Milletvekili adayı olduğu İzmir'de bir hafta süreyle seçim çalışması yapacak olan Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda kentin trafik sorununun çözümü için ikinci çevre yolunu yapacaklarını açıklarken bu yolun Körfez Geçişi ile bütünleşeceğini söyledi. Körfez Geçişi'ne karşı yeni bir dava açıldığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Bunlar bizi yaralıyor. Genel olarak hem vatandaşa hizmet etmeye çalışıyoruz hem sopa yiyoruz. Bunu hak etmiyoruz" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda İzmir'e yapılması planlanan ikinci çevre yolunun etüd çalışmasını kağıt üzerinde inceledi. Yıldırım, trafik sıkışıklığının her geçen gün arttığı kente ikinci çevre yolunu yapmak için çalışma başlattıklarını belirterek, "Bir etüd çalışması var. Plan demek için erken. Sadece fikri bir çalışma var. Nasıl bir güzergah olabilir, nerelerden geçebilir diye. Karayolları bu yönde bir çalışma planlıyor. Bu çalışamanın iki önemli özelliği var. Körfez Geçişi ile entgere olması ve Çandarlı’ya giden otoyalla birleştirilmesi. Kuzeyden Çiğli, Menemen, Aliağa, Bergama, Çandarlı Limanı'na gidiyor. Körfezin kuzeyinden ve güneyini kuşatan yeni bir güzergah. Bu uzun vadede olacak bir iş. Bugünden yarına olacak bir şey değil. Trafik analizleri, arazi yapıları etüdler yapılıyor. Körfez’in güneyinden de Körfez geçişiyle ilişkisi olacak" dedi.


'HEM VATANDAŞA HİZMET EDİYORUZ, HEM SOPA YİYORUZ'


Başbakan Binali Yıldırım, İnciraltı'ndan Çiğli'ye denizden yapılacak olan köprü geçişiyle ilgili her ayrıntının hazır olduğunu İzmir kamuoyunun hazır olmasını beklediklerini belirterek, şöyle dedi:

"Her şey hazır. Bütün çalışmalar bitti. İzmir’in hazır olmasını bekliyoruz. Dava süreçleri tamam, sıkıntımız kalmadı. Yalnız İzmir kamouyunun talebi olması lazım. Marifet, iltifata tabiidir. İzmir’in istemesi lazım. İzmir istemeden bizim bir şey yapmamız mümkün değil.

İzmir kamuoyunun bunu gündemde tutması lazım. Büyük bir proje. Sıradan bir yol projesi değil. İzmir’in kaderini değiştirecek bir proje. Yola çıkıyoruz birisi gelip taş koyuyor sonra mahçup oluyoruz. Bir dernek ve Mimarlar Odası yeni bir dava açmış. Ben bittiğini biliyordum. Yeni dava açmışlar. Bunlar bizi yaralıyor. Genel olarak hem vatandaşa hizmet etmeye çalışıyoruz hem sopa yiyoruz. Bunu hak etmiyoruz. O yüzden sizlerin konuya daha çok sahip çıkmanız lazım. STK’ların, halkın bu projenin heyecanına katılmasıyla bu yolu alabiliriz. Başka türlü bu yolu alamayız. 4-5 sene sonra İzmir’in trafiğini hayal edemiyorum. Çok büyük bir gazaba dönüşecek. Çevre Yolu'nu yaptık kaç sene geçti. Şimdi ikinci çevre yolunu konuşuyoruz. Kuzey ve güney trafiğini doğrudan geçtiğiniz zaman mesele daha kolay olacak. Bu konuda İzmir kamuoyunun farkındalığının oluşması lazım. İzmirlilerin bu projeye itirazlarının olduğunu düşünmüyorum ama marjinal kesimlerin kamuoyu nezdinde baskılanması lazım."


'FETÖ, OPERASYON YAPMASAYDI İZMİR'DE BİRİNCİ PARTİYDİK'


Başbakan Yıldırım, kentin temel projelerinin Ak Parti iktidarı döneminde yapıldığını, ideolojik yaklaşımların İzmir'e zaman kaybettirdiğini belirterek, "Bu şehir bize destek veriyor. Verdiği desteği azımsamayız. Her geçen gün destek artıyor. 2002 seçimlerinde yüzde 17 oyumuz vardı. Biz bunu yüzde 37'ye kadar çıkardık. Büyükşehir Belediyesi'ne FETÖ, operasyon yapmasaydı İzmir'de birinci partiydik. 400 polisle belediyeyi bastılar sonra CHP'nin o dönemki il başkanı çıktı teşekkür etti ve 'bu operasyon sayesinde iki vekil kazandık' dedi. Bazı olaylar bizim dışımızda gelişti. Bizim kendimizi daha iyi tanıtmamız lazım. Ön yargıları değiştirmemiz lazım. Algıların önüne geçmemiz lazım. Bu zamanla olacak bir şey. Bu kent için çalışmaya, hizmet etmeye devam edeceğiz" dedi.

