Haber/ Gökçe ADAR

Cumhuriyet Halk Parti(CHP)’li Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un FETÖ/PDY üyeliğinden tutuklanarak cezaevine gönderilmesi ve yerine Urla Kaymakamı Önder Can’ın kayyum atanmasının ardından İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından DİSK Ege Bölge Temsilciliğinde, belediyelere yapılan kayyum atamaları ile ilgili basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, Urla’daki kayyum ataması karşısında sessiz kalınması halinde İzmir’de seçimle alınamayan yerlerin kayyumla alınmaya çalışılacağı iddia edildi. Açıklamaya, DİSK Ege Bölgesi Temsilcisi Başkanı Memiş Sarı, İzmir Tabip Odası adına Firdevs Çetin Uysal, KESK adına Eğitim Sen 2’Nolu Başkanı olan Hasan Ali Kılıç, TMMOB adına Melih Yalçın ve İzmir Barosu adına Sinan Balcılar katıldı.

Urla ile sınırlı kalmayacak

Açıklamayı yapan Firdevs Çetin Uysal, kayyumun  öngörüldüğünü ifade ederek, diğer ilçelerde de aynı durumun yaşanabileceğini söyledi. Uysal, "Süreç, AKP iktidarının her fırsatta büyük değer atfettiğini ifade ettiği “sandıktan çıkan irade”ye, demokrasiye, istikrara bakışının ne olduğunu ortaya koyan sayısız örneklere yenilerini eklemektedir. İktidar, kendinden olmayan her kesime düşmanlığını saklama ihtiyacı duymazken, bu çerçevede milyonlarca insanın iradesini de hukuk tanımaksızın gasbetmeye devam edeceğinin mesajını vermiştir. Tehdit, HDP belediyeleri ile sınırlı kalmamış kapımıza dayanmıştır.  Malesef bilinmektedir ki, bu uygulamanın Urla ile sınırlı kalmama ihimali yüksektir. AKP iktidarının, özellikle ranta dönüştürülebilecek kamusal varlık kokusu aldığı il ve ilçe belediyelerine türlü gerekçelerle kayyum atama ihtimali hiç de uzak bir ihtimal değildir. Bu uygulamalar gücünün bir kısmını, ana muhalefetin geçmişteki pasif tutumundan, ortak mücadeleden kaçma pratiğinden almaktadır. Ancak kendini tehditten koruma güdüsüyle ne kadar kaçılırsa kaçılsın, iktidarın yöneliminin kayyum uygulamasını er ya da geç tüm ülkeye yaymak olduğu açık bir şekilde görülmüştür” diye konuştu.

CHP liderine sitem

HDP'li belediyeye atanan kayyum sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerini hatırlatan Uysal, "31 Mart seçimleri sonrasında kayyum atamaları tekrar başlamışken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 'Bu tür olaylar yaşanınca sokağa çıkmak, protesto etmek gibi durumları doğru bulmuyoruz' şeklindeki ifadeleri, seçmen iradesinin ayaklar altına alınması karşısındaki tutumun ne olacağını daha o günden göstermişti. Bu uygulamalar gücünün bir kısmını, ana muhalefetin geçmişteki pasif tutumundan, ortak mücadeleden kaçma pratiğinden almaktadır. Ancak kendini tehditten koruma güdüsüyle ne kadar kaçılırsa kaçılsın, iktidarın yöneliminin kayyum uygulamasını er ya da geç tüm ülkeye yaymak olduğu açık bir şekilde görülmüştür” dedi.

Ortak hareket çağrısı

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak anti-demokratik uygulamalar karşısında birlikte hareket etmeye davet eden Uysal, “İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak çağrımız ve dileğimiz, sadece kayyum uygulamaları ile sınırlı olmayacak bir şekilde, ülkedeki bütün anti-demokratik uygulama ve kararlara karşı birleşik bir mücadele cephesinin kurulması, toplumsal muhalefetin rejimin faşizan tutumuna karşı mücadele etme yolunu seçmesidir. Yaşananların bütün toplumsal kesimleri ilgilendiren bir yönetme anlayışının ürünü olduğunun bilinciyle, bu çerçevede bizlere düşen her türlü göreve hazır olduğumuzu belirtiyor, yurttaşlarımıza demokrasi, barış ve özgürlükler için bir arada durarak mücadele etme çağrısında bulunuyoruz” dedi.