Başbakan Binali Yıldırım, "Afrin bölgesini de terör oluşumlarından temizleyeceğiz ve oradaki o bölgenin insanlarına tekrar topraklarına, yurtlarına dönmesini sağlayacağız. Bir kirli pazarlık içinde olmayız. NATO'da müttefikimiz, uzun yıllar 'stratejik ortak' diye düşündüğümüz Amerika'nın artık aklını başına toplayıp doğru dürüst bir karar vermesi lazım" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ve Makedonya Başbakanı Zoran Zaev, Çankaya Köşkü'ndeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Yıldırım, 3,5 milyon Suriyeli'nin canını kurtarmak, terör tehdidinden ve rejim baskısından kurtulmak için Türkiye'ye geldiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bizim amacımız, Fırat Kalkanı'yla Münbiç, Azez arasını nasıl temizlediysek Afrin bölgesini de terör oluşumlarından temizleyeceğiz ve oradaki o bölgenin insanlarına tekrar topraklarına, yurtlarına dönmesini sağlayacağız. Bir kirli pazarlık içinde olmayız. Terör bizim için en büyük tehdittir. En büyük baş belasıdır.

NATO'da müttefikimiz, uzun yıllar 'stratejik ortak' diye düşündüğümüz Amerika'nın artık aklını başına toplayıp doğru dürüst bir karar vermesi lazım. Terör örgütlerini yanına alıp terörle mücadele etmenin, devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını artık Amerika'nın görmesi gerekiyor. Görürse güzel, görmezse biz yapmamız gereken neyse onu yapmaya devam ederiz. Hem Afrin'de hem de diğer bölgelerde terör tehdidini sona erdirmek için atılması gereken adımları kararlılıkla atarız. Bunun için de herhangi birinin icazetine ihtiyacımız yok. Uluslararası hukukun bize tanıdığı bütün imkanları sonuna kadar kullanırız."

Başbakan Yıldırım, HDP'nin hafta sonu yapılan kongresinde, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın afişlerinin salona asılması ve Zeytin Dalı Harekatı'na yönelik ifadeler nedeniyle soruşturma başlatılmasına ilişkin bir soru üzerine de şunları kaydetti:"Savcılık, yapılması gerekeni yapmış. Türkiye'de siyasi faaliyet gösteren siyasi partinin, her şeyden önce terörle bağını açık bir şekilde kestiğini milletimize ilan etmesi lazım. Biz bunu bekliyoruz. Biz terörü sonlandırmak için büyük mücadele veriyoruz. Şehitlerimiz, gazilerimiz, sivil vatandaşlarımız terör saldırılarıyla hayatını kaybediyor. Hal böyleyken, siyasi parti kimliğinde bir oluşum terör örgütüyle iç içe terör örgütünün baskısından kendisini kurtaramamışsa o zaman meşruiyetini kaybetmiş demektir. Hiç kimsenin suç işleme lüksü yoktur. Türkiye bir hukuk devleti, hukuk devleti içerisinde işlenen her türlü suçun, yapılan her türlü kanunsuz eylemin karşılığı vardır. Hukuk, yargı gereğini yapacaktır."