'YAPILARIN YÜZDE 62'SİNİN ELDEN GEÇMESİ LAZIM'


Başbakan Yıldırım, İzmir'in en büyük probleminin şehrin sahil bandını baskı altına alan imar sorunu olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bu yaklaşımlar projenin doğruluğunu, yanlışlığını ele almıyor. Bu projeyi kim gündeme getirdi. Ak Parti gündeme getirdi. İzmir kaybediyor ve bunlara kimse hesap sormuyor. İzmir’in bu işe sahip çıkması lazım. İnatlaşarak bir şey yapamayız. Karşıyaka Stadı'nın halini gördünüz. Paramızla rezil oluyoruz. İzmir’in alt yapı sorunları sanıldığından daha büyük. Sadece çevre yolu Körfez Geçişi değil. İzmir’in en büyük problemi şehrin sahil bandını baskı altına alan imar sorunu. İzmir, bu cephelerdeki sorununu çözmedikçe, hak ettiği marka değerine gelemez. Dün Kadifekale'deydik. Burası da İzmir. Yerel yönetimler o tarafta köklü bir çözüm üzerinde çalışmıyor, kafa yormuyor. Biz büyük bir reform yaptık. İmar barışı getirdik. Esas amacı vatandaşla devlet arasındaki kavganın sona erdirilmesi, el sıkıştırılması ikinci adımı ise şehircilik adına kentsel dönüşüm adına yeni bir sürecinin başlatılması. Karabağlar’da örneği başlattık, devam ediyor. Bunu İzmir’in toplam yapı stoğunun yüzde 62’sine uygulamamız lazım. Elden geçmesi gerek."


'UZUN VADEDE TAMAMEN KRUVAZİYER LİMANI OLACAK'


Başbakan Yıldırım, Alsancak Limanı'nın uzun vadede sadece kruvaziyer limanı olacağını belirterek, "İzmir Limanı'nda ciddi iyileştirmeler yaptık. Proje de hazır, ihaleye çıktık. Mahkeme kararıyla durduruldu. Biz de artık yorulduk. Zorla bir şey yapacak halimiz yok. Her işimiz dava edilirse biz ne yapacağız? Orada İzmir kamuoyunun hareketlenmesini bekliyoruz. Çiğli Havaalanı'nda hava kuvvetlerinin faaliyetleri 15 Temmuz’dan sonra ciddi zaafiyet oldu. En büyük kanama hava kuvvetlerinde oldu. Uçuş ekibinin büyük bir kısmı maalesef darbeye karışan FETÖ ile iç içe geçmiş yapı vardır. Yoğunlaştırılmış eğitim ihtiyacı oldu. Orada (Çiğli) sivil havalimanı açmamız stratejik olarak doğru olmaz dedik. Alaçatı Havalimanı'nı yapacağız. İzmir Alsancak Limanı uzun vadede tamamen kruvaziyer limanına dönüşmesi ve tamamen yük hareketlerinin kuzeye Aliağa’ya kaldırılması en doğru proje gibi gözüküyor. Kimseyle inatlaşma niyetim yok. İzmir’e hizmetlerim devam edecek. İzmir bize çok şey verdi. Neticede belediye başkanı seçmediler uzak görüşlü oldukları için başbakan yaptılar" dedi.

'BU KENTİN İÇME SUYUNU BİZ GETİRDİK'


İzmir yerel yönetimleririn en iyi yaptığı işin 'Hükümet engellemezse dünya kadar iş yapacağız’ algısını yaratmak olduğunu öne süren Başbakan Binali Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bunu iyi sattılar ama alakası yok. Neyini engellemişiz? Ortaya bir şey koydukları yok. Özel kanunlar verdik. Kimsenin müdahale edeceği durum yok. Büyükşehir Yasası'ndan en fazla yararlanan, pay alan İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Biz 66 katrilyon yatırım yaptık İzmir’e. Kanunların boşluklarından yararlanarak ideolojik davranışlarla önümüze engeller konuluyor. İşler engelleniyor. Bu işin yolu seçimlerle oluyor. İnsanlar düşünecek ve kararını verecek. İşler düzelecek. Zihniyetin değişmesi lazım. Farklı düşünüyoruz evet. Görüşleriniz farklı, belki inançlarımızda da farklılık var, ideolojilerde farklılık var. Bunların olması nedeniyle şehri mağdur etmeye hakkımız yok. İZBAN’ı biz ellemeseydik enkaz şeklinde orada duruyordu. Şimdi en büyük hizmeti veriyor. Olmaması halini düşünün. Hangi birini sayayıyım? Şu şehirin içme suyunu biz hallettik. Hiç konuşuluyor mu? İçerisinde minibüs geçecek borularla su getirdik. Getirmemiş olsaydık ne olacaktı?"

Başbakan Yıldırım, İnciraltı sorununun yeni imar barışı ile birlikte çözüleceğini dile getirirken İzmir- İstanbul Otyolu'nun 2019 yılında tamamen bitirilip hizmete açılacağını, hızlı tren projesi Ankara’dan Uşak’a kadar geldiğini, 2023 itibariyle tamamlanacağını açıkladı. DHA