Radyo Ege, Seçim 2019 programında, Erhan Gölbey ve Eylem Aslan’ın sorularını yanıtlayan CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Aday belirleme süreci, İyi Parti İttifakı ve İzban konuları ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Parti yönetiminin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na, 3 büyük kentte aday belirleme yetkisi verdiğini belirten Bayır, ‘’16 – 17 Ocak tarihlerinde İzmir adaylarının kim olduğu açıklanacak. Şu anda konuşulan isimler, algı oluşturma amaçlı, hepsi manipülasyon. Adayların, isimlerinin geç açıklandığına dair söylentiler var. Gecikme yok. Geçen seçimde, seçime son 40 gün kala açıklanmıştı. Genel Merkez, ince eleyip, sık dokuyor, hata yapmak istemiyor’’ dedi.

En Yüksek Oy Kiminle Alınacaksa O Aday Yapılmalı

En fazla oy, hangi isimle alınacaksa, onun aday yapılması gerektiğinin altını çizen Bayır, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili soruya da; ‘’35 yıllık bir partiliyim. Adayım demedim, aday değilim de demedim. Partimizin genel merkezini, genel başkanını, sıkıntıya sokmak istemem. Genel Başkandan yapılacak anket veya kamuoyu araştırmalarında adımın konulması ile ilgili talebim oldu. Aday arkadaşlarımızın hepsi kıymetli, bu işleri yapabilecek bilgi ve donanıma sahip kişiler. ‘Adayım’ dediğinizde insanlar kilitleniyor, beklenti içine giriyor. Gösterilmediğinde ise küskünlük oluyor. En yüksek oy kiminle alınacaksa, o aday yapılmalı. Çok fazla aday olması, güçlü olmamızdan kaynaklı. Aday kim olursa olsun, Aziz Beyin tecrübelerinden faydalanmalı, ona danışmalı’’ dedi.

İyi Parti ile İttifak

İyi Parti ile İzmir’deki ittifak görüşmelerinden nasıl bir sonuç çıkacak, sorusunu yanıtlayan Bayır, ‘’Ülke genelinde, bizim için psikolojik sınır olan, %30 barajını aşmalıyız, aşmak zorundayız. Yerel seçimlerle, genel seçimleri ayıran en önemli özellik aday faktörüdür. Eğer aday halka dokunmuşsa, iyi bir izlenim bırakmışsa, rozetinin İyi Parti ya da CHP olması fark etmez. İzmir seçmeni sağduyuya sahip. Siyaset, sonuç alma sanatıdır. İttifakta; sorun yaratan değil, sorunlara çözüm bulan insanlar olmalıyız. Kaybedilen, en az altı ilçeyi geri alacağız’’ dedi.

Nihat Zeybekçi Hendeğe Düşecek

Bayır, Nihat Zeybekçi’nin AK Parti’den aday olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna, ‘’Nihat Beyle, mecliste aynı komisyonda çalıştık. İzmir’de, seviyeli ve kaliteli bir yarış olacağını düşünüyorum. Nihat Bey, adaylığı ile ilgili soruya, ‘İzmir mahallenin en güzel kızı. Kim almak istemez ki?’ cevabını vermişti. Bende kendisine, ‘İşte deve, işte hendek. Baktın olmaz, vazgeçersin. Zordur bizden almak kızı’ diyerek cevap vermiştim. Zarif ve naif bir insan ama üzülüyorum. Çünkü o da, aynı Binali Yıldırım gibi hendeğe düşecek. Zeybekçi, Denizli’den geldi. İzmir’e adapte olabilecek biri değil. Adayımız, denk aday profilinde olmalı. Adayın profiline uygun, aday belirlenmesi daha iyi olur. İş dünyası ile, sendikalarla barışık olacak, ticarette başarılı, siyasi yaşamında kanıtlamış birisi olmalı’’ dedi.

İzban Sorununu ‘Biz Çözdük’ Diyecekler

Bayır, İzban sorununa ilişkin, ‘’Olayın taraflarını doğru belirlemek lazım. İşin bir tarafında, emeğinin hakkını almak isteyen işçi kardeşlerimiz var. Kesinlikle mağduriyetlerinin giderilmesi lazım. Buna itirazımız yok. Aziz Bey, %25 zam oranı önermiş. İzban çalışanları, İstanbul’dakiler kadar ücret alsa, bu orana ses çıkartmazdı. Greve gidilmezdi. Aziz Bey bu parayı cebinden vermiyor. Bizim vergilerimizle, halkın parasından veriyor. Aziz Bey, ‘Yerime gelecek belediye başkanı düşünsün’ diyebilirdi. Ama bunu yapmadı. Bu zam oranı; iş dünyasını, Aziz Beye düşman eder. Bu zammı duyan özel sektör ve kamu çalışanları da doğal olarak, aynı oran üzerinden, işverene zam isteğinde bulunacak. Sanayici, işveren bunu verebilecek durumda değil, bu zammı veremez. Bunu kaldıracak bir ortam yok. Olaya bir de bu açıdan bakmak lazım. Burada mağdur olan halk. Bu işi siyaseten kullanmak isteyenler var. Kaos yaratıp, bu sorunu, ‘Erdoğan ya da Zeybekçi halletti’ diyerek, kahraman olacaklarını sanıyorlar. İzmirli, en başından beri, bu oyunun farkında. Biz; bu işi, yine kendi aramızda çözeceğiz. Yeter ki; iyi niyetli olunsun. Ben il başkanıyken de aynı durum vardı. Oturduk, konuştuk ve çözdük. Amacımız sorunu çözmek. Emekçi kardeşlerime sesleniyorum ve ortak formül sunuyorum. ‘Bunu seçim dönemine denk getirmeyelim. %25’i kabul edin. Aradaki farkı, yeni belediye başkanı ile 1 Nisan’da, hep birlikte oturup, konuşalım. İzmirliyi, mağdur etmeyelim. Ayrıca, bu konuda haklı oldukları halde, haksız durumuna düşecekler. ‘Neden sadece İzmir’de oluyor bu grev?’ diye vatandaşımız sorgulayacaktır’’ dedi.

Binali Yıldırım’ın İstifa Etmesi Gerekir

Binali Yıldırım’ın, Meclis Başkanlığından istifa etmeden, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilmesine tepki gösteren Bayır, ‘’Tek adam rejimi böyle uygun görmüş. Meclis başkanları tarafsız olmalı. Kırmız plakalı araba ile herhangi bir siyasi toplantıya katılmazlar. Bu durum Anayasamızın 94. Maddesine aykırı. Yılmaz Ateş, bizden aday gösterildiğinde istifa etmişti. Bu durum etik ve ahlaki değil’’ diyerek sözlerini sonlandırdı.