Plastik; monomer adlı moleküllerin polimerlere dönüştürülmesiyle elde edilen ve dünyanın en ücra köşesine kadar insanın olduğu her yerde, hemen her alanda kullanılan maddelere verdiğimiz genel bir isim.

Plastik kolay ve ucuza üretildiği, dayanıklı bir madde olduğu için mutfak gereçlerinden her türlü ambalajlara, otomotiv sanayinden tekstile kadar birçok şekilde hayatımıza dahil oluyor.

Plastiğin kötü yanı ise çevreye ve dolayısıyla da canlı yaşamına zarar vermesi…

Plastik denizde 400 yılda, karada ise 800 yılda yok oluyor. Tabii bu uzun süre içinde çevredeki plastik atıklardaki zararlı materyaller bozularak toprağa ve suya karışıyor. Gıdamız ve suyumuz plastik kirliliğinden olumsuz etkileniyor. Dolayısıyla da bu durum insan sağlığına büyük zarar veriyor. Plastiğin gıdaya geçmesinin kanserojen etkileri olduğu biliniyor.

Plastik atıkları tüketen denizdeki canlılar ve bazı kuşlar ölüyor. Plastik tüketen balıklar sofralarımıza kadar geliyor.

Doğaya atılan plastikler özellikle yazın güneş ışınlarının da etkisiyle orman yangınlarına sebebiyet verebiliyor.

WWF Türkiye’nin raporuna göre Akdeniz’deki atıkların yüzde 95’ini plastik maddeler oluşturuyor. Bu tam olarak her dakika denize 33 bin 800 plastik şişe atılmasıyla eş değer.

Plastik kullanımı hız kesmediği takdirde, 2050 yılına gelindiğinde denizlerde balıktan çok plastik olacağı tahmin ediliyor.

Bir araştırmaya göre dünyada her yıl 1 trilyondan fazla naylon poşet tüketiliyor. Bu poşetlerin yapımında yaklaşık 250 milyon ton plastik harcanıyor.

Yeryüzünde çıkarılan petrolün yüzde 4’ü plastik üretimi için kullanılıyor.

Plastiğin zararları saymakla bitmiyor. Bu nedenle artık plastik kullanımını gerek ülke çapında gerekse bireysel anlamda azaltmamız şart.

Türkiye’de marketlerde plastik poşetlerin ücretli olması sayesinde poşet kullanımı yüzde 80 azaldı. Bu harika bir haber… Ama bir yandan bunu yaparken diğer yandan İngiltere’nin plastik atıklarının yaklaşık yüzde 40'ını alıp, yasa dışı yollarla toplayıp yaktık!

Yani bir şeyi düzeltirken, bir başkasını bozduk.

Plastik sorunu, önemsenmesi gereken; çevremizi ve sağlığımızı tehdit eden bir konu! Plastik kullanımının azaltılması; sağlıklı bir şekilde geri dönüşümün gerçekleştirilmesi için projelerin çoğaltılması ve yaygınlaştırılması şart.

***

Can dostunuz sizi Agora’da bekliyor

Türkiye’nin her kentinde sokaklarda yaşayan çok sayıda sahipsiz kedi ve köpek var. Maalesef sokak hayvanları ile ilgili yasaların ve topyekün kısırlaştırma girişimlerinin yetersizliği nedeniyle popülasyon kontrol altına alınamıyor. Popülasyonun artması sokakta daha fazla canın bakım ve beslenmeye ihtiyacı olması anlamına geliyor. Dolayısıyla sahipsiz hayvanların yaşam kalitelerinin artmasının tek yolu, yasalarla üretimden, satış ve sokağa terklerin engellenmesinden, sahiplenme konusunda duyarlılığın artırılmasından ve eşzamanlı olarak ülke çapında kısırlaştırma harekâtının başlatılmasından geçiyor.

Hayvan hakları savunucuları bir yandan bu mücadeleyi verirken diğer yandan da farklı etkinliklerle sahipsiz canların ömürlük yuvalara kavuşturulması için çaba gösteriyor.

Şimdi sahiplenmenin tam zamanı

Son olarak İzmir’de Agora Alışveriş Merkezi ve Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ortak bir projeye imza attı. İşbirliği yapan iki kurum “Bir Dost Sahiplenmek İster misiniz?” sloganı ile sahiplendirme etkinliği düzenliyor. 31 Mayıs Pazartesi günü başlayacak ve 3 Haziran Perşembe günü sona erecek olan etkinlik boyunca birbirinden sevimli kedi ve köpekler yeni aileleri ile buluşacak. Sahiplendirme etkinliği 4 gün boyunca A Blok'ta saat 13.00-18.00 arasında gerçekleştirilecek.

Etkinliğe bir can dost sahiplenmeyi düşünen tüm duyarlı vatandaşları beklediklerini söyleyen HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, “Bir canın hayatına dokunmak, ona sevgi dolu bir yuva vermek istiyorsanız ve onlar sayesinde yaşamınızın neşe, mutluluk ve güzelliklerle dolup taşmasına hazırsanız, sizi de Agora’da etkinliğimize bekliyoruz. Sokak canlarının yuva bulması için Agora yönetimi ile yapacağımız bu etkinlikte hedefimiz ve temennimiz, tüm patili dostlarımıza onları terk etmeyecek yuvalarını bulabilmek. Buradan Agora AVM yönetimine de böyle güzel bir etkinlikte bize kapılarını açtıkları ve işbirliği yaptıkları için teşekkür ederiz. Can dostu kurumlarla olan ortaklıklarımız devam edecek” diye konuştu.

