Muharrem İnce, ABD Başkanı Donald Trump’ın pastör Andrew Brunson üzerinden Türkiye’yi yaptırımla tehdidine ilişkin “Biz bu filmi Deniz Yücel olayında gördük” dedi.

“Diğer ülkelerin liderleri, yargılanan vatandaşlarını Erdoğan’la pazarlık yaparak kurtarabileceklerini gayet iyi biliyorlar” diye konuşan İnce, Twitter’da konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Öncesinde Başkan Yardımcısı Pence, bugün ise Başkan Trump’ın Rahip Brunson üzerinden yaptırımla tehdit ettiği bir ülke haline gelmiş olmamız bizleri şaşırtmamalı.


Başkan Yardımcısının açıklamasından sonra Rahip Brunson eve çıkarılabiliyorsa, Başkanın açıklamasıyla da serbest bırakılabilir, kendi evine gönderilebilir. Biz bu filmi Deniz Yücel olayında gördük.

Artık Dünyada yargımızın kurumsallığına ve bağımsızlığına inanan kalmadı. Diğer ülkelerin liderleri, yargılanan vatandaşlarını Erdoğan’la pazarlık yaparak kurtarabileceklerini gayet iyi biliyorlar.

Çünkü karşılarında kurumlarıyla, değerleriyle, gelenekleriyle Türkiye Cumhuriyeti devleti yok. Devleti kendisi haline getirmiş bir kişi var ve onlar o kişiyle nasıl pazarlık yapacaklarını iyi biliyorlar ve kendi çıkarları için gerekeni yapıyorlar.

Tarih göstermektedir ki tek adam yönetimine sahip devletler, büyük devletler açısından tek adamın tehdit edilmesiyle, gerektiğinde müdahale edilmesiyle hizaya getirilecek devletler olmuşlardır.

Türkiye Cumhuriyeti ne yazık ki Deniz Yücel olayında Almanya ve Rahip Brunson örneğinde ABD tarafından bu kategoriye sokulmuş durumdadır.

Bizim açımızdan bu durum kabul edilebilir bir durum değildir. Türkiye, ancak içeride demokrasisini güçlendirerek, gerçek hukuk devleti olarak bu tehditleri aşabilir.”

‘Rahip krizi’


İzmir’de 35 yıl hapis istemiyle tutuklu yargılanan ABD’li pastör Andrew Brunson adli kontrol kararıyla ev hapsine alınmıştı.

Bugün önce ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ardından da ABD Başkanı Donald Trump, ev hapsine alınan pastör Andrew Brunson’ın serbest kalması gerektiği, aksi durumda Türkiye’ye ciddi yaptırımlar uygulanacağı yönünde açıklama yapmıştı.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’yse pastörün ev hapsine alınması kararının yeterli olmadığını belirterek, Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayacak tasarının komitede kabul edildiğini açıklamıştı.

Bunun üzerine Türkiye’den üst düzey yetkililerden açıklamalar gelmiş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Kimse Türkiye’ye dayatmada bulunamaz. Hiç kimsenin tehdidine müsamaha edemeyiz” derken, Dışişleri Bakanlığı sözcüsüyse açıklamasında “Türkiye’ye kimse emir veremez ve tehdit edemez. ABD Yönetimini biran önce bu yanlış (tehditkar) söylemi bir kenara bırakarak yapıcı diyalog çerçevesine dönmeye davet ediyoruz” denmişti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Trump’ın Türkiye’yi yaptırımla tehdidine ilişkin, “ABD yönetiminin açıklamalarının, bir NATO müttefiki olan ülkemize yönelik kullanılan tehditkar dilin kabul edilmesi mümkün değildir” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Ne olmuştu?


İki ülke arasında krize neden olan Amerikalı pastör Andrew Brunson 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltına alınmış, 9 Aralık 2016’da da tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Brunson hakkında ‘FETÖ’ye ve PKK’ya üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ten 15, ‘casusluk’tan da 20 yıl olmak üzere 35 yıl hapis cezası isteniyor.

Davanın 18 Temmuz’da görülen duruşmasında da tahliye kararı çıkmamıştı.

Bu gelişmenin ardından ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hitaben tweet atıp pastörün rehin tutulduğunu ve bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini söylemişti.

Deniz Yücel


Alman vatandaşı ve Die Welt gazetesi muhabiri Yücel, ‘terör örgütü propagandası’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’suçlamalarıyla Silivri Cezaevi’nde 354 gün tutuklu kaldıktan sonra 16 Şubat’ta tahliye edilmişti. DİKEN