16 yaşındaki Bora Aşçılar’a çarparak, yaşamını yitirmesine sebep olan sürücü Mehmet Emrah Kurtoğlu’nun yargılandığı mahkemenin son duruşması, 21 Mayıs tarihinde, İzmir 27'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 2 yıl boyunca, serbest kalan sürücünün cezası ise, 2 yıl 9 ay 10 gün hapis olarak kaydedildi. Baba Osman Aşçılar ise, verilen cezanın yeterli olmadığını söyledi.

Sanığın cezası açıklandı. Mahkeme kararına göre, sürücü, Mehmet Emrah Kurtoğlu, 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası aldı. Verilen ceza sizce yeterli mi?

Bu ülkede, yılda 7 bin 454 kişi trafik kazalarında can veriyor. Biz bu ölümlerin önüne geçmek için çaba gösteriyoruz. Bu mu hak, bu mu adalet? Gencecik bir çocuğun hayatının bitmesine sebep olmuş. Üstelik alkollü bir şekilde araba kullanarak, üstelik arka koltukta 4 yaşında kişi yer alırken, bu mu karşılığı? Bu mu gerçek cezası? Benim oğlumun kazasında bilirkişi olan polisin bilirkişi olma yetkisi bile yok. Bilirkişi olması gereken şartları taşımıyor. Kaldı ki kendisi KHK ile meslekten atılmış. Benim oğlumun alacağı nefesler, bir teröristin eline bırakılamaz. Bu kişinin bilirkişi olması mümkün değilken, bu şekilde yargılama yapılamaz. Ben bu kişinin yeniden yargılamasını istiyorum. Benim, 16 yaşındaki oğlum, bir katil tarafından öldürüldü. Bu bir kaza değil. Bu bir olay. Bu bir düzenbazlık. Asla ve asla kaza değil.

Yeterli olmadığını söylediniz. Bu konuda hukuka başvuracak mısınız?

Bunların hepsini mahkemeye sunduk. Karara itiraz ettim. Şimdi konu bir üst mahkemeye çıkacak. Yani İstinaf Mahkemesi’nde incelenecek. Bir üst mahkemeden umutluyuz. Arkasını bırakmayacağım. 2 yıl 9 ay bu mu ceza? Ben adalet dilenmiyorum. Ben yalan yanlış ispatsız bir şeyin peşinde koşmuyorum. Ben her şeyi tek tek ortaya koydum. Bana desinler, şurada hata yaptın şu cümlende hata yaptın diye. Hiç birinde hata yapmadım. Bu kazada, ölü var mı? Var. Kızı sanıkların ifadesi ile yaralanmış mı? Yaralanmış. O zaman bu adamın, Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerekmiyor mu? Ama bir alt mahkemesi olan, Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Burada alabileceğin ceza, 2-6 yıl arası. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ise verilen ceza 2-15 yıl arasında. Ben avukat değilim. Hukuku bilmiyordum. İçine düşünce her şeyi öğrendim. Verilen ceza şaka gibi. Yurt dışına baktığın zaman, alkollü araç kullanırken yakalandığında 5 yıl araba kullanamıyorsun. Bu ülkede ise, böyle, cezalar ile bu suçlar önlenemez. Kalıcı tedbirler, caydırıcı cezaların verilmesi gerekiyor.

Sözlerinizde, sanık için katil diyorsunuz.

Evet. Çünkü oğlumuzun katili. Bizim oğlumuzu öldürdü. Bora, 16 yaşından beri caddede oturan bir çocuktu. Köyde yetişmedi. Hayatı caddede geçti. Hayatı Göztepe’de geçti. Bora yürümeyi çok severdi. Başına gelen bu olayda, yürüme sevdası yüzünden geldi zaten.

Karar sonrası, sanığın sizle görüşme talebi oldu mu?

Bize, baş sağlığı bile dilenmedi. Bırakın görüşme talebini, olayın ardından bir buçuk ay sonra, sanık, içki şişesi ile fotoğraf paylaştı. Biz Bora’nın ölümü ardından, İzmir’de çeşitli etkinlikler düzenledik. Anma törenleri, konserler..Sanığın eşi, yaptığımız bu etkinlikleri bir tiyatro oyunu olarak algılayıp, kendi sosyal medya hesaplarından hakaret ve tehdit içeren paylaşımlarda bulundu.

Bu paylaşımlar sonrasında ne yaptınız peki?

