Eski MİT’çi Enver Altaylı, Mehmet Barıner ve tutuksuz sanık Seda Chamatzoglou’nun ‘silahlı terör örgütü yöneticiliği’, ‘siyasi ve askeri casusluk’, ‘silahlı terör örgütü üyeliği’, ‘silahlı terör örgütüne yardım’ suçlarından yargılandığı davaya, Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün devam edildi. Duruşmada, savcının mütalaasını açıklamasının ardından Altaylı’ya son sözleri soruldu. Altaylı şunları söyledi:

"Eğer Türkiye hukuk devleti ise beni beraat ettirmeniz gerekir. Ancak bir yanılışa düşüp beni mahkum etmeniz halinde son talebim şu: Yaşım 80'e yaklaştı, yürüme güçlüğü çekiyor, günlük hayatımı sürdüremiyorum. Bu yüzden damadım Metin Can Yılmaz'la aynı odada kalmam için bir karar tesis etmenizi insanlık adına rica ve talep ediyorum. Beni Rus istihbaratı mı tutuklattı? Muhaliflerin casuslukla suçlanıp mahkum edilmesi, Hitler'in, Nazi Almanya'sının uygulamasıdır. Vereceğiniz mahkumiyet kararı, mahkemelerimizin Stalin/Hitler mahkemelerinden farklı olmadığının, MİT'in talimatıyla karar verildiğinin ilan ve delili olacaktır.”

Sanık Mehmet Barıner ise hakkında isnat edilen suçların unsurlarının oluşmadığını savunarak, “Hakkımdaki iddianame, gözaltına alınmamdan yaklaşık 30 ay sonra hazırlandı. Beyanda bulunan tanıklar, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak ve suçlamalardan kurtulmak maksadıyla ifade vermiştir. MİT’te çok kısa bir süre aktif olarak görev yaptım ve gizli belgelere erişimim mümkün değil. İddia edilen yurt dışına kaçma veya kaçırılma iddiasını doğrular nitelikte dosyada hiçbir somut nitelik veya bulgu yoktur. Hakkımda isnat olunan suçlardan beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.

Mahkeme başkanı, "Biz dosyayı şu aşamada bir karara götürmeyeceğiz" diyerek davayı 8 Kasım'a erteledi.