Paran yoksa öl...

Abone Ol


Borcu vardı, ödeyemiyordu.

Alacaklıları şikayet etti.

Mahkemeye çıktı.

Hakime “Param yok, işimi de batırdım, ödeyememem” dedi.

Yaz kızım” dendi sonunda.

Doğru cezaevine...

***


Biraz şanslıydı kendince.

Cezasını çekeceği yer açık cezaevi idi.

Doğruca Manisa Tekelliler'deki T tipi açık cezaevinin yolunu tuttu...

İki yıl orada kalacaktı.

Üzüntüsiyle sevinci birbirine karışmıştı.

Geçmişten gelen hastalıklarıyla birlikte cezaevine yerleşti.

Bundan sonrası tam bir dram...

***


Geçtiğimiz akşam bir üşüme, bir nöbet...

Kendisini tutamıyordu.

112 Acil Servis'e haber verildi.

Geldiler, baktılar, iğne yapıp ilaç verdiler.

Bir müddet daha başında bekleyip,

Cezaevinden ayrıldılar...

***


Aradan saatler geçti, sabah oldu.

Arkadaşları bir baktılar ki,

Abdullah yatağında kıpırdamadan duruyor.

Seslendiler, duyan yok.

Hemen yönetime haber saldılar.

Maalesef çok geçti...

Abdullah Akgün hayatını kaybetmişti...

***


Tutanaklar, ifadeler derken,

Abdullah'ın cansız bedeni,

Ölüm nedeninin belirlenmesi için,

İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

***


Hiç boşuna onca test yapmayın,

Ben Abdullah'ın ölüm nedenini,

Bu satırlardan size yazayım.

Hem de testle falan uğraşmadan.

***


Abdullah Akgün bizim yüzümüzden öldü.

Çünkü kanun gereği,

T tipi açık cezaevinden ambulansla hastaneye kaldırılırsanız,

Tedavi sonunda geri cebinizden para verip dönmek zorundasınız.

İşte Abdullah geriye dönecek parası olmadığı için,

Hastaneye götürülme talebini reddedip,

Açık cezaevinin alt ranzasında biz öldürdük.

***


Yıllardır riyakarlıkla, yandaşlıkla, yalakalıkla,

Çok güzel oldu, pek güzel oldu manşetleriyle,

Bu güzelim halkı,

Tam da “Paran yoksa öl” noktasına getirip bıraktık.

***


Bölücübaşına “aman birşey olmasın” diye sağlık heyeti kuran da,

Abdullah Akgün'ü, borcunu ödeyecek parası olmadığı için cezaevine,

Tedavisi sonrası hastaneden dönecek parası olmadığı için de ölüme gönderen de,

Biziz...

Ben kendi adıma utanç duyuyorum.

Ya siz?