Elbette, hakkımı yine hukukta aradım. Savcılığa verdik. Basit, hakaret ve tehditten dolayı dava açılmaya gerek yoktur denildi.

Az önce, Bora’nın yürümeyi çok sevdiğini söylemiştiniz. Biraz Bora’dan bahseder misiniz?

Bora eğer, oradan geçmeseydi bu olay olmazdı. Bora, solfej dersi alıyordu. Akşam kurstan çıktığında, yürümeyi çok seviyordu. O hafta sınav haftasıydı. Rahatlamak için yürümek istemiştir. Zaten yürümeyi çok severdi. Hayatı müzik ile özdeşleşmiş biriydi. Bora’nın çok değişik bir kimliği vardı. Adamım derdim. Adam gibiydi çünkü. Son derece hassas ve duyarlı biriydi. Müzisyendi. Müzik sevdalısıydı. Ders verdiği öğrencileri vardı. Yaptığı iyilikleri bizler ile paylaşmazdı. Mesela, hastanede tedavi gören çocuklara müzik yapmaya gittiğini çok sonradan öğrendik. Rahmetli olduktan sonra, çok seveninin olduğunu gördük. Herkesin telefonunda koca yürekli olarak kayıtlıymış onu öğrendik. Arkadaşları arasında ahtı vefanın olduğunu gördük. Her gün arkadaşları beni arıyor. Kimisi baba der. Kimi abi der, kimisi amca der. Hal ve hatrımı her gün sorarlar. Ayakkabıları bile hala ayakkabılıklarda duruyor. Odasından hiçbir şeyini kaldırmadık.

Bora’nın arkadaşları için de zor bir durumdur. Öyle değil mi?

Olmaz olur mu? Çok zor bir durum. Bora, rahmetli olduktan sonra aynı sınıftan 7 arkadaşı ayrıldı. Bu durumu atlatabilmek, kendilerine gelebilmek için. Yani bu giden tek bir can ile sınırlı kalmıyor. Arkasından kaç tane kişinin daha canını yakıyor. Eşimi şu an arasam, kesinlikle Bora’nın yanındadır. Eşim, çok daha kötü ama bir baba olarak bende dik durmaya çalışıyorum. Kelimeler ile tarif edilecek bir durum değil. Herkese şunu soruyorum; bırakın ölmesini, bir saat çocuğunuza ulaşamadığınız zaman ne hissediyorsunuz diye? Soruyorum. Hissettiğimiz duyguların tarif edilecek bir yanı yok.

Tedavi görüyor musunuz?

Olayın ilk olduğu günden beri ne ilaç aldım ne de tedavi gördüm. Eğer yaşadığım bu acıları, bastırsaydım oğlum için bu kadar mücadele veremezdim. Aslında verilen ceza umurumda değil, çünkü Bora’yı geri getirmeyecek. Ama yasanın değişmesi gerekiyor. Mücadele edeceğim diyorum ama ne kadar daha uğraşacağım inanın bilmiyorum. Ticaret hayatımı bıraktım. Ofise gidip geliyorum ama ben ofisi bir çalışma odası olarak görüyorum. Para kazanma isteğim bitti artık. Benim hedefim Bora idi. Onun için yatırım yapmak istiyordum. Şimdi en lüks daireyi satın alsam ne olacak? Yemek yemek dahi istemiyorum. Sadece vücudumun ihtiyacını karşılamak için bir şeyler yemeye çalışıyorum.

Az önce oğlunuz adına konserlerin, çeşitli etkinliklerin düzenlendiğini söylediniz. Nedir bu etkinlikler?

Bora, rahmetli olduğundan bu yana adına konserler düzenlendi. Anma etkinlikleri düzenlendi. Çok ünlü sanatçılar geldi. Ahmed Adnan Saygun’da yapılan konserde salon tıklım tıklım doldu. Özel Rota Koleji bir müzik sınıfı oluşturdu. Sınıfa Bora’nın ismini verdi. Her duruşma saatinde, alanda yüzlerce arkadaşı toplandı. Duruşmalara öyle katıldık. Şimdi Bora adına bir platform kurma çabası içerisindeyim. Ancak ismi daha belli değil. Ben bugüne kadar, yaptığım eylemler, söylediğim sözler ile, beyefendi baba kimliğimi korudum. Oğlum için hep mücadele ettim. Bir üst mahkeme kararını sonuçlandırdığında, verilen karar sonrasında nasıl bir baba kimliğine bürünürüm inanın ben de bilmiyorum.