Gerçek demokrasiyi oluşturan ana unsurlardan biri hiç şüphe yok ki STK'dır (Sivil Toplum Kuruluşları).
Odalardan sendikalara,cemiyetlerden derneklere, memurlardan taraftar gruplarına kadar
her alanda etkili bir "ÖRGÜTLÜ TOPLUM" yaratılmasını, temsil ettikleri kesimlerin haklarını,
özgürlüklerini öngören, ilkelerini bu kesimleri oluşturan halk kesimlerine benimsetme kavgası
veren STK' lar demokrasilerin temel taşıdırlar. Bunların başında da sendikalar gelir.
1980 öncesi sırtında bira fıçısı taşıyarak Türk-İş genel başkanlığına gelen Halil Tunç, Sol ilke ve söylemleri benimseyerek işçi, yoksul, dar gelirlilerin hak ve özgürlükleri için uğraş veren
DİSK Başkanı Abdullah Baştürk ve bir suikasta kurban giden Kemal Türkler ilkelerini doruk noktasına taşımışlardır. Solcu diye adlandırılan Ecevit hükümeti sırasında (1978-79) beraber "şalter"leri indirerek işçi hakları için bünyelerindeki sendikaları genel greve götürmüşlerdir.
Buna karşılık AKP'nin içinden çıktığı MSP'nin kurdurduğu "SARI SENDİKA" diye nitelendirilen sonradan bakan olan Necati Çelik başkanlığındaki HAK-İş,bu hak arayışlarına duyarsız kalmıştır.
1980 sonrası "CUNTA" tarafından tırpanlanan sendika ve STK'lar, Erbakan ve Erdoğan hükümetleri sırasında işlevsiz hale getirilerek gerçek demokrasinin yerleşmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Kani Beko'nun milletvekili olması sonucunda DİSK Genel Başkanlığına seçilen Arzu Çerkezoğlu,bugüne kadar İzlediği politikalar, sahip çıktığı ilkelerle, STK'ların yeniden işlevlerine
kavuşturulmasını sağlayacak bir "ÇOBAN ATEŞİ" olmuştur.
Seçimlerde oylarınızı kullanırken bu gerçekleri unutmayın.