“Priene'de Teutames oğlu Bias doğmuştur,

Logos'u (aklı, ünü) ötekilerden üstündür.”

(Efesli Herakleitos)

Milattan önce 546 yılıydı.

Doğudan, İran'dan Anadolu üzerine bir silindir yürüyordu:

Pers İmparatoru Kyros'un (Kurus), kimilerine göre 1 milyon kişilik ordusuydu bu. Ordunun 700 bin kişilik asıl kısmı Gordion üzerinden, geri kalan 300 bin kişisi güneyden, Lykia (Likya) üzerinden yürüyor, önüne gelen ırmakları kurutuyor, kentleri yakıp yıkıyordu. Harpagos kuvvetleri yaka yıka, bugün kalıntıları Söke'nin Güllübahçe Köyü'nde bulunan Priene'ye yaklaşıyordu. Bu muazzam kuvvetlerin karşısında durulması olanağı yoktu. Herkes, yükte hafif, pahada ağır nesi varsa alıp kaçmaya çalışıyordu. Çağın en büyük bilgelerinden Bias'a da:

-Hadi, dediler, “Senin de kıymetli neyin varsa al da, kaçacaklar arasına katıl!”

Koca Bilge, gayet sakin, sağ elinin gösterme parmağını sağ kaşının yanına dokundurarak şu tarihi sözü söyledi:

-Bütün servetimi yanımda taşıyorum...

İlk çağın en akıllı kişileri sayılan Yedi Bilge'den (Yedi Hakimler) listesinde hakederek yerini alan Bias, eğer Yunanistan'da yaşamış olsaydı, hakkında Sokrates ve Platon kadar bilgi sahibi olurduk. Ben ve benim gibi Anadolu sevdalıları, yurdumuzda yaşamış büyük kişiler konusunda çeşitli kaynaklardan cımbızla bilgi devşiriyoruz. An itibarıyla, konuya ilişkin üç kaynak adı vereyim:

Diogenes Laertius “Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri” (Türkçe çevirisi 2002), Cemil Sena “Büyük Filozoflar Ansiklopedisi” (4 Cilt, 1976 vd), Şadan Gökovalı “7 Bilge, Harika, Kilise, Uyuyanlar” (1968). Görüldüğü gibi ben, konuya ilişkin kitabımı, diğer ikisini görmeden yazmışım.

Bias, VI. YY'nın en bayındır kentlerinden Priene'de yaşıyor ve politika ile uğraşıyordu. Çağdaşları ona büyük saygı duyuyordu. Çok önemli sorunlar için “Priene Hatibinin Davası” sözü yaygınlık kazanmıştı. Devlet yönetimine doğrudan katılmamış ama, kenti iki kez düşman eline düşmekten kurtarmıştı. Lydia Kralı Alyattes kenti kuşattığında ona son derece semirttiği iki katır göndermiş. Saldırgan kral, şehirde bolluk olduğuna inanmış. İçeri giren kral elçilerine, üstünü tahılla kapladığı kum yığınlarını göstererek halkı zengin gibi göstermiş. Lydialı Kral, kuşatmayı kaldırmış!

Onun “Çokların Kötü Olduğu” sözünü, Herakleitos bayrak edinmiştir. Bias'ın son derece zengin olduğu anlaşılıyor. Öyle ki; Meseneli tutsak kızları, karşılığını vererek kurtarmış, kendi kızları gibi yetiştirdikten sonra babalarının yanına göndermiş. Duruşmalarda son derece usta bir savunman imiş. Bu konuda ünü öylesine yaygınmış ki; “Davanı Prieneli gibi savun” sözü dillere pelesenk olmuş.

İyice yaşlandığı bir sırada, önemli bir konuda savunma yapmış; konuşması bitince, başını torununun omuzuna dayamış ve dava kendi lehine sonuçlanınca ölüvermiş.

Priene halkı, daha o sağ iken, bir araziyi “Teutameneion” adıyla ona adamış. Ölüncede görkemli bir törenle de gömmüş. Mezartaşında şu sözler yazılmış:

“Bu taş, ünlü Priene topraklarında doğan

İonyalıların büyük gurur kaynağı Bias'ın üstünü örtüyor.”

Prienelilerin mutlu insanlar olmalarında, Bias'ın etkisi büyük olmuştur. Zira onlar her konuda koca bilgeye danışıyor, onun öğütlerine uyuyordu. Sözgelimi sormuşlardı:

-İnsanlar için en tatlı şey nedir?

-Umut...

İonia'ya üzerine 2 bin dize yazmıştı. Bu şiirden bazı dizeler günümüze ulaşabilmiştir. İşte Bias'tan kalmış birkaç altın söz:

“Yaşadığım kentte tüm yurttaşlar senden hoşnut kalsınlar.”

“İşe yavaş giriş ama başladığın işe sıkı sıkı sarıl!”

“Bilgeliği sev!”

“Çabuk konuşma, ardından pişmanlık gelir.”

“Zor kullanarak değil, ikna ederek al.”

“Yaptığını düşün!”

“Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri” konusunda bize sağlıklı bilgiler bırakmış olan Diagones Laertios, Bias için “Bu da benden” diyerek bir şiir yazmış; işte o altın dizeler:

“Hermes'in usulca Hades'e götürdüğü,

yaşlılığın beyaz çiçeklerle donattığı

Bias'ı burada saklıyorum.

Bir dostunun davasını savunuyordu,

sonra düşüp bir çocuğun kollarına,

büyük uykuya daldı.”