Dostlar...

Bugün biz İzmirli gazeteciler içim önemli bir gün...

Bugün iki kutlamayı aynı coşkuyla yaşıyoruz.

1946 yılında kurulan, Türkiye'nin en eski üç meslek örgütünden biri İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin kuruluş gününü kutluyoruz.

Haziran'da İstanbul'da, Temmuz'un sonunda İzmir'de kurulan meslek örgütlerimizin üyesi olmak büyük bir onur...

Yedi yıl süreyle yönetim kurulu üyeliğinde, beş yıl başkan yardımcılığı, altı yıl da başkan olarak görevde bulunduğum İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin daima önder, örnek ve parmakla gösterilen bir meslek örgütü olarak gösterilmesi bizim için daima övünç kaynağıdır.

Üç büyük kentte, meslek örgütlerinin yönetim ve başkanlıklarında değişim yaşanmaz iken İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin başkanlığına seçilir seçilmez, "İki dönem üst üste başkanlık yapan üçüncü dönem seçilemez" kuralını tüzüğe yazdırarak ve bu kuralı uygulayarak sözümüzde durduk.

Koltuğa oturanın yapışıp kalkmadığı, uzun yıllar koltuktan güç alarak hüküm sürmek isteyenlere karşı, "Koltuklar insanı yüceltmez, insanlar koltuklardan zamanında kalkmasını bilmeli" diyerek aldığımız kararı uyguladık ve çok adaylı, çok listeli bir seçim yaptık.

Son kongrenin önemi cemiyet tarihimiz için de son derece önemlidir.

69 yıllık cemiyetimizin saygın üyeleri yine Türkiye'ye öncülük yapmış ve tarihinde ilk kez bir kadın başkanı göreve getirmiştir. Genel kurulun bir tarih yazdığını, emeğin ve vefanın karşılığında bir kadın meslektaşımızın başkan olduğunu ve bunun Türkiye'de ki diğer meslek örgütlerine de örnek olması gerektiğini söylemek isterim.

Cemiyetimizin bu dönemde çok başarılı hizmetlere imza atması dileğimdir.

Başkana ve yönetim kurulu üyelerine güveniyorum.

***

Ve 9 Eylül Gazetesi...

Yıllar yılı konuşulan, "Ah bir yayın organımız olsa..." dediğimiz...

Gençlere, "Siz hatırlamazsınız biz her bayramda bayram gazetesi çıkarırdık" diyerek anlattığımız günleri anımsıyorum.

"Olmaz" dediler...

"Yaşamaz" dediler...

"Batar" dediler...

"Yürümez" dediler...

Bu gün üçüncü yaş gününü kutluyoruz.

Bünyesinde bulunan gazetecilerin kendisini özgür ve mutlu hissettiği bir günlük gazetesi var cemiyetimizin...

Kimilerince hançerlenen, küçümsenen...

Kimilerince önü kesilmeye ve yok edilmeye çalışılan bir gazete...

Pek çok meslektaşımız için hem sıçrama tahtası oldu hem de işsiz kalındığında ara bekleme durağı...

Nankörlük etmemek ve söylemek gerek...

Bu gazetenin ilk çıkışında, hamurunun ilk yoğruluşunda bulunan isimleri unutmamak gerek. Herkesi tek tek saymak gerekmiyor ama Cafer Yarkent ve ekibinin yarattığı sayfalar süreç içerisinde mizanpaj ve içerik olarak değişse de, ustanın izleri sayfalarda korunuyor.

9 Eylül özgürlüğün sesidir.

Patronu gazetecilerdir.

Hiç kimseden emir almaz... Hiç kimseden korkmaz...

Çizgileri gazeteciliğin etik kurallarıdır.

Bağlı bulunduğu kurum her ne kadar İzmir Gazeteciler Cemiyeti olsa da, hesap vereceği tek patronu halkımızdır.

Keşke gazeteci meslektaşlarımız 9 Eylül Gazetesi'ne daha yürekten sahip çıksa da meslek örgütlerinin çıkardığı gazetemiz İzmir'de tiraj rekorları kırsa...

Üç yıl içinde ulusal ve uluslararası onlarca ödül alan gazetemi seviyorum.

İlk günkü heyecanla çıkacak her yeni sayısını bekliyorum.

***

Son söz,

Gazeteyi kurarken söylemiştim, "Bu gazete bizim şahsi malımız değil, giderken de koltuğumuzun altına alıp götürmeyeceğiz" demiştim.

Öyle de oldu.

Gazetemiz tüm üyelerimizindir ve onlara emanettir.

Nice yıllara...