Yanlış bir şeyler oluyor…

Çanakkale Kepez’de CHP'li başkandan koltuğu devralan, CHP'li başkan, borç listesi asıyor belediyenin önüne…

“Devri sabık”ı biliriz…

“Enkaz devir aldım” söylemini de…

Ama buna değil…

Aydın’da Çine’de CHP yine kazandı.

Basına yansıyana göre; “Seçim sürecinde rakip partiye destek veren esnafın araçları çekildi, firmanın kapısının önüne barikat kuruldu”

…..

Menemen’de ;

Yeni CHP'li başkan, daha koltuğunu ısıtmadan intikam operasyonu yaptı.

CHP'li eski başkan Tahir Şahin’in benzin istasyonunu mühürledi…

….

Gaziemir’de; CHPl'i yeni başkan 23 kişiyi işten çıkardı…

Gerekçesi “Bunlar kanun dışı yollarla işe alınmış”

Eski başkan kim?

O da kendi partilisi… CHP'li…

….

Bayraklı’da; CHP'li yeni başkan, başkanlık katındaki demirleri söktü.

Sökerken çekilen fotoğrafları basına dağıttı…

Eski başkan kim; CHP'li…

….

Daha kulağımıza bir sürü şey geliyor…

Şimdi satırlarımı şaşkınlık veren hareketlere ayıramayacağım.

Bu hareketlerde; “Haklı-haksız” araması da yapmıyorum.

Misal Serdar Sandal’ın yaptığı doğrudur…

Yerden göğe kadar haklıdır…

Bir belediye başkanı, halk ile arasına, başkanlık katına, neden asma kilitli demir kapı koyar?

Hiç… Yanıtı yok…

Yerden göğe kadar doğru… Kaldıracaksın…

Amma; zaten bu tür davranışlarından dolayı başkanı değiştirmiş genel merkez…

Sıkıntı ne yaptığın değil nasıl yaptığın…

Kaldır sessiz sedasız, kul bilmezse Allah bilir birader…

….

Bir belediye başkanı göreve geldiğinde yakın ekibiyle çalışır.

Hatta istediğiyle çalışır.

Görev yerini değiştirir, yakın çalışma arkadaşlarını seçer, göreve getirir.

Yerden göğe kadar hakkıdır.

Ama bunu yaparken, hakaret etmemelidir. İnciltmemelidir.

Bunu yaparken, kabalaşmamalıdır.

Bunu yaparken kimseyi kamuoyunun önüne; soru işaretleri yaratacak şekilde atmamalıdır.

Toplum, kent insanları, “Barış” söylemi ve umudu içerisindeyken, “İntikamcı”-“ Rövanşçı” davranmak, “Bak bak gördün mü?” şeklinde hareketler yapmak, milyonların umudu bir partinin yetkilisine pek yakışmaz…

Hele hele intikam ve hınçla kendi partisinin eski başkanın işlerine saldırmak, hiç de hoş değildir.

Aksi; hayal kırıklığı yaratmaktadır ve yaratacaktır.

Bu zafer ve erk sarhoşluğunu işaret eder ki;

Olmaz… Yakışmaz…

Hem değerli CHP il başkanını, hem Büyükşehir başkanı Soyer’i göreve çağırıyorum.

En azından kendi erişim alanlarında, birbirlerini uyarmalılar..

Bu dönem CHPli belediyelerin 1 değil 5 kez başarılı olma zorunluluğu varken, O’na buna kaba davranmak, çalışanlara veya eski başkanlara

“Düşman birliği” muamelesi yapmak acıdır…

Bunu nezaketsizce ve kaba yapmak da hiç hoş değildir….

Bu ekipler ve başkanların CHPli olduğunu, çalışanlarında en azı son 5 yıl olmak üzere CHP belediyesini temsil ettiklerini unutmayın…

Aksi, devlet adamına yakışmaz…

“Fazla mı geldi, zafer şerbeti…?” denir sonra…

Yapmayın…

***

Alkışlarla Abdül Batur…

Biraz, yukarıdaki yazının devamı gibi olacak…

Ama yaşadığımı yazmak zorundayım.

Kadroların yenilenmesi konusu geçen haftamın gündemiydi.Birkaç kötü örnek ve ihbar geldi ama iyisi de var tabi…

Misal Konak Belediye Başkanı Abdül Batur…

Seçim sürecinde bir sohbette

Belediye bütçesinin yüzde 70’ini personel giderlerinin oluşturduğunu söylemişti.

Kontrolsüzce “Aman başkan nasıl olacak?” dediğimde bana, “Hiç kimsenin ekmeğiyle oynayamam, fıtratımda yok” demişti.

Yolum düştü, tebrik için ziyaret ettim.

Bir önceki başkan Sema Pektaş’ın basın danışmanı Fırat ile karşılaştım.

Pırıl pırıl delikanlı bir kardeşimiz…

Basın danışmanı belediye başkanlarının en yakın kadrolarından biridir.

Yüzde 90’ı da seçim sonrası hemen değişir. Bu da normaldir.

Durumunu sordum…

Abdül başkan, görevine devam etmesini istemiş.

Narlıdere’den beri çalıştığı ve Konak’a da getirdiği basın danışmanı Erdinç ile kardeş kardeş çalışabileceklerini söylemiş.

Al bu da örnek…

Kelle avlamakla olmaz yöneticilik…

Ekmek ile oynamakla da olmaz…

İyi yönetici en kötüden bile performans almak için mücadele eder…

Aksi durumda her seçimde belediyelerin baştan boşalıp, tekrar dolması gerekir ki; bu da olacak iş değildir…

Ha adam bitiktir, bitmiştir, iyi niyetli ısrarlara yanıt vermez..

Eyvallah…

Sana da “aşk olsun” Abdül Başkan… Alkışlarla…

***

Ne zaman öleceğiz?

Bak söyleyeyim bugünden say…

100 yıl içerisinde ben de öleceğim sen de…

Bugün doğan da…

Yani bir kuşağız şu anda…

Yani şu; 100 yıl içinde dünyadaki herkes ölecek.

Mesele ne?

Yalancılar, hırsızlar, mızıkçılar, sömürücüler…

Bunlarla aynı kuşağa denk gelip şahit olmak var ya…

Aha da bu ızdırap…

Ya da kafanı çevirip tüm bunlara, yaşadığını sanmak ölmek…

Ya da ölmüşsün de, senin de haberin yok…

***

Tatsız Göztepe

Son iki sezondur keyfimiz Göztepe idi.

Rize’de de mağlup oldu.

Süper Lig'deki İzmir’in tek temsilcisi, taraftarlarını üzmeye devam etti.

İşin kötü tarafı “Zor oyunu bozar” derler ya.

İşler kötü gidince taraftar kaynamaya başladı.

Oysa İzmir’in güzide takımının en büyük gücü taraftarıydı.

Yönetim ile taraftarın arasına kara kedi girmek üzere…

Göztepe camiası;

Maç doksan dakika, pes etmek yok…


***

 

DELİ ZİYA; “Hayatta tek gerçek kariyer, sen çalışırsın hanım yer”