Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ABD'nin İran'a yaptırımlarıyla ilgili "Bir ülkenin çıkarları doğrultusunda oluşturduğu yaptırım kararlarına tüm ülkelerin uymasını beklemek, her şeyden önce anlamlı ve adil değil. Türkiye tavrını koymuştur. Türkiye'nin yaptığı bir inatlaşma olayı değildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu

Oktay’ın yaptığı açıklamalardan satır başları:

DÖVİZİN DİLAH OLARAK KULLANILDIĞI BİR DÖNEM YAŞIYORUZ


Sistem istem değişikliği güçlü olmanın gereğini yerine getirdi. Yoğun bir manipülasyon dönemi yaşadık. Üç dört parametre vardır sıkıntılı olunan. Ama toplama baktığınızda dünyadaki birçok ülkeden çok daha iyi şartlarda ekonomik parametrelere sahip bir ülkenin birdenbire bir manipülasyonun içine girmesi. Biz bütün gücümüzle bununla mücadele ettik. Topyekun mücadele ettik. Siyasi anlamda da birçok manipülasyonun olduğunu görüyorsunuz. Topyekun bununla mücadele dip arkada bırakmaya başladığınızda bunu siyasi yansımalarını göreceksiniz.Dövizin, doların ve iç politikaların ekonomide silah olarak kullanıldığı bir dönemi yaşıyoruz. İlk defa böyle bir şey yaşıyoruz.

BUGÜN AÇIKLAMA YAPILACAK


Bir ülkenin çıkardığı yaptırım kararına bütün dünya ülkelerinin uymasını beklemek adil değil.Bir komşumuza karşı, önemli bir enerji sağlayan bir komşumuza karşı burada bir günde biz her şeyi kesme şansımız yok. Bunu defalarca ifade ettik. Brunson konusu yapay bir gündemdi. Bakanlarımıza uygulanan da yapay bir gündemdi. Duruşumuzu açıkça ifade ettik yaptırımlara karşı. Yaptırımlardan muaf 8 ülkeye ilişkin bugün açıklama olacak büyük ihtimalle sonuçlarını da göreceğiz. Türkiye tavrını koymuştur. Türkiye'nin yaptığı bir inatlaşma olayı değildir.

BİZİM ABD İLE ASIL SORUNUMUZ...


Bizim ABD ile ilişkilerimize baktığımızda bizim asıl sorunumuz, 15 Temmuz’u yaşadık, 251 insanımızı kaybettiğimiz ve bunu katillerinin elini kolunu sallayarak dolaşan bir ülkeden bahsediyoruz. Terör örgütünün ele başının iadesini istiyoruz.

Güney sınırımıza bakın ikinci ana sorun odur. Normalleşme buna da hizmet edecektir. Yapay sorunlarla değil gerçek sorunlarla ilgilenme… Sadece ekonomi değil siyasi anlamda da normal konuların konuşulduğu bir normalleşme ümit ediyoruz.

MÜNBİÇ


Türkiye’ye yönelik taciz ve tehditlere müsaade edemeyiz. Doğusunda da bu olacak. Bunu gizlemiyoruz. Açık ifade ediyoruz. İstikrarsızlık adası haline dönüştürülmüş böyle bir alanda Türkiye’nin tehdit edilmesine müsaade edemeyiz. Biz gelir sizi kaynağında kuruturuz. Ne yaparsanız yapın kim size yardım ederse etsin Türkiye kendisine karşı hiçbir tehdide hiçbir oluşumu müsaade etmeyecektir.

CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ


Cinayet başlı başına, hangi açıdan baksanız uluslararası boyutta her tarafı dökülen hiçbir tarafından tutulamayacak bir olay. Türkiye açısından baktığınızda devlet ciddiyetiyle konuya yaklaşılan bir olay.

Cinayetin bize yansıdığı andan itibaren gerek adli birimler gerek istihbaratımız çok ciddi bir sınav vermiştir. Şeffaf davranılmıştır. Türkiye içinde kimsenin böyle bir işe kalkışamayacağı kalkışırsa bedeli olacağı mesajını verilmiştir.

18 kişinin tutuklanmasını görüyoruz. Cinayet boyutu kabul edildi aydınlatıldı. Biz bunları yargılamak istiyoruz iadelerini istiyoruz. Evet cinayet kabul edildi. İtiş kakış olduğu söylendi. Sonrasına baktığınızda cinayetin planlı bir cinayet olduğu kabul edildi.

Bizim arzu ettiğimiz bir üçüncü boyutu. Bu planın yapılması, cinayetin işlenmesi talimatını kim verdi? Ceset nerede? Biz bunu cevabını arıyoruz. Bu soruyu sormak bizim en doğal hakkımızdır. Öyle bir planlı yaklaşım ki siz bir ülkeye gelirken o kişiye benzeyen birini getirir misiniz? Cesedin parçalanmasıyla ilgili başsavcılığımız açıklama yaptı. Şimdi bir asitle yok edildi gibi açıklamalar var. Türkiye kendi topraklarında olan cinayetin aydınlatılmasını bekliyor.