CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Ordu’da STK temsilcileriyle buluşmasında, “Ayın 24'ünde sandığa gidilecek. Elinizi vicdanınıza koyarak gidin, oy kullanın. Türkiye'nin bir değişime ve dönüşüme, bir silkinmeye ihtiyacı var, bir uyanmaya ihtiyacı var” dedi.

Çeşitli programlara katılmak üzere dün Ordu'da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'ndaki toplantıda, sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ile bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

"TÜRKİYE'NİN TARIMI ÜZERİNDE BÜYÜK BİR OYUN OYNANIYOR"


“Ben size 10 yıl önce gelip Ordu Ticaret ve Sanayi Odası'nda bir konuşma yapsaydım, 'Arkadaşlar yakın bir zamanda Türkiye saman ithal edecek' deseydim, derdiniz ki 'Bu Genel Başkan kafayı yemiş'. Saman ithal ediyoruz, bugün geldiğimiz nokta budur. Ben size şimdi bir şey daha söylüyorum; tarım dünyanın bütün ülkelerinde stratejik bir sektördür. Yani beslenmek zorundayız. Türkiye kendi kendine yeten ülkelerden biriydi. Ne oldu da Türkiye bugün buğday, arpa, yulaf, et, fasulye, mercimek, canlı hayvan ithal ediyor. Yakın bir zamanda fındık ithal edersek hiç şaşırmayın. Türkiye'nin tarımı üzerinde büyük bir oyun oynanıyor. Bu oyunu egemen güçler oynuyor.”

"ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUP BİR TERCİHTE BULUNUN"


“Çiftçinin elini güçlendirmek için kurulan Fiskobirlik ve Toprak Mahsulleri Ofisi gibi kurumlar giderek zayıflatıldı. Egemen güçlere teslim olan bir siyasal anlayış var. Bu düzen bu devran böyle devam ederse, yakında bütün fındık üreticileri kendi bahçelerinde işçi konumuna gelecektir. Eğer gerçekten 'Böyle olabilir' diyorsanız tavrınızı değiştireceksiniz. Fındık konusunda şunu söyleyebilirim; en tutarlı politikaları güden, en çok dillendiren, en sağlıklı çözümü üreten tek bir parti var, o partinin adı CHP'dir. Bize oy verirsiniz, vermesiniz o ayrı bir şey. Sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyup oy verin. Fındık için miting yapan, yürüyüş yapan, parlamentoda dillendiren biz. Mademki çözüm önerileri getiren biziz, mademki yürüyüşünü yapan biziz, artık sizler de elinizi vicdanınıza koyup, bir tercihte bulunun. Artık uyanmalıyız, gerçekleri görmeliyiz."

“Türkiye'deki eksiklik namuslu siyaset… Namuslu siyasetten düşündüğüm şudur; halkı düşünen siyaset, siyaset cebi doldurma değil. Bir adam siyasete girip zenginleşiyorsa kul hakkı yemiştir. Siyasette zenginleşme mümkün değil.”

"134 MADDELİK MUHTARLIK TEMEL KANUNU"


“Muhtarlara çok sık söyleriz. Demokrasinin temel taşı vesaire vesaire vesaire... Muhtarlar madem demokrasinin temel taşı, niye muhtarları adam yerine koymuyorsunuz, hakkını vermiyorsunuz? Bu topraklarda, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Sizin tarihsel bir kimliğiniz var, demokrasiden gelen güçlü bir geleneğiniz var. Yetiyor mu bunu söylemek? Özel bir yasanız olması lazım. Bir temel muhtarlık kanunu olması lazım. Bunun hazırlığını yaptık, 134 maddeden oluşan muhtarlık temel kanunu hazırladık. Muhtarların bir binası olur. Sizi düşünmeyene niye oy veriyorsunuz? Size mutlaka kentlerde belediyenin, kırsalda da il genel meclisinin bir eleman tahsis etmesi lazım. Bunun bir yasal zorunluluk olması lazım. Bütün sosyal yardımların muhtarlıklar aracılığıyla yapılması lazım. Bir mahallede, bir köyde kim fakir kim zengin onu en iyi muhtar bilir. Hem muhtarlık çok önemli hem de muhtarı dikkate almıyoruz. Muhtarlık konusunda palavra atanları dinlemeyin.”

