Ekrem İmamoğlu ve operasyon düzenlenen CHP’lilerin masum olduğunu savunan Özel, “İnsanların arasındayım, yüzlerine bakarak söylüyorum; arkadaşlarımız masumdur, senin bu savcın iftiracının tekidir. Bu AK Parti'nin kara düzeni, ayakta kalmak için yalana, iftiraya sarılmıştır. Bunlar makamlarında otururken size yoksulluk, açlık çektirmektedir. Dünyanın en pahalı etini, en pahalı internetini, en büyük gıda enflasyonunu yaşatanlar ayakta kalamadıkları için yalana sarılmıştır. Ekrem Başkan’a ilk iftiraları atan gizli tanık Meşe idi. İddianame çıktı, Meşe yok. Nerede Meşe? Meşe ile arası bozulmuş, kafası bozulmuş; ‘Onları söylemem, başka şeyler söyleyeceğim’ deyince binaya bile almamışlar. İntihara kalkışmış. Meşe bir sürü şey söyledi, onlarla Ekrem Başkanı içeri attılar; ‘Bunları Meşe söyledi ama İlke de söyledi’ deyip 9 ay sonra Meşe yerine İlke’yi getiriyorlar. Futbolda oyuncu değişikliği olur, biri çıkar biri girer; oyundur. Tiyatroda oyuncu hastalanır, yerine başkası oynar; oyundur. Adalette oyuncu değişikliği olmaz, adalette şahit değişikliği olmaz, adalette böyle iftira olmaz, böyle kul hakkı yenilmez. Aynı yalanı önce başkasına, o ‘Vazgeçtim’ deyince 9 ay sonra başkasına attıramazsınız, bu milleti buna inandıramazsınız. Tayyip Bey’e açık çağrımızı tekrarlıyorum; biz kendimize, Ekrem Başkanımıza, arkadaşlarımıza güveniyoruz. Eğer sen de savcılarına güveniyorsan, bu yalanların açıkça ortaya çıktığı iddianameye, tel tel dökülen iddianameye güveniyorsan, çıkın karşımıza. TRT’den canlı yayın istiyoruz. Bütün televizyonlardan canlı yayın istiyoruz. İftiraları milletin önünde çürüteceğiz. Perişan edeceğiz hepinizi” diye konuştu.
Mitingde konuşan Özgür Özel, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı eleştirerek, “Karanlıkta eve giden kadın tedirgin, sokağında güvende değil, okul önlerine kadar gitmiş uyuşturucu; çocuklar güvende değil. Geçen gün Ali Yerlikaya çıkmış, ‘Suç örgütleriyle etkin mücadelemiz devam edecek’ dedi. O gün akşam Daltonlar Çetesi’nin reisinin yaş günüymüş. Türkiye’nin dört bir yanında makineli silahlarla havaya ateş açarak çete liderinin yaş gününü kutladılar. O gün sabah Ali Yerlikaya ‘Etkin mücadele devam edecek’ diyordu. Utanmasa, Daltonların başının doğum günü pastasından bir dilim getirip evinin kapısında ona servis edecekler. Allah hiçbir içişleri bakanını Ali Yerlikaya’nın düştüğü duruma düşürmesin. Ali Yerlikaya, AK Parti’nin kara düzeninin içişleri bakanı. Üsküdar Meydan’da deniz görünmezdi, öyle bir işgal vardı. Ekrem Başkan ‘Düzenleyeceğiz’ dedi. Zabıtayı yolladı, o zaman İstanbul valisiydi, zabıtanın karşısına polisi dikti. Sonunda Ekrem Başkan, mahkeme kararlarıyla başardı, şimdi Üsküdar Meydan bütün Üsküdarlıların. Bu Ali Yerlikaya, işgalci çetelerin koruyucusudur, Atatürk’ün kurduğu CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum sokmak için 5 bin tane polis getiren zavallının biridir. Polisin derdini duymaz, nefret ediyor polisler bundan. Kendisine bağlı jandarmayı dinlemez, bu çocukların hakkını vermez. Gece gündüz çalıştırır, ağzına almaz polisin, jandarmanın hakkını ama devamlı savunur yandaşların hakkını. Bu içişleri bakanına şunu söylüyorum; kendi bakan yardımcıların hakkında operasyon yapmaya, bizim tarafa oralardan sözde bilgiler sızdırmaya çalışma. Ne hâliniz varsa görün, yakamızdan düşün. Bir bakan, kendi yardımcılarıyla kavgasına muhalefet partilerini alet etmeye çalışıyor. Ama bu işlere sebebiyet veren birisi var. O da bu kifayetsizleri, bu beceriksizleri, devlet adamlığından anlamayanları başımıza musallat eden Recep Tayyip Erdoğan” dedi.
