Çavuşoğlu Irak Meclisi'nde ABD askerlerinin Irak'tan çıkarılmasına ilişkin alınan karara yönelik, “Irak Meclisi'nin kararı bağlayıcı değil ama en azından Şii grubunun bir tutumunun göstergesidir. Süleymani'nin öldürülmesinden sonra bizi ilgilendiren kısmı ise geçtiğimiz yıl içerisinde 3+3 toplantı gerçekleştirildi ve çalışma grubu kurduk. Bu toplantının amacı Irak'ta güvenlik iş birliği anlaşmasının imzalanmasıdır. Bunun içinde Başika da var, bunun içinde PKK ile mücadele de var birlikte ne yapabilir ve birlikte adımlar atalım. Başika konusunda ortak bir eğitim ve harekât merkezi oluşturabilir miyiz bunu gündeme getirdik. Arkadaşlarımız bu konuda çalışmaya devam etsin dedik. Tüm bu görüşmeler devam ederken önce hükümet krizi yaşandı ve sonra da bu kriz yaşandı. Dolayısıyla dünkü karar Amerika'yı ele alan bir karar ama herkesi ilgilendiriyor fakat bağlayıcı değil” diye konuştu.

"Suriye rejimi toprakların büyük bir kısmını kontrol ediyor"

Süleymani'nin öldürülmesiyle sadece Irak'ta değil İran'da da dengelerin çok değişeceğine işaret eden Çavuşoğlu, “Amerikalılara özellikle söyledik. İran'da radikal gruplar güç kazanacak. Bir endişemiz de nükleer anlaşmadan çekileceğine yönelikti bu noktada açıklamalar geldi. İdlip'te göç dalgası devam ediyor. 300 binden fazla yerinden edilmiş insan var. Bunlardan 100 bini bizi sınırımıza geliyor. Elbette hazırlıklarımız var ama bu göç dalgası devam ederken Türkiye'nin tek başına üstesinden gelebileceği bir sorun olmaz. Suriye içindeki yerinden edilmiş insanlara da insani yardımları ulaştırmamız lazım. Rejim şu anda toprakların büyük bir bölümünü kontrol ediyor. Rejimin yaşayan insanlara herhangi bir şey vermemesinin de risk olduğunu gözlemliyoruz. Bu iç siyasete yönelik bir yorum değil” ifadelerini kullandı.

