Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine nokta konulmasına yönelik sözlerine yanıt verdi: “AB’ye tam üyelik yolunda ilerlemeye kararlıyız.”

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’si, Mustafa Kemal döneminin Türkiye’si değil” diyen Macron şöyle devam etmişti: ‘‘Rusya ve Türkiye ile ilişkileri düşünmeden uzun vadeli bir Avrupa’yı inşa edemeyiz. Türkiye Cumhurbaşkanı Avrupa karşıtı görünen pan-İslamcı gündemini her gün yeniden teyit ederken dürüst ve açık bir şekilde Türkiye’nin AB üyeliği hakkında konuşmaya devam edebileceğimizi düşünüyor muyuz?”

‘Avrupa karşıtı’ olduğunu söylemek gerçekle örtüşmüyor’


Dışişleri sözcüsü Aksoy, Macron’un ifadelerinin ‘derin bir teessüfle karşılandığını’ söyledi.

Türkiye’nin darbe girişimi nedeniyle oldukça zor bir dönem geçirdiğini vurgulayan Aksoy, şunları kaydetti: “Ancak geçtiğimiz ay içerisinde OHAL sona erdirilmiş, Türkiye olağan döneme girmiş ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin ardından özellikle AB reformları konusunda ilerleme dönemine geçilmiştir. Macron’un ülkemize ilişkin açıklamaları, hemen her platformda defaatle izah etmemize rağmen, Türkiye’nin gerçeklerini anlamaktan uzak olduğunu bir kere daha göstermiştir. Avrupa’nın siyasi, coğrafi ve tarihi açıdan ayrılmaz bir parçası olan ve Avrupa kıtasının güvenliği için her zaman üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiş olan ülkemizin ‘Avrupa karşıtı’ olduğunu söylemek gerçekle örtüşmemektedir.”

‘İslamcı’ veya ‘İslami terör’ ifadesi dikkatimizi çekti’


NATO müttefiki ve AB üyeliğine aday Türkiye’nin halihazırda zaten AB’nin stratejik ve ayrıcalıklı bir ortağı olduğunu belirten Aksoy, Türkiye’nin göçten terörle mücadeleye birçok alanda AB ile ortaklık ve iş birliği mekanizmalarına sahip olduğunu kaydetti.

Aksoy, “Fakat bunların, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin ahdi temeli olan katılım sürecimize alternatif olamayacağı aşikardır” dedi.

‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ‘daha güçlü, demokratik ve laik Türkiye’nin, AB’ye tam üyelik yolunda ilerlemeye kararlı olduğunu vurgulayan Aksoy, şöyle devam etti:
“Dünyamızın hastalığı haline gelmiş popülizm ve ayrılıkçılığa inat hedefimiz, daha güçlü ve paylaştığımız ortak değerlere dayalı ve Türkiyeli bir AB’dir. Bu çerçevede, Macron’un konuşmasında birkaç kere ‘İslamcı’ veya ‘İslami terör’ ifadesi kullandığı dikkatimizi çekmiştir. Terörün dini, milliyeti ve ırkı olmadığını, bu musibetin herhangi bir dinle ilişkilendirilmesini son derece yanlış bulduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz. Konuşmasında Soğuk Savaş’ın sona erdiğini hatırlatan Macron’a, dünyanın çok daha karmaşık, öngörülemez ve tehlikeli sınamalarla karşı karşıya olduğu bu yeni dönemde Türkiyeli bir AB’nin öneminin daha da artmış olduğunu da biz hatırlatmak isteriz.” DİKEN