‘ENFLASYON YÜZDE 163, VERİLEN ZAM YÜZDE 93’
Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın asgari ücretli ve emeklileri enflasyona ezdirmeyeceğini söylediği anlara da değinen Özel, şöyle devam etti:
“2,5 yıl önceki seçimden bugüne enflasyon yüzde 163 artmış, TÜİK’in hesabına göre. TÜİK neyin kısaltması, ‘Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’na göre. Bu espriyi 100’üncü kez yapıyorum, yüzüncü kez alkış alıyor, ben de kendi kendime gülüyorum. ‘Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’na göre son döneminde Tayyip Bey’in enflasyon yüzde 163, asgari ücretlilere vermiş yüzde 93. Aradaki yüzde 70, asgari ücretin içinde eriyip gitmiş. Biz geçen sene 30 diyorduk, 22 bin verdi ya. İşte bu asgari ücretliyi enflasyona ezdirmek. Şimdi de hesap yapıyorlar; gerçekleşen enflasyona göre değil, beklenti enflasyonuna göre zam vermenin hesabını yapıyorlar. Gerçekleşen enflasyon, AK Parti’nin beceriksizliğiyle düşüremediği enflasyondur. Bunun bedelini düşüremeyen öder, emekli ödemez, maaş alanlar ödemez. Ama bedeli size ödetmeye çalışıyorlar.”
‘8 AY BOYUNCA İFTİRA ATTILAR’
19 Mart 2025’in AK Parti’nin siyasete havlu attığı tarih olduğunu savunan Özel, “ 'Ben, ‘Ekrem İmamoğlu’yla Mansur Yavaş’la, CHP’li belediye başkanlarıyla, CHP ile rekabet edemem, kadın kollarına, gençlik kollarına güvenmiyorum, ana kadememe güvenmiyorum. Hiçbir partili olmayan bir kol kurmam lazım’ deyip ‘yargı kollarını’ kurup, başına kendi bakan yardımcısını İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı diye atayıp, o günden sonra geleceğin iktidarına, Türkiye’nin bir sonraki Cumhurbaşkanı’na darbeye girişen bir anlayışla muhatabız. O günden beri iddianame bekledik. 3 bin 900 sayfa iddianame yazdılar, 10 gün önceden iletişimine başladılar, ‘Tuğla gibi iddianame’ diye. Baktık iddianameye, 400 kişi yargılanıyor. Her birinin altına tüm yargılananların adını yazmış ki sayfa tutsun 500 sayfa. Bir kişi, bir iddiada bulunmuş 4 kişi hakkında; sona koyup ‘Ek 1’dedir, 3’tedir’ diyeceğine herkes için bir daha bir daha yapıştırmış. Özetlese 40–50 sayfada anlatacağı mevzuyu, içinde kanıt olmadığı için, 4 bin sayfa diyebilmek için, arayan aradığını bulamasın, normal vatandaş bir şey sansın diye uzatıp dursunlar. Şunu hepimiz gördük ki; 8 ay boyunca iftira attılar. Para dediler, para çıkmadı. Rüşvet dediler, rüşvet çıkmadı. Ne görüntü, ne kanıt hiçbir şey çıkmadı. Şimdi geldiler Erdoğan’a da büyük büyük laflar ettiler, ‘Ahtapot’ dediler, iddianameye ahtapot yazdılar. En sonunda baktılar başaramıyorlar, iddianamenin bir yerine Cumhurbaşkanı’nın gönlü olsun diye Cumhuriyet Halk Partisi’ni kapatma davası yaptılar, onu Ankara’ya yolladılar. Ben partinin şimdiki genel başkanıyım; ne ben, ne öncekiler ne de bundan sonrakiler Atatürk’ün partisine el uzattıran namerttir, alçaktır, şerefsizdir, hodri meydan. Savaş meydanlarında kurulmuş parti, kendi partisi gibi avukat ofisinde kurulmuş, onun bunun icazetiyle siyasete devam etmek için Trump’a koşmuş partiyle karıştırmasınlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi Türkiye’nin son kalesidir, teslim olmadı. Olmayacak” dedi.