"KIRAATHANE TÜRKİYE'NİN HANGİ SORUNUNU ÇÖZECEK?"


“Ticaret ve Sanayi Odası’ndayız, oda yetkililerimiz de burada. Sanayinin ne kadar önemli olduğunu siz de bilirsiniz, ben de bilirim. Üretimin ne kadar değerli olduğunu siz de bilirsiniz, ben de bilirim. Üretim bir ülkenin uluslararası arenada saygınlığının da ölçüsüdür. Üreten bir Türkiye dünyanın her tarafında güçlü bir ülkedir. Üreten, hele hele katma değeri yüksek ürün üretiyorsanız saygınlığınız çok daha fazladır. Türkiye’nin geleneksel üretimden kopup, katma değeri yüksek üretime geçmesi lazım. Bunu yapmazsanız dünyanın, çağın gerisinde kalırsınız. İnsanoğlu tekerleği 3 milyon yılda buluyor, bugün her saniyede bir buluş var. Türkiye bu treni kaçırırsa bir daha yakalayamaz. Peki, iktidarın ufku ne? Teknoloji konusunda bir ufku var mı? ‘Bunları yapacağız’ diyor mu? Nedir ufku? 'Kıraathane açacağız'. Allah aşkına, kıraathane Türkiye'nin hangi sorununu çözecek? İşsizliği, çiftçinin sorununu mu çözecek? 'Fabrika kuracağım' niye demiyorsun? 'Şunu bunu yapacağım' de. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ufku dolan siyasetçi ülkeye bir şey getirmez, ufkumuzun büyük olması lazım.”

"İNSAN KAYNAKLARI BAKANLIĞI VE ESNAF BAKANLIĞI"


“Her organize sanayi bölgesinde kesinlikle yatılı teknoloji liseleri kuracağız. Hangi bölgeye gitsem ilk söylenen söz şu; 'Nitelikli eleman bulamıyoruz'. Nasıl sağlayacağız; teknoloji liseleri kurarak. Alanı herkese, düşünen insanlara açacağız. Bu aynı zamanda iş garantili eğitim demek. İnsan Kaynakları Bakanlığı kuracağız, ömür boyu eğitim olacak. Türkiye'nin büyük değişim ve dönüşüme ihtiyacı var, dünyayı iyi okumaya ihtiyacı var.”

“Fındık konusunu siz benden daha iyi bilirsiniz. Elimizde bir altın var, elimizdeki fındık altın aslında. Bütün dünyaya satıyoruz. Herkesin bizden yalvarıp fındık almasını beklerken fiyatı onlar belirliyorlar. Esnaf Bakanlığı kuracağız, dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde esnaf vardır. Ama var olan siyasal iktidar esnafı tamamen gözden çıkarmıştır. Zincir mağazalar var artık. 7000 zincir mağaza ile hangi esnaf rekabet edebilir? Ordu'daki, Trabzon'daki esnaf ne olacak, bunları düşünen var mı? Dünyanın bütün ülkelerinde esnaf vardır ve devlet esnafı korur. Ayın 24'ünde sandığa gideceğiz. Elinizi vicdanınıza koyarak gidin, oy kullanın. Bir uyanmaya ihtiyacı var Türkiye'nin. Kendi tercihlerimizle demokrasiyi getirmiş olacağız.”

"BORÇ ALAN EMİR ALIR"


“Türkiye ekonomisi tefecilere teslim edilmiş durumda. Tefeciler ekonomik kararları büyük ölçüde alıyorlar. 151 milyar dolar faizi kim ödedi? Hepimiz ödedik. Kime ödedik? Londra'daki bir avuç tefeciye ödedik. Dolar yerinde duruyor, kaybeden TL. Bu gerçeği de görmemiz lazım. Bir de içeriye ödenen faiz var. Bu tablo hayırlı bir tablo değildir. Osmanlı'nın batışını kimse unutmasın. Borçlanan Osmanlı'nın talimat aldığını kimse unutmasın. Borç alan emir alır. Bir yıl içinde 240 milyar dolar borç ödenecek. Nereden bulacaklar? Bu kafayla bulunmaz.”