmeye farklı bir boyutla yaklaşmalarını sağlamak hedeflendi. 33 öğrenci 17 atölye noktasında 5 gün süren bir çalışmayı ağustos ayında 12 gönüllü ekip üyesi ile tamamladık. Gelecek yıl 4 ayrı zamanda atölye tekrar edilecek.



Tüm bunlara nasıl zaman ayırabiliyorsunuz?
Zaman ayarlamak bir seçim meselesi. Sizin neyi seçtiğinizle ilgili bir konu, zamanımı böyle yaşamayı seçen kişiler bir aradayız aslında. Çünkü, içimizde tam zamanlı çalışanlar olduğu gibi, kendi işini yürütenler, öğrenciler, ev kadınları, orta ve üst kademe yöneticiler ve emekliler de var. Bizi bir araya getirip zamanımızı ayırmamızı sağlayan üretim, paylaşım ve gelişim dürtüsü galiba. Bunlar olunca, yaşamımızda tercih ettiğimiz seçimler herkes için farklılaştı. İşimizden arta kalan zamanı değil de yaşamımızı günlük işimizin içinde sosyal çalışmaların olduğu bir hale dönüştürdük diye görüyorum. Bir de insanın kişisel heyecanları var, bazılarımız üstlendiği çalışmayı kâğıda dökünce, bazısı projeyi tasarlayıp tanıtınca, bazısı eğitim sürecindeki sunumları yapınca, bazısı atölye anındaki duyusal paylaşımlarda heyecan duyuyor. Bu da bizleri, yaptığımız gönüllü çalışmalara duygusal olarak bağlıyor.

Sizinle proje yapmak isteyen kişi ya da kurumlar oluyor mu?
Bize birlikte çalışma yapalım diye teklif geliyor. Kurulduğumuz günden beri dikkat ettiğimiz bazı kriterlerimiz var. En başta yaptığımız çalışma bir sosyal fayda içerecek, üreten, geliştiren ve paylaşan etkileri olacak. Sonrasında süreci kurum içinde değerlendiriyoruz. İletişim ilk ve temel öğe, ilk yaklaşıma bizim verdiğimiz önem büyük diye görüyorum, çünkü dernekteki birçok arkadaşımızla ve çalışmaları yürüten arkadaşlarla hep bir yol hikayesinde karşılaştık. Ondandır ki bizi arayan bize ulaşıyor, bu hepimiz için değerli. Kapıyı açık bırakmaktan çok kapıyı yaratmamak derdindeyiz.