‘MANSUR BAŞKANA SORUŞTURMANIN SEBEBİ ODTÜ’LÜ ÖĞRENCİLERE GÖNDERDİĞİ ÇORBA’
Mansur Yavaş’a soruşturma izni verilmesine değinen Özel, “Mansur Başkan hakkında bir daha bir yargılama izni, güya İçişleri Bakanlığı vermiş izni. Başkanla konuştum, müfettişler geliyor gidiyor; neyi soruşturuyorlar biliyor musunuz? 19 Mart darbesinden sonra siz de çıktınız, yürüyüşler yaptınız her akşam. Ankara’da Ankaralılar, ODTÜ’lüler çıktı. O günlerde büyük yağmur yağdı. Çocuklar parkta ıslandı, etrafında polisler var, Mansur Başkan demiş ki ‘Oraya battaniye yollayın, üşümesin çocuklar. Oraya çorba arabası yollayın, sıcak çorba içsinler’. Belediyenin parasıyla ODTÜ’lü öğrencilere battaniye yollama suçu, ODTÜ’lü öğrencilere sıcak çorba ikram suçu. Eğer o suçsa, Mansur Başkan’ın suçu olsun, bütün CHP’lilerin suçu. Bunu suç gören anlayıştan bu ülkeyi kurtarmak da hepimizin boynunun borcu. Ekrem Başkan’ın suçu Erdoğan’ı yenme suçu. Mansur Başkan’ın suçu, Erdoğan’ı yenme suçu. Günü gelince Erdoğan’ı ama Ekrem Başkan ama Mansur Başkan yenecek; bir tane CHP’li kalsa o çıkıp seni yenecek, kurtulamayacaksın” ifadelerini kullandı.
‘BİZ DEM’LE BAYRAMLAŞIRKEN TERÖRİST DİYENLER, ŞİMDİ BİZİ BİR ŞEYLERE ZORLUYORLAR’
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun dünkü toplantısında çıkan İmralı’ya ziyaret kararını değerlendiren Özel, şöyle konuştu:
“Biz CHP olarak bu komisyona girerken çok sözler söylediler. Ne dedik: ‘Biz CHP’yiz; bizim içinde olduğumuz komisyondan değil, olmadığımız komisyondan korkun’ dedik. Birileri Kürt sorunu yoktur, Kürt yoktur, hatta Kürtlerin varlığını inkâr ederken, Allah muhafaza ‘En iyi Kürt, ölü Kürt’tür’ gibi lafları kullanan birileri, şimdi gelmiş Kürt sorununu çözmek için ‘İmralı Adası’na ya gidilecekmiş ya gidilecekmiş.’ Biz DEM Parti ile görüşürken, bayramlaştık, selamlaştık diye bize terörist diyenler, şimdi bizi bir şeye zorlamaya çalışıyorlar. Biz Kürt sorununun varlığını cesaretle söyledik, söylemeye devam ederiz. Demokrasilerde sorunlar, demokratikleşerek, üstüne kararlılıkla giderek çözülür. Asla ve asla zorlamalarla, tartışmalarla bu şekilde çözülmez. Bugün belediyelerde kayyumlar durmaktadır, siyasi tutuklular 10 yıldır hapistedir, CHP’nin 16 belediye başkanı hapistedir. Evlatlar, çocuklar, kadınlar zulüm görmektedir. Kürt’ün gencinin de Türk’ün gencinin de büyük sorunlarına Meclis duyarsızdır. Biz meseleyi asla ve asla hiçbir şekilde engelleyerek, barışın gelmesini engelleyerek, terörün bitmesini engelleyerek bir tutum takınacak değiliz. CHP ilk gün durduğu yerdedir. CHP bu ülkenin barışının, kardeşliğinin güvencesidir. Tüm Kürt kardeşlerimi, tüm Türkler gibi, bu ülkede farklı etnisiteden yaşayan herkes gibi yürekten kucaklıyorum. Onların derdi derdimiz, sorunu sorunumuzdur. Kardeşliği de kuracağız, zenginliği de hep birlikte getireceğiz.”