Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilecek 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. 

Erdoğan'ın şu sıralar burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle: 

"Her seçim bir imtihandır, bir mücadeledir, bir muhasebe vesilesidir. 31 Mart seçimlerinde bu imtihanı bütünüyle demiyorum, büyük oranda başarıyla verdik. Bu mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. AKP olarak yüzde 44.4'lük bir oy oranına ulaştık. Bu mahalli idareler seçimlerinde aldığımız en yüksek ikinci orandır. Karşımızdaki dörtlü ittifakın oranı yüzde 44.5'te kaldı. AKP ve Cumhur İttifakı'nın tartışılmaz bir başarısı var. 

Milletimiz ülkemizdeki bin 389 belediyenin 758'ini AKP'li kadrolara emanet etmiştir. 2014 ile kıyaslandığında 3 büyükşehri kaybetmiş bulunuyoruz. Her seçimde olduğu gibi kazandığımız ve kaybettiğimiz yerler olmuştur. İstanbul ve Ankara önemle üzerinde durulması gereken yerler olarak duruluyor. İstanbul ve Ankara'da aslında kaybetmedik, tam tersine kazandık. Kazanmak kaybetmek nedir ona bakmak lazım. İstanbul'da 24 ilçede AKP, birinde MHP olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede Diğer ittifak ipi göğüslemiş. 

İlçeleri kazanmamıza rağmen büyük şehir belediyelerini neden kaybettiğimizi sorgulayacağız. Seçim kanunundan doğan itiraz ve düzeltme hakları bundan önce de kullanılmıştır. Ancak CHP bu konuda sınıfta kaldı. CHP halk oylamasının sonuçlarını tanımadığını ve tanımayacağını söyleyecek kadar ileri gidebilmiştir. 30 bin fark diyorlardı bu düşe düşe 13 bin küsüre kadar düştü. Şu anda son verilerle düşmeye devam ediyor. Burada ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor. 

Memur sıfatıyla orada olması gereken kişilerin birçok bankadaki işçi statüsündeki kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur gibi bir şey değildir. İş Bankası, Şeker Bank, Garanti Bankası, FİBA Bank'ın yüzlerce memuru buralarda yer almıştır. İş Bankası bizim bilgimizde değildir diye bir açıklama yaptı. Sizin bilginizde demiyoruz ama çalışanlarınızın burada görev aldığını söylüyoruz. Partimize verilen oyların takibini yapacağız.

Sonuçta şeriatın kestiği parmak acımaz diyerek içimize sinse de sinmese de YSK'nın kararına saygı duyacağız. Son ana kadar biz hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bir normal yargı mücadelesi olmaktan seçim hukukuna yönelik bir mücadeledir. Bunu sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. 

Daha ilk andan itibaren belediye başkan vekillerinin odalarındaki kilitlerin göbeğini sökecek kadar bir hırs. Zaten kazandıysan buralar size teslim edilecek. Bu teşkilat Ankara'da kabuğuna çekilmiş bir teşkilat değildir. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler seçim kampanyası süresince neredeydiler? 

Encümenin 5'i seçilmiş, 5'i atanmış, artı bir de belediye başkanı. Fakat bunu demokrasiye uygun bulmuyorum çünkü demokrasi seçilmişlerin egemen olduğu bir yerdir, atanmışların değil. Yerel seçimlerle ilgili bir düzenlemenin parlamentoda gözden geçirilişinde bunu bir defa ele almamız şart.

Nerede neler döndüğünü hepsini biliyoruz, gün ola harman ola. Zamanı geldiğinde bu teşkilatın geleceği için hesabını sormasını biliriz. Bu parti bir davadır, bu davaya gönül verenler bu davanın sır küpü içerisinde kendilerini tutmaları gerekir. Biz bu yola böyle çıktı, böyle yürüyoruz. Bizi diğerlerinden ayıran budur.

Her şeyden önce milletimiz bize bu seçimlerde hedeflerinizden kopmayın, projelerinizi hayata geçirin mesajı vermiştir. Bu muhasebeyi yaparken asıl gündemimizden kopmayacağız. Önemli olan Türkiye'nin ekonomi ve güvenlik alanında kritik süreçten geçtiği dönemde sağlam durmamızdır. Milletimizin beklentilerine cevap vermek için önce bunu başarmalıyız. Değişim hayatın gerçeğidir. Her alanda ihtiyaç duyulan değişimleri gerçekleştireceğiz. Birileri istediği için değil, ihtiyacımız olduğu için yapacağız. Bizim hareketimizin mayasında ahde vefa vardır. Hiçbir emeği hiçbir birikimi heba etmeyeceğiz. Yeni değer ve kadroalrla saflarımızı genişletip güçlendireceğiz."