Didar DEMİRCİ - Köy-Koop İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer, 9 Eylül TV’de yayınlanan Can Suyu programında, Gazeteci Didar Demirci’nin sorularını yanıtladı. Tarımda yaşanan sıkıntıları ve özellikle İzmir tarımını tehdit eden ‘kentten köye’ göçleri değerlendiren Soyer, üretim planlamasının önemine de dikkat çekti. Soyer, “O toprakta tarım yapmadan bir romantik köy hayatı yaşanması tarımı sekteye uğratıyor” dedi. Öte yandan süt üreticisinin sorunlarını da dile getiren Soyer, süt üreticisinin üretmeye devam etmesi için devletin aradaki farkı sübvanse etmesi gerektiğini belirtti.

ROMANTİK TARIM’

İzmir’in kırsalında yaşayan nüfusunu yüzde 35’lerde tuttuğunu belirten Soyer, bunun Türkiye geneline göre hala çok yüksek olduğunu söyledi. Ancak buna karşılık İzmir tarımındaki en büyük sıkıntının dışarıdan gelen göçler olduğunu aktaran Soyer, “Köylere yerleşmek isteyen, toprak sahibi olan kentlinin, tarımla uğraşmadan o toprağa sahip olması sıkıntı. O toprakta tarım yapmadan bir romantik köy hayatı yaşanması tarımı sekteye uğratıyor” dedi.

PLANLAMA YAPILMALI

Tarımda kadınların güçlendirilmesi ve gençlerin tarımdan uzaklaştırılmamasının önemli olduğunu ancak bu söylemlerin mevcut düzende sürdürülebilir olmadığını dile getiren Soyer, asıl olanın tarımda üretim planlaması olduğunu belirtti. Üretim planlamasının ardından bahse konu söylemlerin hayata geçirilmesi için dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Soyer, “Küçük aile işletmeleri zaten köylerinde topraklarını işliyor ve kalkınma yaratıyorlar. Burada unutulan şey kadınların yönetim mekanizmalarında olmamaları. Yani kadın, ineğin adının verilmesinden sütünün sağımına hatta ineğin memesindeki hastalıkla ilgilenmeye kadar üretimdeki her aşamada varken, tüm bu işlerin yönetilmesi ve karar verilmesi aşamasında da olmalı. Kadın, erkek hep beraber bu üretimi yapmalı ve pazarlama aşamasında da birlikte karar masasında eşitliği sağlamalı. Gençlerin de bu işi sevmesi için para kazanabileceklerini bilmesi lazım. Gençler şehirde ne arıyorsa onu köyde sağlayabiliyor olması lazım” sözlerini kaydetti.

NE ZAMANA KADAR 8.50 TL?”
Süt piyasasında üreticiden çok daha fazla söz sahibi olan kuruluşların olduğuna dikkat çeken Neptün Soyer, bu durumun küçük üreticiyi zorladığını dile getirdi. 15 Mayıs 2022’de Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) çiğ süt alım tavsiye fiyatının 7.50 TL olduğunu, Mayıs ayından 15 Ekim 2022’ye kadar geçen 6 aylık süreçte üretimdeki girdi maliyetlerinin aşırı artığını dile getiren Soyer, Ekim ayında açıklanan 8.50 TL alım fiyatının enflasyona yenik düşeceğini ve yine üreticinin maliyetini karşılamayacağını ifade etti. Soyer, açıklanan 8.50 TL’nin ne zamana kadar geçerli olacağını da sorarak, “Biz 10 lira 50 kuruşun altında olmaması ile ilgili bütün girdi maliyetlerimizi de ortaya koyduk. Burada en acı olan şey rafta süt ürünlerinin fiyatı artıyor. Biz sütü 7.50 TL’ye üretirken raftaki peynirin, yoğurdun sürekli fiyatının artması. USK’nin 6 ayda bir açıkladığı tavsiye fiyatı bu enflasyon ve ekonomik krizle yeterli olmuyor. Öte yandan süt fiyatını sabit tuttular ama raflardaki bütün fiyatlar değişim süreci içinde. Aynı şekilde USK fiyatını açıkladıktan sonra tüm firmalar ürünlerinin raflardaki fiyatlarını güncelledi. O zaman o masadan sanayiciye de tavsiye fiyatı vereceksiniz. Biz bu USK’nin açıkladığı fiyata tepki gösterirken fiyatın artırılmasını talep etmedik. Biz, enflasyona ve girdi maliyetlerindeki yükselişe göre bu aralığı devlet sübvanse etmeli gerekiyor dedik” sözlerini kaydetti.