Size iki adet bilgi vereyim….
Bir tanesi Büyükşehir Belediyesi’nin  her yıl yaptığı tiyatro festivalinin iptali ile ilgili.
Belediye Başkanı Tunç soyer, iptal edilmek zorunda kaldığı  bu festivalle ilgili, açıklama yayınladı. Kızgınlığı belli idi.
Bu tiyatro işi, her yıl bu kentte yapılıyor, köylere, ilçelere tiyatrolar götürülüyordu.
Tiyatro emekçileri de ekmek yiyordu bu işten.
Belediye normal yoldan ihaleye çıktı.
Aşağı yukarı rakamlarıyla; 1 milyon 300 bin lira maliyeti olan bu işi, Mersinli bir şirket 1 milyon 250 yada 1 milyon 280 bin lira civarı vererek  kazandı.
Bu nasıl oluyordu?
Şöyle oluyordu;
İddialara göre ihaleye alan firma, artı yüzde 18 lik KDV payı için, maaliyetinin de altında fiyat vererek bu ihaleyi almıştı.
Tamam, her şey güzel gibi değil mi?
Öyle görünüyor.
Ancak  daha sonra devlet, tiyatro ve sanat faaliyetlerindeki kdv oranını bir anda yüzde 8'e indiriverince, evdeki hesap çarşıya uymadı.
Yüklenici zarar edeceğini gördü ve işi yapamayacağını bildirdi.
Gerekçe olarak da sağlık sorunlarını öne sürdü.
Sonuçta iş yapılamadı, ihale iptal edildi.
Başkan Tunç Soyer de küplere bindi tabi.
Hesap soracağını, hukuğa taşıyacağını, söyledi.
Bunu telafi etmek için de önümüzdeki günlerde bir şeyler yapmasını bekliyorum.
Al sana ihale sisteminin rezaletine bir örnek daha…
Maaliyeti bilinen bir işi, kabak gibi gören bürokratlar buna nasıl izin verir bilinmez.
Ama sonuç olarak siyaseten zarar gören Başkanlık makamı olur…

**

Şimdi anlatacağım ise bir başka şaşkınlık vesilesi.
Ahmet Adnan Saygun Kültür Sanat Merkezi’nde, değişik projeler yapılıyor.
Kültür sanat üzerine güzel işler de oluyor.
Bu projelerden biri senfoni orkestrası eşliğinde Zerrin Özer Konseri.
Olabilir proje güzel de, böyle bir projeye hem siyaseten, hem ticareten onay vermek akıl alır gibi değil.
Proje 300 bin TL karşılığında ihaleye çıkıyor.
Değerli okurlar;
Bugün Zerrin Özer’in kaşesi 30-40 bin TL. iken hangi muhteşem detaylar ve eklentilerle proje fiyatı 300 bin TL.'ye çıktı?
Zerrin hanım astronot mu olacak sahne de nedir yani?
Bilen varsa bana bir anlatıversin.
Ayrıca Zerrin Özer’in siyasi duruşunu da ayrıca tartışmak lazım değil mi ?
Ha bence iktidarın yaptığını yapmamak lazım eyvallah.
Sayın Cumhurbaşkanını destekliyor diye Zerrin Özer ile çalıp çalışmamanın kararını, siyasi otorite vermelidir.
Ama bütçe 300 bin lirayı bulursa,  bu projede Zerrin Özer hariç neler var diye sormak da bizim hakkımız. 

**

Peki bu bilgileri niye verdim; 
Tunç Soyer için “Kadrolaşıyor da falan da filan da” gibi eleştiriler yapılıyor.
1-Durum böyle ise her insan evladının yapacağı refleks aynıdır, gereğini yapar.
2-Bir insanın iyi niyeti ve altındaki kadrolarına güven duymasının sonucu bu olmamalı.
3-Fazla iyi niyet, böyle sonuçlar doğuruyor bunu görmeli.
Sonuç olarak ;
Kamu kimsenin babasının sulama tarlası değil kardeşim…
Herkes kendine çeki düzen vermeli ve buna mecburdur.
Aksi takdirde kaybeden, zarar gören Başkanlık makamı olur, siyaseten partisi olur.
Bak hiçbir şey gizli kalmıyor.

