EĞİTİM

Okul zilinden sonra sanat başlıyor: İzmir’de akran zorbalığına kemanla, tiyatroyla son

İzmir'in Karabağlar ilçesinde dezavantajlı bir bölgede yer alan Emirsultan Ortaokulu, eğitim dünyasına örnek olacak bir dönüşüm hikayesine imza attı. Okul yönetimi, öğrenciler arasındaki şiddet ve akran zorbalığını disiplin cezalarıyla değil; keman telleri, tiyatro sahneleri ve spor müsabakalarıyla sıfıra indirdi.

Abone Ol

Günümüzde eğitim kurumlarının en büyük sorunlarından biri haline gelen ve hem velileri hem de eğitimcileri kara kara düşündüren akran zorbalığı, İzmir'de uygulanan örnek bir projeyle tarihe karıştı. Karabağlar ilçesinde, sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı sayılabilecek bir konumda eğitim veren Emirsultan Ortaokulu, ders zili çaldıktan sonra kapılarını kapatmak yerine, öğrencilerini sanatın ve sporun iyileştirici gücüyle kucaklayarak şiddeti okul koridorlarından sildi. Okul idaresi tarafından bu eğitim-öğretim yılının başında hayata geçirilen stratejik hamle, sadece akademik başarıyı değil, çocukların ruhsal gelişimini de merkeze alarak huzurlu bir eğitim iklimi yarattı.

Okulda başlatılan "Emirsultan Sanat Topluluğu" projesi kapsamında, öğrenciler ders kitaplarını kapattıktan sonra kemanlarını ellerine alıyor, tiyatro metinlerine çalışıyor ya da spor sahalarında ter döküyor. Bu süreç, çocukların enerjilerini yıkıcı eylemler yerine yaratıcı ve yapıcı alanlara kanalize etmelerini sağlarken, okulda daha önce yaşanan gerginliklerin yerini dostluk ve dayanışmaya bıraktığı gözlemlendi.

Notaların ve repliklerin gücü şiddeti yendi

Okul yönetiminin vizyoner bakış açısıyla hayata geçen proje, çocukların sadece boş zamanlarını değerlendirmekle kalmadı, onlara yeni bir kimlik kazandırdı. Tiyatro provalarında bir karakteri canlandırırken empati kurmayı öğrenen, bir orkestranın parçası olarak hareket ederken diğeriyle uyumlanmayı keşfeden çocuklar, kişisel gelişim yolculuğunda dev adımlar attı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Emirsultan Ortaokulu Müdürü Ümmühan Alacan, akademik eğitimin tek başına yeterli olmadığını, çocukların sosyal becerilerinin de desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Okulda kurdukları yapıyı anlatan Alacan, "Öğrencilerimiz için sanat ve sporu ulaşılabilir kıldık. Şu an çatımız altında 20 kişilik bir keman orkestrası, 35 öğrenciden oluşan dev bir tiyatro ekibi ve geleceğin yazarlarını yetiştirdiğimiz 20 kişilik bir yazar atölyemiz var. Bunların yanı sıra zeka oyunları ve izcilik gibi alanlarda da aktif faaliyet gösteriyoruz. Bu çalışmaların en büyük getirisi, çocuklarda içsel bir motivasyon ve aidiyet duygusu oluşturması oldu. Eskiden çatışmayla çözüm arayan çocuklar, artık birbirlerine yardım etme yarışına girdi. Birlikte üretmenin hazzını aldıkları an, ortaya şiddetten uzak, harika bir tablo çıktı" ifadelerini kullandı.

Disiplin cezaları tarih oldu

Uygulanan programın başarısı, sadece öğrenci ve veli memnuniyetiyle sınırlı kalmayıp, istatistiklere de yansıdı. Geçtiğimiz eğitim dönemlerinde okulda yılda ortalama 20 ila 25 arasında disiplin olayının yaşandığını hatırlatan idareciler, bu yılki tablonun mucizevi olduğunu belirtiyor. Sanat ve spor faaliyetlerinin yoğunlaşmasıyla birlikte, bu eğitim-öğretim yılının başından itibaren okulda tek bir disiplin cezası verilmediği, okulda şiddet olaylarının bıçak gibi kesildiği kaydedildi.

Okul Müdür Yardımcısı Mehmet Özçataloğlu, önceliklerinin çocuklara güvenli bir liman sunmak olduğunu belirterek, "Çocuklarımızın sanata, kültüre ve spora yönelmesi, onların birbirleriyle olumsuz şekilde uğraşmasının önüne geçti. Enerjilerini bocce oynayarak, futbol maçı yaparak ya da resim çizerek atıyorlar. Dolayısıyla akran zorbalığını yasaklarla değil, sevgi ve paylaşımla yendik" şeklinde konuştu.

Sahne tozu yutan öğrenciler özgüven kazandı

Projenin asıl mimarları olan öğrenciler ise yaşadıkları değişimden oldukça memnun. Keman kursuna katılarak müziğin evrensel diliyle tanışan 6. sınıf öğrencisi Rabia Nergiz Çevik, kurs sayesinde sadece bir enstrüman çalmayı öğrenmediğini, aynı zamanda farklı sınıflardan hiç tanımadığı arkadaşlar edinerek sosyalleştiğini dile getirdi. Sanatın birleştirici gücü, okul bahçesindeki gruplaşmaları da ortadan kaldırdı.

Tiyatro sahnesinin tozunu yutan Eray Eren Doğan ve Hiranur Gül gibi öğrenciler ise özgüvenlerindeki artışa dikkat çekti. Öğretmenlerinin desteğiyle sahneye çıkma cesareti gösteren Eray, arkadaşlarıyla aynı sahneyi paylaşmanın mutluluğunu yaşarken, Hiranur Gül tiyatronun kendisine kattıklarını şu sözlerle özetledi: "Provalarda çok eğleniyoruz ama aynı zamanda kendimizi tanıyoruz. Tiyatro sayesinde jestlerimi, mimiklerimi ve beden dilimi nasıl kullanmam gerektiğini keşfettim. Bu durum derslerdeki sunumlarıma, konuşma tarzıma ve kendimi ifade etme yeteneğime doğrudan katkı sağladı."

Sanat ve spor etkinlikleri sayesinde Emirsultan Ortaokulu, sadece akademik bilgi veren bir kurum olmaktan çıkıp, öğrencilerin ruhuna dokunan, onları hayata hazırlayan ve en önemlisi "iyi insan" olma erdemini aşılayan bir yuvaya dönüştü.