***

Bir kap suyun değeri sandığınızdan değerli

Su tüm canlılar için hayati bir sıvı. Su olmadan hayatta kalmamız mümkün değil. Özellikle de havalar ısındığında suya olan ihtiyacımız da haliyle artıyor.

Yazın “Can Dostlar için bir kap su” ilanlarını, afişlerini de daha sık görmeye başlıyoruz. Çünkü bu konuda daha çok insanın duyarlılığına ihtiyaç var.

Kentlerimizde bizlerle birlikte yaşayan sahipsiz kediler ve köpeklerden aslında hepimiz sorumluyuz. Yazın kapımızın önüne, mahallemizde uygun noktalara koyacağımız bir kap su, sadece bir canın susuzluğunu gidermeye değil belki de hayatını kurtarmaya yardımcı olabiliyor.

Köpeklerin cinslerine, yedikleri gıdalara, güneş altında geçirdikleri süreye göre değişmekle birlikte genellikle kilo başı günde minimum 30-60 ml su içebilmeleri gerekiyor. Kediler için de bu miktar yaklaşık olarak kilo başına 50 ml. Tabii yazın hava sıcaklığı bu ihtiyacı artırıyor.

Kediler ve köpekler açlığa 1-2 hafta dayanabiliyor ama susuz kalabilecekleri maksimum süre 3 gün. Maksimum süre dediğimiz son sınıra dayanmış seviyedeki açlık ve susuzluk ise bir hayvanın hayatına mal olabiliyor. Yani bu maksimum sürelere ulaşmadan beslenmeli ve su içebilmeliler.

Bu nedenle yazın başta bir kap su olmak üzere, hayvanların beslenme ve su ihtiyacının karşılanması için her birimiz küçük ama etkili bir adım atabiliriz.

BUNLARA DİKKAT!

Sokak hayvanlarına su bırakırken dikkat etmemiz gereken bir iki konu da var.

Yazın suyu metal kaplara koymamalıyız. Metal çabuk ısınan ve ısınınca geç soğuyan bir materyal olduğu için, içindeki suyu da kaynatır. Güneş alan bir yere metal kap içinde su bıraktığınızda bu suyu maalesef hayvanlar içemez.

Sokağınızda hangi bölgelerin en uzun süre gölgede kaldığına dikkat etmelisiniz. Gölge olan alanlara bir kap suyu bırakmak en doğru yaklaşım olacaktır. Çünkü su cam veya plastik kapta bile olsa eğer gün boyu güneş alan bir yerde duruyorsa içindeki su ısınacak, bir kısmı da buharlaşacaktır.

Suyun yanına biraz mama da koyarak sokaktaki can dostlarımızın hem karınlarını doyurmalarına hem de susuzluklarını gidermelerine yardımcı olabiliriz.

Kedi ve köpekler dışında kuşlar da yazın su bulmakta zorlanabiliyor. Onlar için de balkonlarımıza bir miktar su ve yem bırakmak bu minik canlılar için yapabileceğimiz güzel bir iyilik olacaktır.

Kışın kedi ve köpekler için kulübeler ve barınaklar yapılması hayvanların soğuktan korunmalarına yardımcı olur peki yazın onlar için ne yapılabilir?

Bazen sokak hayvanları gölge bulmakta zorlanabiliyor. Maalesef bir tane ağacın olmadığı, her yerin betonla dolu olduğu mahallelerin sayısı fazlaca. Eğer böyle bir çevrede yaşıyorsanız, uygun, kuytu bir yere gölgelik koyarak hayvanların biraz soluklanma şansı bulmalarını sağlayabilirsiniz. 

***

Hayvanseverlerden kaymakam ziyareti

Çeşme’de sokak hayvanları ile ilgili çalışmaları ve ihtiyaçları görüşmek üzere ÇESAL Başkanı Solmaz Örücü ve HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, Kaymakam Ünal Çakıcı’yı makamında ziyaret etti.

Önder, Kaymakam Çakıcı’nın son derece can dostu olduğunu ve Manisa barınağından bir köpek ve sokaktan da bir kedi sahiplenerek örnek olduğunu belirtti. Esin Önder, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti: “Sohbet sırasında nasıl etrafımızda ağaç, bitki varsa, kedi ve köpeğin de olmasının doğal olduğunu ve onlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini konuştuk. Kaymakamımız son derece hayvansever olduğu için kendisinin Çeşme adına büyük bir şans olduğuna inanıyor, teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.”

***

Sosyal Medyadan İnciler

Twitter’da rastladığım bir habere göre dünya genelinde her yıl, tabii resmi rakamlara göre, 125 bin hayvan sırf keyif için safarilerde avlanıyor. Avlanan bu hayvanların büyük bölümü ise maalesef nesli tükenmekte olan türler arasında yer alıyor.

Hayvan hakları ve doğal yaşam savunucuları avcılığın tüm dünyada yasaklanması çağrısını bir kez daha yineledi.

Türkiye’de de maalesef belli dönemlerde ihale yöntemiyle devlet iznine tabi olarak avcılık yapılıyor. He yıl yaklaşık 2500 hayvan bu kapsamda öldürülüyor.

***

Kimi takip etsek?

 Bu hafta bir değişiklik yapıp, ilham veren, pozitif düşünmemize yardımcı olabilecek sözleri, fikirleri, önerileri bulabileceğiniz bir hesabı önermek istiyorum. Küçük İlham Kutusu adlı hesap Instagram’da 305 bin kişi tarafından takip ediliyor. Siz de bir göz atın derim!

 https://www.instagram.com/kucukilhamkutusu/

***

Haftanın Karesi

“Oh be sonunda üzüm mevsimi geldi!”

Fotoğraf: haytap/IG