Sahiden zor değil mi olduğundan farklı görünmeye çalışmak?

Üzgünken mutlu göstermeye, heyecanlıyken bunu gizlemeye, çok mutluyken aman nazar değmesin demelere, utandığında yüzün ele verirken ağzından çıkan sözlerle bunu örtmeye gerek var mı?

Hayat aslında çok basitken bilerek zorlaştırmak bence insanoğlunun genel bir özelliği.

Aşkımızdan ölürüz aman karşı tarafa çok belli etmeyelim deriz.

Aslında aşıksın işte ötesi yok. Yaşa bu yüce duyguyu doyasıya.

Dağa, taşa, aşık olduğun kişiye söyle. Aşkın verdiği mutluluğu, heyecanı, üzüntüyü hisset iliklerine kadar.

Hesapsız, kitapsız, çok düşünmeden içinden geldiği gibi davran.

Hayatın boyunca kaç kere yaşayacaksın bu duyguyu?

Hatta belki de hiç yaşayamadan gideceksin bu dünyadan.

O yüzden bırak kendini aşk güzel şey.

Bir kere başına geldiği için çok şanslısın bunu unutma.

Mutluluktan havalara uçarız insanların gözü kalır deriz.

Öyle yetiştik çünkü...

“Aman nazar değer” der büyükler “Öyle çok herkesle paylaşma.”

Çok mutlu olman da insanlara rahatsızlık verir zaten. “Aman hiçbir şey umrunda değil bunun da” oluverirsin hemen. İnsanları memnun etmek zor sen mutluluğunu da havalara uçarmışçasına yaşa. Hem içten içe mutsuz olan insanlara da bulaştırırsın.

Mutluluk bulaşıcıdır kesin bilgi...

Tek başına mutlu olmayı başarabilen ruhu ile mutluluğu hissedebilen bir insanı da bu hayatta hiç kimse ve hiçbir şey yıkamaz, aklından çıkarma.

İliklerimize kadar üzgünken bağıra çağıra ağlamak isteriz sanki ağlamak güçsüzlük göstergesiymiş gibi hep gizleniriz. Aslında ağlamak ruhu yenilemek gibi bir şey. “Ağla rahatlarsın” lafı da çok büyük bir gerçek. Kimi çaresizlikten, kimi sinirden, kimi çok duygulanınca, kimi söylenecek bir sözü kalmadığında ağlar. He bir de “Erkek adam ağlamaz” lafı hayatımda duyduğum en büyük yalan.

Çünkü ağlamak kadar doğal bir eylemi güç ile bağdaştıran sığ bir düşünce sadece hiçbir duyguyu tatmamış olan insanların yapacağı bir şey bana göre.

Bir şeyi bilmediğimizde ya da bir hata yaptığımızda utancımızdan yerin dibine gireriz.

Ne demişler?

“Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp.”

Ne diye girecekmişim yerin dibine?

Herkesin her şeyi öğreneceği bir zaman vardır elbet. Bu hayatta her şeyi bilen hiç kimse yok henüz, bunu bilerek yaşamak en güzeli. He bir de ben her şeyi biliyorum diye sakın ortalıkta dolaşma.

Her şeyi biliyorum egosunu taşımaktansa bir şeyi bilmediğini söylemek, bilene sormak, araştırmak seni her zaman yukarı taşıyacak unutma.

Araştır, merak et, öğren ama utanma...

Hataya gelince de; hata yapmak en güzel öğreticidir.

Aklından asla çıkmayan şeyleri mutlaka hata yaparak öğrenmişsindir.

Hatandan ders çıkaran ve tekrarlamayan biriysen sen zaten hata yapmaktan hiç korkma!

**

Kendini bil, olduğun gibi kal, duygularını örtmeye çalışma.

Hayatın her anını doya doya yaşa.