2020 Suriye, Mısır ve İsrail için yeni bir başlangıç mı?

Suriye, Mısır ve İsrail ile 2020 yılı içerisinde beklenmedik bir anlaşma yapılıp yapılamayacağı sorusu üzerine Bakan Çavuşoğlu, “2020 yılı içinde Suriye Mısır ve İsrail sürpriz bir gelişme olur mu? Esasen Suriye ile istihbarat düzeyinde görüşmelerimiz olabileceğini Sayın Cumhurbaşkanımız 2019 yılı içinde açıklamıştı. Özellik terörle mücadele konusunda, PYG, PKK konusunda istihbari düzeyde görüşmeler olabilir. Siyasi bir çözüm olmadan beklediğiniz anlamda bir gelişmenin olamayacağını söyleyebilirim. Mısır ile zaten bizim düzeyimizde görüşmeler yapılıyor. Mısır'ın istikrarı bizim için önemli, İslam dünyası, Afrika için önemli. Ama şu an Mısır'ın istikametini doğru bulmuyoruz, yanlış buluyoruz. Bizim düzeyimizde görüşmeler devam eder. Ama Mısır'ın ortaya koyduğu şartlar bizim açımızdan kabul edilebilir şartlar değil. Örneğin Cumhurbaşkanımızın, Mursi'nin ölümü ile ilgili yorum yapmasını istemiyorlar. Mısır'la ilgili bir ihlal olduğu zaman 'Türkiye yorum yapmasın', öyle bir dünya yok. Herkes Türkiye ile ilgili konuşuyor biz cevap veriyoruz da siz Türkiye ile ilgili konuşamazsınız demiyoruz hiçbir ülkeye. İsrail ile bir belirsizlik var. Kendi açılarından hükümeti kuramadılar. Yeni hükümeti kim kuracak öyle görünüyor ki Netanyahu ile bir yere varmamız mümkün değil. Eğer yeni bir hükmet kurulur da başta Filistin ve Kudüs konusunda makul bir tutum sergilerlerse neden olmasın” değerlendirmesin bulundu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Libya'ya komşu ülkelerle herhangi bir anlaşma var mı, hayır yok. Askeri işbirliği anlaşmamızın dışında henüz bir anlaşma imzalamış değiliz. ABD ile S-400 konusunda belirsizlik devam ediyor. Bir taraftan kongrenin aldığı yaptırım kararları diğer taraftan yönetimin tutumu ve kongre konusunda çabaların devam ettiğini Pompeo iki gün önce telefon konuşmasında bana bizzat söyledi kendisi bu konuyu açtı. Kanal İstanbul projesini hayata geçirdiğimizde iç sularımızı birbirine bağladığımız için elbette kanaldan geçen gemilerden ücret alabiliriz. Montrö Anlaşmasına göre boğazdan geçen gemilerden ücret alamıyoruz” dedi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ankara'da bulunan medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. 2019 yılına ilişkin değerlendirme toplantısı yapan Çavuşoğlu, sonra da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Libya ile imzalanan askeri işbirliğine dair yöneltilen soruya Bakan Çavuşoğlu, “Libya komşu ülkelerle herhangi bir anlaşma var mı, hayır yok. Askeri işbirliği anlaşmamızın dışında henüz bir anlaşma imzalamış değiliz. Bütün bu konuları da Tunus'la görüştük ne olur diye. Libya'da dengeler havadan bakarsan biraz Hafter'in lehine, Mısır'ın savaş uçakları, yine BAE'nin sağladığı İHA'lar sebebiyle biraz üstünlük sağlamışlar gibi. Ama dün BM Genel Sekreteri ile mutabık kaldığımız gibi herkes şunu anlamalıdır ki; karada bu savaşın kazananı olmaz, bu savaşı eğer biz durdurmazsak uzun süre devam edecektir. Hele hele Trablus'un içerisine girerse ve sokak savaşına döner çok sayıda insan ölür. Libyalıların aşiretleri var. Burada askeri öğrencilerin öldürülmesi gibi Libyalıların bu şekilde birbirlerini vurmaya başlaması Libya'ya kaos getirebilir ve bölünmesine yol açabilir. Karada işler dengeli, Hafter Trablus'a girmek istiyor ama giremediğini her seferinde de püskürtüldüğünü görüyoruz” yanıtını verdi.

ABD ile F-35'lerin teslimine ilişkin, Rusya'dan alınan S-400 hava savunma sistemine dair de 2020 çerçevesinde ne olacağı ve Kanal İstanbul'a yönelik gemilerin geçişinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin mi dikkate alınacağının sorulması üzerine Çavuşoğlu, “ABD ile S-400 konusunda belirsizlik devam ediyor. Bir taraftan kongrenin aldığı yaptırım kararları diğer taraftan yönetimin tutumu... Ve kongre konusunda çabaların devam ettiğini Pompeo iki gün önce telefon konuşmasında bana bizzat söyledi kendisi bu konuyu açtı. Dolayısıyla yaptırımlarda esas olan yönetimin alacağı kararlardır. Ortak bir çıkış yolu bulmamız lazım. Bunun içinde ortak çalışma grubumu teklifimizin masada olduğunu hatırlattım. Montrö Anlaşmasını okumuşsunuzdur. Nasıl iptal olur, nasıl değişiklik önergesi getirilebilir. Kanal İstanbul projesini hayata geçirdiğimizde iç sularımızı birbirine bağladığımız için elbette kanaldan geçen gemilerden ücret alabiliriz. Montrö anlaşmasına göre boğazdan geçen gemilerden ücret alamıyoruz. Ne alıyoruz, servis bedeli, rehber veriliyor, fener gibi ücretler alıyoruz. Kısıtlamalar var mı var, gerekçesi nedir güvenlik. Boğazlardan şu anda likit gazlı gemiler geçemiyor. Bu gemiler kanal İstanbul'dan geçebilir mi geçer. Geçtiği zaman para alabilir miyiz, alırız. Savaş geçimlerinin de nereden geçtiği önemli değil. Önemli olan Montrö'de Karadeniz'deki dengelerin bozulmamasıdır. Bu ortayken Kanal İstanbul'dan geçtiğinde de, boğazdan geçtiğinde de bir şey fark etmiyor” yorumunda bulundu.