Ege Postası'ndan Yusuf tomruk'un haberine göre, CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısıyla TRT’yi sert bir dille eleştirdi. CHP’li Sertel basın mensuplarına yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bizim CHP olarak birçok konuda halkın yanında ve safında mücadele ettiğimizi biliyorsunuz. Bizim için önemli olan halkımızın mutluluğunu, aşını, işini korumak, kadın cinayetlerinin önüne geçmek ve ülkenin kalkınması için mücademizi sürdürmek. TRT ne yazık ki son yılların en kötü, en ilkesiz, en tarafçı, en acımasız, en kötü habercilik ve yorumculuğunu yapıyor. Geçtiğimiz gün 22 aralık pazar günü Enine Boyuna diye bir program yapıldı. Bu programın yapımcısı hepinizin tanıdığı İsmet Berkan. Bir dönem bu arkadaşımız Radikal gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yaptı ve buradan işten çıkarıldıktan sonra TRT'de bu programı yapmaya başladı. Bu İsmet Berkan'ı Kabataş yalanı ile herkes biliyor. Gezi olayları sırasında hamikle kadını tekmelediler diye uydurulan bir yalanın görüntülerini izlediğini söyleyen ve yalan söylediğini sonradan itiraf edip toplumdan özür dileyen biri. Bu kişinin yaptığı programda yorumcular da fazla uzak değil, tanıdığımız kişiler. Hasan Basri Yalçın ve Burhanettin Duran gibi insanlar. Bunlar kimi gazeteci kılığında kimi öğretim üyesi kılığında görev gören kişiler" dedi.

‘Güfte Fethullah Gülen yazan TRT...’

Bahsi geçen isimlerin ortak özelliğinin SETA Vakfı'nın kurucuları ve aralarında ortaklık bulunan kişiler olduğunu ileri süren Sertel, "Biliyorsunuz, gazetecileri ihbar eden ve gazeteciler hakkında dosya hazırlayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Danışmanlığı'na sunan adeta MİT'in görevini üstlenen özgürce gazetecilik yapmaya çalışan insanların fişleyip raporlaştıran bu kuruluş... Bu kuruluşun üyeleri bu programda buluşuyorlar, Hasan Basri Yalçın ve Nemi Miş şu sözleri söylüyor: CHP'nin devlet karşıtı ve Türkiye'nin altını oyan bir politika ürettiğini söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu bir partiye devlet düşmanı diyecek kadasr alçalıyorlar ve alçakça bir ifade kullanıyorlar. CHP'yi de Türkiye'nin altını oymakla TRT gibi bir ekranda suçluyorlar. Bunların üstüne reji ekranın altına "CHP Türkiye'nin başarılı olmasını istemiyor" diyerek kj düşüyor. Bu TRT'nin koyduğu son noktadır. Cumhuriyet düşmanlığı, Atatürk düşmanlığı, demokrasi düşmanlığı, insan hakları düşmanlığı gibi konularda görevini yaptı ve yapmaya devam ediyor. FETÖ'nün bestesini ve güftesini 22 Haziran seçimlerinden önce TRT ekranlarına getiren ve altına da 'Güfte Fethullah Gülen' yazan TRT, FETÖ'cülerin bestelerini ekrana getiren TRT CHP'ye karşı suçlamalarda bulunuyor" ifadelerini kullandı.

‘Halk TRT’ye inanmaz noktadadır’

Aynı durumun mart yerel seçimlerinde de geçerli olduğunu söyleyen Sertel, şu açıklamalarda bulundu: "Aynı şekilde mart yerel seçimlerine bakıldığında AKP'ye 49 saat 58 dakika 12 saniye leyhte haber veriyor. Aleyhinde tek bir haber yok yani bütün belediye başkan adayları çok başarılı, çok dürüst, rüşfet yememiş, imasr yoksulluğuna bulaşmamış o yüzden tek bir eleştiri yok. MHP'nin adaylarına 3 saat 32 dakilka leyhte haber veriliyor. İttifak oldukları için de onların da aleyhinde tek haber yok. CHP'ye de 5 saat leyhte yer verilmiş, 5 saat 52 dakika da aleyhte haber yapmış. İYİ Parti'nin leyhinde 55 dakika 32 saat haber verirken, 1 saat 12 dakika aleyhte konuşmuş. TRT'nin etkisi var mı? Olmadığını İstanbul, Ankara ve İzmir seçimlerinde gördük. TRT ne kadar yalanlarını söylese da halk artık TRT'ye inanmaz noktadır. Ve TRT halkın paralarını savurur noktadadır."

'Halkın partisi CHP’ye hakaret ediyor’

"TRT aslında bağımsız ve tarafsız olmassı gerekiyor" diyerek sözlerini sürtüren CHP İzmir Milletvekili Sertel, "Özerkliği ve tarafsızlığı yasalarla koruma altına alınmış durumda. Bağımsızlığı ve tarafsızlığı yasalarla koruma altına alınmış TRT açık açık bu ilkeyi çiğniyor. Gelirinin de tamamını neredeyse yüzde 2 elektrik paylarından ve bandrollerden sağlayan TRT, gelirin yüzde 86'sını halkın cebinden sağlayan TRT, halkın partisi CHP'ye kendi ekranlarında açıkça hakaret ediyor. Bu artık çığrından çıkmış bir durumdur. Geçmiş dönemdeki rakamları meclisteki konuşmamda vermiştim, burada tekrarlayım: TRT zaten tarafıszlığını rakamlarla çok açık ve net bir şekilde ezdiğini göstermiştir. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'a 67 saat 58 dakika zaman ayrıldı. CHP Adayı Muharrem İnce'ye ayrılan zaman 6 saat 43 dakika. İYİ Parti adayı Meral Akşener'e ve partiye ayrılan süre 12 dakika. Saadet Partisi Adayı Temel Karamollaoğlu'na 8 dakika 23 saniye, seçimlerde hiçbir başarısı olmayan, hiçbir tabanı olmayan ve üye sayısı sınırlı olan HÜDAPAR'a ise 23 dakika yer veriliyor. Yani, İYİ Parti'nin mecliste grubu var, seçildiler, yüksek bir oy oranı aldılar onlara 12 dakika, hiçbir başarısı olmayan HÜDAPAR'a iki katı kadar süre ayrıldı. Toplumdan yüzde 12 civarında oy olan HDP'ye de 0 dakika süre ayrıldı. Selahattin Demirtaş zaten cezaevindeydi, görüşleri yansıması mümkün değildi" dedi.