2005 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimi, TCDD ile ortaklaşa İZBAN’ın kurdu.
Kuşların bile konmadığı raylar parladı.
Bağlantılı hafif raylı sistem, kentin üzerine sanal bir haç şekliyle yayıldı.
Binlerce kişi her gün hala bu sistemi kullanıyor.
Gerçekten başarılıydı.
Genelde anlaşamamalarına alıştığımız iktidar kontrolündeki demiryolları ile muhalefetin yerelde iktidar olduğu belediye, aynı masada “On numara” iş çıkarmışlardı.
Hatta, Mayıs 2013’te Uluslararası Taşımacılar Birliği En iyi iş birliği ödülü'nü İZBAN’a verdi.

seckinizban

Geçtiğimiz hafta; 2016. Ortaklığın 11. Yılı…
İki ortaktan biri TCDD, 38 istasyonlu 110 kilometrelik hattın bakım işlerini Kayseray AŞ’ye verdi.
Bu şirket Kayseri Belediyesi’nin şirketi idi.
Metrosu 2009 da açıldı. 2014 te uzatıldı…Yani sıksan 6 yaşında...
Hat uzunluğu 34.5 km...
İhale olmadı...
Çünkü kanunda “Kamu şirketi, kamu şirketine ihalesiz iş verebilir” diyordu.
Yani 34.5 km hatta sahip Kayseri Belediyesi, İzmir kentindeki İZBAN 110 km.lik hattının bakım onarımını yapacak.
Bu iş için de iki yılda 6.5 milyon TL. alacak.
Neden bu bakım onarım işi İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Metro AŞ’sine verilmedi denince;
TCDD yönetimi, can yakan, kalp kıran bir açıklama da bulundu ;
Yeterli değiller yapamazlar...”
Peki;
Eskişehir’de 61 durak, 7 hat, 45 kilometrelik hafif raylı sistem var.
2004’te Uluslararası Toplu Taşıma Birliği tarafından Dünya Raylı Sistem Ödülü’nü aldı.
Şu anda da bakımsızlıktan ölmüyor (!!!)
Acaba Eskişehir Belediyesi’nin haberi oldu mu İzmir’deki bu ihalesiz iş devrinden?

***

Alsancak Talatpaşa Bulvarı’nın bittiği yerde İngiliz Kilisesi var.
Trafik burada muhtemelen 50 yıldır tıkalıdır.
Rahmetli Başkan İhsan Alyanak yolu açmak için kilisenin duvarını yıkmıştı.
O yüzden İngiliz Hükümeti Türk Hükümeti’ne “Nota” vermişti.
Şimdiki Başkan Kocaoğlu çözüm aradı. TCDD ile yine masaya oturdu.
Yıllardır beklenen koruma kurulu kararları olumlu çıktı.
TCDD'den bahçeyi istedi. Yola katıp trafiği açacak, hatta tünel dahi yapılacaktı.
Ortaklar yine “Evet” dediler.
TCDD bahçeyi ortağına yıllık 33 bin TL'ye kiraya verdi.
Yol 2-3 yılda bitecek. Günlük kirası 90 TL... Deli Dumrul misali...

***

Bu işler böyle sevgili okurlarım.
Haftalardır her fırsatta dile getiriyorum.
Bu kentte yaşayan, çalışan üreten tüm kurumların kente katkısı olsun diye.
Yok işte.
Her tarafta bir gariplik var.
Maalesef bu işleri dile getirecek siyasi bir irade de yok, siyasetçi de yok.
Tembel siyasetçiler, 100 yıllık siyasi jargona takılmış gidiyorlar.
Kamu kurumları, özel sektör, sanayici... Sadece “Alıcı kuş...”
En yiğit halk adamı, koltuğu bulunca “Elveda”yı çekiyor.
Dünya değiştiriyor, karakter değiştiriyor.
TCDD’nin tavrına gelince, ben Kocaoğlu olsam;
Olmadı ortak” derim…
Derim de ;
Ne Kocaoğlu dinlenir, ne ben…
Olsun en azından ben diyeyim;
“Olmadı ortak…”

DOĞMA SAKIN

Küçük ama ümit veren işletmecisin.
Ya da gençsin, heyecanlısın, girişimcisin.
Bankaya gidiyorsun.
Destek” diyorsun
İpotek ver. Ev ver araba ver”

seckin2
Devletin KOSGEB’ine gidiyorsun.
Hani bu teşvikler vardı” diyorsun.
Genç girişimci, genç bayan girişimci destekleri falan.
Var” diyor.
Üç beş kuruşu bizden, gerisi için teminat göster...”
Bankaya dönüyorsun,
İpotek ver. Ev ver araba ver...”

***

Esnaf Birlikleri, Ticaret Odaları var.
Yahu proje uçuyor, ağzımla kuş tutuyorum. Gencim destek olun”
Adamını bulursan;
İpotek ver. Ev ver araba ver...”

***

Sorunu buldum da...
Çözüm de lazım yanında.
Ben de genç girişimciler gibiyim...
Henüz sistemdeki tıkanıklığın sebebini, alternatifini bulamadım.
Öyle bir sermaye olsa sana niye gelip faiz ödeyeyim?”
Ne biçim sistem arkadaş?
Küçüksen öl” vardı bir ara,
Şimdi “Doğma sakın, üretme sakın, büyüme sakın...”

***

GEÇMİŞ OLSUN ERŞAN…

Göztepe-Denizlispor maçı son düdük sonrası.
Basın tribünün yanında polis ile gençler tartıştı.
İş itişmeye kakışmaya döndü.
Oradaydım dibimde oldu.
Gazeteci arkadaşım hasta Göztepeli Erşan Yetişir bir üst basamakta basın tribününde idi.
O hengamede Göztepeli bir iki genç Erşan’a saldırdı.
Geçmiş olsun kardeşim...
Polis ile taraftarın tartışması basın tribününe nasıl geldi belli değil.
Tribün ile basın bölümü arasındaki kapı neden açık?
Açtı, girdi, kızgın çocuk.
Kapının başındaki özel güvenlikler ne iş yapar ?
Hiç belli değil.
Ama belli olan bir şey var.
Özel Güvenlikçi arkadaşlar sadece bizimle birlikte maç seyrediyor.
Bu kadar.

BOMBALARIN GÜNLÜĞÜ

seckinkinamaCanımız yanıyor.
Kalbimiz kanıyor.
Herkes konuşuyor.

Sonuç?

1- Yayın yasağı
2- “Zaafiyet yok”
3- Fıtrat
4- Takdiri ilahi
5- Teröre lanet
6- Kapanış

 

DELİ ZİYA;

“Hayat ve ben kavgalıyız yine. Şeytan diyor; Bırak şu hayatı yüzüstü ve git.
Melek diyor; Şeytana uyma, azıcık sabır ve ümit...”