HALİS KARATAŞ

Kızım 18 yaşında…
Çağı gereği biraz Türk iş ürünleri sevmiyor.
Yani, Türk filmidir, Türk şarkılarıdır falan…
Hepimiz o yollardan geçtik.
Geçen eve gittim, bizimki salya sümük tv karşısında…
Aaaa, Türk filmi izliyor…
Bold Pilot, “şampiyon”… 
Hani şu jokey Halis Karataş’ın hikayesi.
Film fena değil, ben izlemiştim.
Benim de hobim; bütün Türk filmlerini elden geçiririm.
O kadar büyük bir eser değil ama, hoş bir hikaye sonuçta.
Emek var içinde bir de…
Biraz da Halis Karataş’tan bahsettim bizim kıza.
Şöyle iyi  binicidir, şöyle tecrübelidir, 
Bak azimle yaptığın her işi kazanırsın filan diye…
Güzel her şey…
Üç beş gün sonra açtık sosyal medyayı bir de ne görelim ;
Halis Karataş, start boxta atını tokatlıyor…
Beynine yumruğu çakıveriyor hayvanın…
Al işte…
Hadi büyük sporcuyu anlat gençlere…
Özür dilemek, yarışa ara vermek hiç çözüm falan değil.
Ayıptır ayıp.
Sen topluma mal olmuş bir sporcusun.
Elin kırılsın, çünkü hepimizin kalbini kırdın.
Bundan sonra, at kuyruğuyla kelebek toplasan, benim için manası yok…

VENEZÜELLA PEYNİRİ

Yemin ediyorum anlamakta zorluk çekiyorum
Şurada Balıkesir’de Yorsan diye bir firma vardı.
O civarın ürünlerini topluyordu.
Süt ürünleri ile ilgili büyük yatırım yapmış, çiftçiye de katkıda buluyordu.
Battı…
İnanın çiftçi için üzülmüştüm.
Aradan 1 yıl geçti geçmedi, alınan karara bakın.
Ülkemiz Venezuella’dan peynir ithalatı kararı aldı.
Arkadaş bu üreticiyi, küçük sanayiciyi bitirme yeminimi etti birileri.
Bu nedir?
Yarın öbür gün, ne Tire Süt kalır, ne süt kooperatifleri.
Böyle bir mantığı kusura bakmayın algılayamıyorum…
Yazık kardeşim, çiftçini nasıl koruyacaksın?
Köylünü, hayvancılığı nasıl yaşatacaksın?
Olacak iş mi bu şimdi.

ATATÜRK GÜNLÜĞÜ:

Bugün 31 Ağustos. Tarihte Atatürk;
1922- Başkomutanlık meydan muharebesinin kazanılması. Sabah saatlerinde Genel kurmay Başkmanı Fevzi Çakmak, Batı cephesi komutanı İsmet İnönü, 1. Ordu komutanı Nurettin paşa ile birlikte Adatepe’de,  savaş alanını gezdi… Ölülerin içinde idiler. Mustafa Kemal Paşa “Buna meşru müdafaa için mecbur olduk" dedi. Yerdeki bir Yunan bayrağını da "Bir milletin istiklâl alametidir" diyerek yerden kaldırdı.

GEREKSİZ BİLGİ: “İnce belli çay bardağının üst kısmının 'en çok yüzey alanı en az hacim', alt kısmının ise 'en az yüzey alanı en çok hacim' şeklinde olması hasebiyle, doldurulan çayı ilk başta soğutup içime uygun hale getirmek, sonrasında ise mevcut ısıyı koruma şeklinde bir işlevi vardır.
GEREKLİ BİLGİ: İnsan derisinin her 2.5 santimlik kısmında yaklaşık 32 milyon adet bakteri bulunur… 

DELİ ZİYA; “Çakalın özgürlüğü, aslan ayağa kalkana kadardır.”