11 Şubat 2015.

Bu tarih hiç unutulmadı.

Bindiği minibüste, minibüs şoförü tarafından cinsel tacize uğrayan ve sonrasında vahşice katledilen 20 yaşındaki o güzeller güzeli Özgecan’ın aramızdan ayrılışının üzerinden tam 4 yıl geçmiş.

Gencecik bir kızın hayattan koparılışı tüm ülkeyi ayağa kaldırmıştı.

Kadına şiddet ve taciz olaylarının önüne asla geçilemiyor.

Her gün onlarca haber düşüyor önümüze.

Bunun yanında bir de hiç duymadığımız, bilmediğimiz binlerce kadının hayatı bir başkası tarafından sonlandırılıyor.

Gitgide artan bu haberlerle insanlığımızı kaybettiğimizi apaçık görüyoruz.

Hava kararınca kadınların dışarı çıkmasının uygun olmadığını ama erkeklerin dışarıda cirit atmalarında bir sorun olmadığını savunanların yaşadığı bir ülkedeyiz.

Erkeğin, kadından daha güçlü olduğunu düşünen kişilerin daha çok olduğu bir ülkedeyiz.

Kadını sadece cinsel bir obje olarak görenlerin bulunduğu bir ülkedeyiz.

Kadınlara olan bakış açısını, giydiği kıyafete göre değiştirenlerle dolu bir ülkedeyiz.

Bu sığ düşünceleri temizlemenin en önemli yolu eğitim.

Öyle okulda falan verilecek bir eğitim değil bu, seni yetiştirenlerin verebileceği bir eğitim.

Kızlarını erkeklerden daha güçlü hissettiren aileler olmadığı sürece,

oğullarına bir kadına nasıl davranacağını gösteremeyen aileler olduğu sürece,

kızların evinde oturup erkeklerin istediğin saatte dışarı çıkmalarını savunan aileler olduğu sürece,

‘erkek adam yapar’, ‘kadın dediğin evinde oturur’ gibi saçma cümleler etrafta dolaştığı sürece,

vicdan ve merhamet duygularını barındırmayan bir yuvada çocuk yetiştirenler olduğu sürece,

fiziksel güçlerini kadınların üstünde kullanırken bununla övünen insanların önüne geçilmediği sürece,

biz bu ülkede hep tedirgin yaşayacağız.

Normal yolumuzda yürürken bile hep arkamıza bakacağız.

Merak etme Özgecan yalnız değilsin, seni hiç unutmayacağız.

Belki bir gün bu pislikleri dünyadan temizlemek umuduyla senin ve senin gibi hayatını kaybeden her kadın için savaşacağız.