Mustafa Kemal Paşa’nın en geniş fotoğraf arşivini Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kuracağı müzeye hediye edince gündem olmuş, öyküsünü; İzmirli Yılmaz (Özdil) Sözcü’deki köşesinde yazmıştı. “Ne mutlu Türküm diyene ifadesinin vücut bulmuş hali” benzetimi yaparak!

Gökmen Ulu, “Atatürk ile bir araya gelip günümüzde yaşayan son kişi” olduğunu paylaştı aynı gazetedeki röportajında! Hasan Tahsin Kocabaş da İzmir’in neden ona “gerektiği gibi sahip çıkamadığını” sorguladı 9 Eylül’de köşesinde.

***

Atatürk’ü daha küçük yaşta tanıma onuruna erişen, hayranlığı tutkuya dönüşen, ömrünü Atatürk’ü ve O’nun hayalindeki Cumhuriyet’i anlatmaya adayan Atatürk fotoğrafları koleksiyoneri Hanri Benazus’tan -ben de- söz etmek istedim.

Çağdaş Atatürk’ün fotoğrafları ile gün ışığına çıkabilmesi; gelecek kuşakları düşünen gerçek kültür, sanat adamı Mustafa Kemal ve Türkiye sevdalısı, günümüzde “iyi insan olma” ayrıcalığını yaşayan Hanri Benazus sayesindedir. Dolayısıyla, yeryüzünde destan yazan, destan yazılması gereken, yıllar öncesinden çağı aşan çok az insan vardır. O insanlardan biri olan Mustafa Kemal Atatürk’ü bir destan gibi yaratan Hanri Benazus’a hepimizin ödenmez, ödenemez borcu vardır!

***

Günaydın Gazetesi’nde spor muhabirliği yaptığımız dönemdi. Sene 1985. Popüler işadamı Hanri Benazus, Yener Tınaz’dan sonra Altay Kulübü başkanlığına seçilmişti. 2 yıl yaptı başkanlığı. Siyah-Beyaz’la sevinen, Siyah-Beyaz’la üzülendi. Günümüzün ifadesiyle milyon dolarları kulübü uğruna harcayandı. Tevazu simgesiydi. Asla ulaşılmaz değildi. Her aradığımızda telefona çıkar, her soruyu içtenlikle yanıtlardı. Kulübün en sıkıntılı günlerinde Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı’nı da üstlenendi.

***

Varlık yıllarında 10’dan fazla okulun yapımında katkısı vardır, bunu fazla kimse bilmez.

O bilinmesini de istemezdi. Fakir babasıdır da. Yardım ettiği garibanların sayısını kendisi de bilmezdi! Kadim dostu, meslek ustamız Okan Yüksel anlatıyor anekdotu; “Zor günleriydi. Menemen-Emiralem’de otistik çocukların eğitim gördüğü bir okulda Atatürk sergisi vardı. Birlikteydik. Bir telefon geldi. Geçmişte alacağı olan bir kişi borcunu ödeyecek duruma gelmiş, onu haber veriyor, parayı nereye göndereceğini soruyordu. Hanri Abi, yine Emiralem’e bağlı bir köy okulunun kalorifer tesisatının olmadığını, bunun için parayı köy muhtarlığına havale etmesini rica etti arkadaşından.”

Devam ediyor Okan Baba; “Atatürk fotoğrafları koleksiyonerliği kadar, yazmak da tutkusuydu. Yine o ssıkıntılı günlerde üç kitap yazdıydı. Fakat bastıracak gücü yoktu. Yardım istedi. Ege Kültür Platformu Derneği adına ‘Düşünen İnsanın Sancılı Dünyası’, ‘İnsan Olma Ayrıcalığı ve Hümanizm’ ve ‘Atatürk Çocukları Fotoğraf Albümü’nü bastırdık. Çok mutlu oldu.”

***

“İnsan olmak kolay değildir, hele ki ‘insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa” yazmıştır Fareler ve İnsanlar'da John Steinbeck. Bazı insanlar her ortamda tavırlarıyla, eserleriyle, dostluklarıyla, sadakatlarıyla, kendilerini kanıtlamışlardır. İyi insan olabilmek, kalabilmek; çoğalabilmektir başkalarıyla. Kin değil de sevgiyle yürüyebilendir iyi insan. İnsan biraz da kendi emeği değil midir? İşte, “zenginlik, itibar ve güçlülük, ona ulaşamayan bireyler için hemen yakınına yanaşılması gereken çıkar açmazlarıdır” demiş Hanri Benazus, “insan olma ayrıcalığını” hakkıyla taşıyandır! O; yaşam boyu madde ve gücün kendisine asla hükmedemediğini; kayıplarla sarmalansa dahi bu dünyanın tamamen kötü olmadığını gösteren tipik bir hümanisttir. O; her zaman ve her yerde; bizleri duygular ve anlayışla benimseyecek insanların ve her zaman insan sevgisine dayalı bir şefkatin, anlayışın, hoşgörünün bulunabileceğini bllip de -bizzat- kanıtlayandır!..

***

Her fırsatta “Hiçbir beklentim yok! Atatürk’e çok büyük borcum var. O borcu ödemekle uğraşıyorum” diyen iyi insan Hanri Benazus’un bugün doğum günü! 27 Mart 1930 doğumlu Benazus’a -naçizane- yaş günü hediyesi olsun bu yazı. Ne dersiniz? Hepimizin birer “Merhaba” borcu yok mu Sayın Hanri Benazus’a? Paslanmaz bir yüreğin sevgisiyle “Merhaba” Hanri Benazus. Nice nice yıllara…