Bozulan ekonomik tablolarla piyasalar, bilhassa son 3 aydır diken üzerindeydi.

Beklentiler ertelendi, nutuklar tutuldu, yerel seçimlerin sonucu beklendi.

Hoş hala da bekleniyor!

İstanbul’un akılara durgunluk veren seçimi piyasaları da şaşırttı.

Piyasa tepki, verip vermemek arasına sıkıştı.

Bu aşamada yeni bir siyasi taktik geldi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, stratejik bir hamle olarak Yeni Ekonomi Programı (YEP) kapsamında reform paketi açıkladı.

Aslında YEP’den çok KEP paketi; Kriz Ekonomisi Paketi. Ama çözüm değil, teşhis demeti gibi.

Akıllı bürokratlarımız ekonomik matruşka yapmışlar.
Birkaç başlığı dışarıda bırakın, diğerlerinin içinden hep gelecek için çarpıcı vaatler çıkıyor.

Az sonra...

Kamu bankalarına acil şırınga paketin en net görünen yönü. Bu tedbir zaten şarttı, cümlelerle allayıp pullanmış. Kıdem tazminatı fonuyla işverene kıyak geçilmiş.

Geçmişte dile getirilen tamamlayıcı emeklilik sistemi caf caflı ifadelerle yine karşımızda.

Kurulacağı açıklanan Enerji Girişim Fonu ve Gayrimenkul Fonu’nun neler getireceği meçhul.

Ulusal kredi derecelendirme şirketi kurulması ise bugünün değil ancak 10 yıl sonrasının müjdesi olabilir.

Enflasyona etkisi nihayet keşfedilen tarıma, pakette geniş yer verilmiş. Orada da yığınla vaat var, çözüm yok. Ee, onu da tarım bakanı açıklayacak.

Onca detay politika yerine tarımda ortalık bu kadar yangın yerine dönmüşken çiftçiye, besiciye girdi desteği verse ya da arazi bazlı destekten ürettiğin kadar teşvik al politikası getirse yetecek. Ama belli ki Hükumet sorunlara hala maşa ile yaklaşıyor.

Dolaylı vergilerin azaltılarak dolaysız vergilerin artırılması hedefi de olumlu ancak o da daha sonra.

Özetle paket, tam da yerel seçimler sonrası piyasaların ateşini düşürmek için hazırlanmış. Sınırlı vaat, çok sayıda umut içeriyor.

Belli ki piyasada olası her yükselişten sonra bir 'az sonra' açıklanacak.

Bekleyin, matruşkanın altından diğer matruşkalar çıkacak!

Bu tedbirler, dinamo etkisiyle birbirinin üzerine yıkılmayı bekleyen piyasaları canlandırmaya yetmez. Yüzbinlerce firmanın finansal girdabını çözmez.

Ekonominin yaşadığı temel açmazların herhangi birine dair anlamlı bir bakış açısı bulunmuyor.

Özetle yeni paket bize nedense; hevesli bir bakan ve ekibine seçimden sonraya piyasaları rahatlatacak bir paket açıklayın ama içerisinde gerçek bir reform olmasın diye verilmiş ev ödevi izlenimi veriyor!

İzmir gelirini artırmalı

Türkiye’nin yaşadığı ekonomik tablodan İzmir’de nasibini alıyor. Daha doğrusu nasibini kaybediyor. Kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla rakamlarındaki düşüş dikkat çekici. 2004 yılında kişi başı geliri 6.54 olan İzmirliler 2017’de 6.16’ya kadar düştü. Diğer illere oranla düşüşün daha yüksek olduğu dikkatimizi çekiyor. Sıralamaya baktığımızda İzmir, kişi başına gelirde artık 3. değil 5. kent. İşte o nedenle tüm yerel yönetimlerimize diyoruz ki; iyice daralan bütçelerinizi artık gözboyayan faaliyetlere harcayacak tek kuruşunuz yok. Kentin gelirini, refahını artıracak çalışmalara odaklanmak, her ihaleyi titizlikle gerçekleştirmek boyunların borcu da umarız dikkate alınır.