Balıkesir Sındırgı, 10 Ağustos ve 27 Ekim tarihlerinde 6.1 büyüklüğündeki iki ana şokla sarsılarak adeta bir deprem laboratuvarına dönüştü. Çevre illerden dahi şiddetli şekilde hissedilen bu depremlerin ardından bölgede bugüne kadar 18 bini aşkın artçı sarsıntı kaydedildi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yaşananların ciddiyetine dikkat çekerek, "Normal şartlarda Türkiye genelinde 10 ayda görmeyi beklediğimiz deprem aktivitesi, sadece Sındırgı'da son 3 ay içinde gerçekleşti. Bu, sıra dışı ve üzerinde durulması gereken bir durum" dedi. Bu yoğun aktivite, bölgedeki jeotermal sistemin varlığıyla da ilişkilendiriliyor ve bilim insanları tarafından "deprem fırtınası" olarak nitelendiriliyor.
'Ölü' faylar dirildi
Prof. Dr. Sözbilir, bölgedeki sismik hareketliliğin endişe verici bir gerçeği ortaya koyduğunu belirtti. Daha önceleri sismik açıdan sakin olan ve hatta 'ölü fay' olarak sınıflandırılan fay segmentlerinin deprem üretmeye başladığını vurgulayan Sözbilir, "Son dönemde Sındırgı Fayı da bu aktiviteye katıldı. Eskiden çok az bir aktivitesi vardı. Sistemin güneyindeki fayların da harekete geçmesiyle birden fazla fayın sürece dahil olduğunu görüyoruz. Bu durum, deprem fırtınasının neden birkaç ay daha sürebileceğini açıklıyor" ifadelerini kullandı. Uzmanlar, depremlerin birbirini tetikleyerek enerjinin bölgedeki diğer fay hatlarına doğru yayılabileceği ihtimali üzerinde duruyor.
Devlet teyakkuzda, halk güvende
Yaşanan yoğun sarsıntılar nedeniyle Sındırgı'nın afet bölgesi ilan edilmesiyle birlikte, Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) derhal devreye sokuldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekiplerinin yaptığı hasar tespit çalışmalarının ardından, risk taşıyan tüm binalar tahliye edildi. Prof. Dr. Sözbilir, "Hasarlı binaların tamamı boşaltıldı ve bu binalarda yaşayan vatandaşlarımız daha güvenli yerlere alındı. Dolayısıyla, olası yeni sarsıntılarda bu tür binalar yıkılsa bile can kaybı yaşanmayacak olması en büyük tesellimiz" dedi. Ayrıca, bölge halkının yaşadığı travmayı atlatabilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı psikososyal destek ekipleri sahada sürekli olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Sarsıntılar devam edebilir
Bölgedeki sismik aktivitenin bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Prof. Dr. Sözbilir, depremlerin Gelenbe Fayı'na doğru bir yayılım gösterdiğini ve bu fayın bir bariyer görevi görerek enerjiyi kuzeye veya güneye yansıtabileceğini belirtti. "Deprem aktivitesi bu bölgede ilerleyip, sürebilir. Bu nedenle bölgenin sürekli olarak izlenmesi ve halkın bilgilendirilmesi büyük önem taşıyor" diyen Sözbilir, vatandaşları AFAD tarafından yapılan uyarılara ve bilgilendirmelere harfiyen uymaları konusunda uyardı. Bölgedeki hareketlilik, Türkiye'nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne sererken, kentsel dönüşümün ve yapı güvenliğinin ne denli hayati olduğunu da kanıtlıyor.