Tam da AKP'nin istediği hava yaratılmaya çalışılıyor...
Muharrem İnce...

İster kabul edin, ister etmeyin. Siyasal yaşamda önemli bir figür...
Bakın yandaş-yalaka medyaya her şeyi bırakmışlar, Muharrem İnce CHP'den ayrılacak mı? Yeni bir hareket mi başlatacak?

Yoksa yeni bir parti mi kuracak?

Bunlarla uğraşıyorlar.
Televizyon programlarındaki rezil yorumları bir kenara bırakalım, tirajı yerlerde sürünen eski amiral gemisinin yalaka Genel Yayın Yönetmeni bakın ne yazıyor;
''Kendisini öyle büyük nezaketsizliğe maruz kalmış, öyle dışlanmış, öylesine CHP dışındaki minik partilere tercih edilmiş hissediyordu ki.... Evet ayrı parti kurabilirdi.''
Bu da bir diğer yalaka yazar; ''İnce, sadece parti kurmaya karar vermemiş,aynı zamanda kuracağı partinin ilkelerini de belirlemiş.Bir plan-program dahilinde yola çıkıyor diyebiliriz.''
AKP yandaşı bir başka paçavrada yazılanlar da şöyle; ''15 Eylül sanırım CHP için bir dönüm noktası olacak. Eğer İnce başarabilirse Atatürk'ün CHP'si, FETÖ, PKK , DHKP/C safralarından temizlenerek darbecilerle yapılan işbirlikleri bitirilecek. AK Parti'nin karşısında yerli ve milli bir muhalefet partisi yer alacak.''
Pes doğrusu...

Çöken, dağılan iktidarlarında umutları Muharrem İnce'nin kuracağı partide.
Bir zamanlar yerden yere vurdukları İnce'yi şimdi göklere çıkarıyorlar.
Saray Sözcüsü de topa giriyor; ''Önemli bir siyasi iddiadır. CHP'nin oyunun çok üstünde bir oy aldı.''
Aklınca gaz veriyor.

Bakın Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Erdoğan'ın söylediklerine;
''Bunların her işi böyle. Yalanı, iftirayı, hakareti, çarpıtmayı siyaset yapmak sanıyor. Şimdiden böyle zıvanadan çıkanların -Allah göstermesin- ülkenin başına geçme imkanı bulsalar neler yapabileceklerini tahmin bile edemiyorsunuz.''
''Bu Muharrem sahne şovlarıyla kirli geçmişini kapatabileceğini sanıyor. Millet kıraathanelerindeki keklere takılmış. Asıl kek sensin.''
Erdoğan konuşur da dönemin Grup Başkanvekili susar mı;
''Ne dediğimizi anlamadan konuşuyor. Konuşulanı anlamayana Anadolu'da hödük derler.''
Daha neler neler... Aşağılamalar, iftiralar hakaretler.
Gelelim madalyonun diğer yüzüne...
Siyaset duygularla yönetilemez.

Şimdi hem Muharrem İnce'nin hem CHP yönetiminin akılcı davranma zamanı.

CHP lideri şu ana kadar bu konuda konuşmamakla en doğrusunu yapıyor.

Beklemek ve görmek gerekiyor.
İnce 'Parti kurmayacağım, hareket başlatacağım 'diyor. Hareketi izlemek gerekiyor.

Belki Anadolu'yı karış karış dolaşarak AKP'nin gerçek yüzünü halka anlatacak.

Yalanlarını, yolsuzluklarını, başarısızlıklarını, bu milleti nasıl bu hale getirdiklerini belgeleyecek.
Son tahlilde Muharrem İnce bu partide dört dönem milletvekilliği yapmış, Grup Başkanvekilliği görevinde bulunmuş, Genel Başkan Adayı olmuş, cumhurbaşkanlığına aday gösterilmiş bir isim.
Hareketin sonunda parti kurmaya kalkışması siyasal bir intihar olduğu kadar AKP'ye hizmetten öteye bir eylem olmaz.

Seçimlerde alacağı yüzde 3-5 oy AKP hanesine yazılmaktan başka bir işe yaramaz.
Evet 1980 sonrası Bülent Ecevit'in CHP'den ayrılarak kurduğu DSP başarı sağlamştı ama o Ecevit'ti...
Başarılı bir siyasi çizgi çizen İnce'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yaptığı hatalar maalesef hala belleklerde.
Şimdi tek yol Kılıçdaroğlu-İnce diyaloğu. CHP içinde İnce'yi sevmeyen bir grubun olduğu biliniyor. Kılıçdaroğlu'nun bütün bu faktörleri bir kenara iterek İnce ile görüşmesi, ellerini ovuşturan bir grubun heveslerini de kursaklarında bırakacaktır.
Bakın Cumhur ittifakına; çatırdayan iktidarlarını 'Meral Akşener evine dön ve Muharrem İnce parti kur'' hayalleriyle kurtarmak istiyorlar....