CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Toplantı sürerken açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Milli Takıma İzlanda havalimanında yapılan muameleye işaret ederek, "Milli Takımımıza İzlanda havalimanında yapılan çirkin muameleyi kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Bu olayı kınıyoruz. Milli Takımımız bu tavra en güzel cevabı yarın akşam yeşil sahalarda verecektir" diye konuştu. 

Türkiye'nin ekonomik sorunlarının hızla derinleştiğini, mutfaktaki yangına artan işsizliğin refakat ettiğini vurgulayan Öztrak, Türkiye'de 8,5 milyon işsizin bulunduğunu, her 100 işsizden 24'ünün üniversite mezunu olduğunu söyledi.

Milletin borcunu ödeyemediğine, protesto edilen senet tutarının bu yılın ilk 4 ayında geçen yıla göre yüzde 57 artarak 7 milyar liraya ulaştığına, aynı dönemde karşılıksız çek tutarının ise yüzde 84 artarak 12 milyara geldiğine dikkati çeken Öztrak, iş adamlarının, esnafın, çiftçinin faiz ve kur kıskacı altında sıkıştığını ifade etti.

"Bakıyoruz, saray sosyetesi ve sarayın etrafındaki mutlu bir azınlık ihtişamlı yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Hiçbir bankacılık tecrübesi olmayan mütekait siyasiler banka yönetim kurullarına atanıyorlar. Ardından THY'de çalışan saray sosyetenin genç bir üyesine 40 ayrı şirkette yönetim kurulu üyeliği veriliyor." iddiasında bulunan Öztrak, milli havacılık şirketi THY'nin saray sosyetesinin arpalığı haline geldiğini ileri sürdü.
 

"Sıradan bir mektup değil"


Öztrak, Türkiye'nin aile şirketi gibi yönetildiğini, 2014'ten bu yana iplerin tek kişinin elinde olduğunu öne sürerek, ipleri tek başına elinde tutan bu kişinin, dışarıdan veya içeriden gelebilecek ters rüzgarlara karşı ekonominin dayanıklılığını artıracak en ufak önlem almadığını savundu.

Türkiye'de hukuk devleti ilkesinin, hukukun üstünlüğünün yerlerde süründüğünü ileri süren Öztrak, "Türkiye'de kimin hapse gireceğine Beştepe'deki saray, kimin hapisten çıkacağına ise ABD'deki Beyaz Saray karar veriyor. Ülkeyi pahalılık, işsizlik ve yoksulluk batağına sürükleyen beceriksiz saray yönetimi sıkışmış gözüküyor. Şimdi kendi koltuklarının bekası için Türkiye'nin itibarını bozuk para gibi harcıyorlar." dedi.

ABD Savunma Bakanlığınca Türkiye'ye bir mektup yazıldığını anımsatan Öztrak, şöyle devam etti:

"Bu mektup, sıradan bir mektup değil ama ülke bu mektubu ABD Savunma Bakanlığının web sayfasından öğreniyor. Dil ve kullandığı üslup bakımından 1964'teki Johnson mektubuna benziyor. Bu mektupta Türkiye'ye ültimatom veriliyor. İktidar, S-400 ile F-35 silah sistemleri arasında kesin tercihe zorlanıyor. Gelen mektubun ekinde Türkiye'yi F-35 programından çıkarmaya dönük adımlar takvime bağlanıyor. Ancak mektupta bundan daha dikkat çekici ifadeler var. Örneğin, takvime bağlanan adımlara ilave olarak ABD hükümeti kongreyi işaret ediyor. Türkiye'ye yönelik ekonomik ve askeri yaptırım uygulama konusunda kongrede parti ayrımı olmaksızın güçlü bir irade olduğuna dikkati çekiyor. Amerikan tarafı kongre kartıyla konuyu kendileri açısından milli bir mesele olarak gördüğünü ima ediyor aslında. Şimdi eğer muhataplarınız size bu ciddiyetle bir ültimatom verdiyse, sizin yapmanız gereken tek bir şey vardır, o da aynı ciddiyetle karşılık vermek ama ne yazık ki saray bugüne kadar dış politikayı bir devlet politikası olarak görmedi, bir milli politika olarak görmedi, görmemeye de devam ediyor. Meclise bilgi verme ihtiyacı dahi duymuyor."


"ABD'nin mektubuna cevap verilmedi"


"Ana muhalefet olarak bizden çekinmelerine gerek yok. Biz, 1964'te Johnson mektubu yazıldığında, 'Yeni bir dünya kurulur, Türkiye'de o dünyada yerini alır.' diyen İsmet Paşa'nın anlayışından geliyoruz." ifadesini kullanan Öztrak, iktidarın bu işi bir devlet meselesi olarak görmek yerine, şahsi meselesi gibi gördüğünü, bu ayın sonunda ABD Başkanı Donald Trump ile Japonya'da yapılacak görüşmede bu işlerin çözüleceğinin düşünüldüğünü söyledi.

ABD'nin bu mektubuna cevap verilmediğine işaret eden Öztrak, bunun kapalı kapılar ardında görüşülerek halledilmeye çalışıldığını öne sürdü.

Öztrak, dış politika ve savunma konusunda Meclisin de muhalefetin de sürekli bypass edildiğini dile getirerek yeni rejimde, devletin dış politika oluşturmakta sıkıntı yaşadığını savundu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ülkenin yazgısında tek yetki ve güç sahibi olan Büyük Millet Meclisi, bu ülkenin düzeni için, iç ve dış güvenliğini sağlamak ve korumak için en büyük güvencedir. Büyük milli sorunlar şimdiye kadar ancak Büyük Millet Meclisinde çözümlendi. Gelecekte de yalnız oradan kesin önlemler sağlanabilecektir." dediğini aktaran Öztrak, iktidarın TBMM'yi bilgilendirmesinde ve milletin ortak aklına başvurmasında çok büyük yararlar olduğunu söyledi.