Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dört bir yanındaki ev emekçisi kadınlar ile görüşerek yaşadıkları dramı ve taleplerini dinledi. Güvencesiz çalıştıklarını belirten kadınların ortak istediği sigorta ve insanca şartlarda çalışabilmek oldu. Kılıçdaroğlu kadınlara, "Bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması lazım artık. Bu düzeni değiştirmek zorundayız, insanca bir düzen kurmak zorundayız. Sağır kulakların duyması lazım. Benim görevimde o sağır kulaklara sizin feryadınızı aktarmak" sözleriyle seslendi.

Ev emekçisi kadınlar, yaşadıkları sıkıntıları Kılıçdaroğlu'na şu sözlerle aktardılar:

BU İŞİ HAYATTA KALABİLMEK İÇİN YAPIYORUZ: Biz ev içi çalışanları tabi ki tamamen güvencesiz çalışıyoruz, ben gündelikçi çalışan biriyim. Sürekli bir mobing, aynı zamanda çalıştığımız yerde zorunlu yapmamız gereken işlerimiz oluyor. Çalışma koşullarımızın düzeltilmesini istiyoruz. Sesimizi duyurmak istiyoruz. Güvence alına alınmak istiyoruz. Bu işi hayatta kalabilmek için yapıyoruz. Ben ilkokul mezunuyum. Çok isterdim okumak ama okuyamadım. Şartlarımız buna el vermedi.

YAŞADIĞIM EN BÜYÜK DRAM: Yeri geldi soğukta, ayazda çocuğumu kucağıma sarıp sarmalayarak beraber işe gittiğim oldu. Çocuğumu anasınıfına yazdırmak için para talep edildiğinde, okulda onu veremeyeceğimi söylediğim zaman, kız çocuğu olduğu halde bana dedikleri şuydu ‘İsterseniz okutmayın.’ Yaşadığım en büyük dram, acı benim.

ENDİŞE VE KORKU: Evimin kirasını da ödeyemiyorum, elektriğimi de ödeyemiyorum. Ne aile desteğim var ne çevre desteğim var. Tek başıma mücadele etmek zorunda kalıyorum. Endişe ve korkuyla günü geçirmekteyim.

ŞARTLAR ZORLAŞTI: Eşim asgari ücretle çalıştığı için yetmiyor. Eşime yardımcı olmak için gündeliğe gitmeye başladım. Bu pandemi dolayısıyla evlerine çoğu insanlar almak istemiyorlar. Şartlar zorlaştı.

ÜNİVERSİTE MEZUNUYUM: 20 yıldır bu işi yapıyorum. Üniversite mezunuyum. Bazen 2 günde 2 tane ev temizliğini gecenin 12’sine kadar yaptığımı bilirim.

BU İŞ YÜZÜNDEN ASTIM HATASI OLDUM: Ben de günlük işe gidiyorum. Bugün 230 lira elektrik faturası gelmiş. Evde yaşayan 2 kişiyiz. Anlam veremedim, ne yapacağımızı şaşırdık kaldık. Güvencem yok. Çalışmak zorundayım. 180 liraya günlük iş bulabilirsem gidiyorum, bulamazsam gidemiyorum. 3 aydır çalışamıyorum. Pandemiden dolayı böyleyim. Bu iş yüzünden astım hastası oldum. Yarın ne olacağım belli değil. Ev yok, bark yok. Aylık 1500 lira giderim var, ben 1500 lira kazanamıyorum ki başkanım.

Emekçi kadınların sorunlarını Meclis'te dile getirme sözü veren Kılıçdaroğlu şunları söyledi: 

DRAMI SİZ DEĞİL, BÜTÜN AİLE YAŞIYOR: Hayatın gerçeğini bir siyasetçi öğrenmek istiyorsa aslında öncelikle sizi dinlemesi lazım. Elbette bizler saraylarda oturmuyoruz. Bu toplumda çok sayıda yoksul insan olduğunu biliyoruz. Bir annenin en büyük dramı çocuğunu yatağına aç yatırması olduğunu da biliyoruz. Çok sık ifade ederim, bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmesin, her anne çocuğun karnını doyursun ve her anne çocuğuyla beraber çocuğuyla huzur içinde evinde yaşayabilsin. Ama evlerde dram var, acılar var, yoksulluk var biliyorum. Ama bunları aşmak hepimizin elinde olan bir şey. Bunları aşabiliriz aslında. Türkiye zengin bir ülke, güçlü bir ülke. Hepinizin sorunu üç aşağı beş yukarı aynı. Hepiniz Türkiye coğrafyalarının farklı bölgelerinde yaşıyorsunuz. Dolayısıyla bazılarınızın iki çocuğu var, bazılarının bir çocuğu var, üniversiteden mezunu ve onlar da işsiz. Yani dramı sadece siz değil aslında bütün aile yaşıyor. Sizler güç birliği yapabilirseniz, bu sorunların büyük bir kısmı aşılabilir., hatta çözülebilir niye çözülmesin. Neden üniversite mezunları iş bulamasın? Çocuğunuz var üniversite mezunu işsiz, ama sizlerde 2 veya 3 arkadaşım onlarda üniversiteyi bitirmişler ama merdiven temizliyorlar şimdi. Neden bir sorumluluk üstlenmişler, çocukları var çocuklarının iyi bir eğitim almasını istiyorlar.

BU ÜLKEDE HERKESİN HUZUR İÇİNDE YAŞAMASI LAZIM ARTIK: Ben size bir söz veriyorum, sizin sorunlarınızı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getireceğiz. Ben bu ülkede garibanların, bu ülkede kendisini kimsesiz hissedenlerin sözcüsü olmak istiyorum. Beylerin paşaların sözcüleri var zaten. Beylerin paşaların bir sorunu da yok zaten. Saray’da oturanların da bir sorunu yok zaten. Çocuklarınız işsiz, siz iş bulamıyorsunuz ama milletvekili emekli aylığı, bilmem ne bankasının yönetim kurulu üyeliği 5 yerden en az 10 bin lira aylık alıyorlar. Yine de doymuyorlar. Bunlara son vermemiz lazım artık. Bunları bitirmemiz lazım artık. Bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması lazım artık. Bu düzeni değiştirmek zorundayız, insanca bir düzen kurmak zorundayız. Sağar kulakların duyması lazım. Benim görevimde o sağar kulaklara sizin feryadınızı aktarmak."