Bir mermer yontucusu, dağın tepesinde, kızgın güneşin altında, mermer yontmaktan son derece yorulmuş.

Kendi kendine söylenmeye başlamış:

“Bıktım artık mermer yontmaktan. Hayat mı bu yaşadığım sanki. Devamlı mermer yontmaktan başka bir şey yapmıyorum. Yontmak zaten zor bir de yetmezmiş gibi hep bu kızgın, yakıcı güneş. Ah, güneşin yerinde olsam keşke. Ne güzel yükseklerde her yere hakim olacaktım. Işığımla her yeri aydınlatacaktım” demiş

***

Yontucunun dileği mucize eseri kabul edilmiş ve yontucu o an güneş olmuş.

Dileği kabul edildiği için çok mutlu olmuş.

Fakat bu sırada bulutlar ortaya çıkmış ve ışığını her yere yaymasına engel olmuş.

Bu duruma isyan eden yontucu:

“Şu basit bulutlar benim ışınlarımı engelleyecek kadar kuvvetli olduklarına göre, güneş olmanın ne anlamı var. Mademki bulutlar bu kadar kuvvetli bulut olmayı isterdim” demiş.

***

Bu kez de dileği kabul olmuş ve hemen bulut halini almış.

Dünyanın üzerinde özgürce gezinmeye başlamış.

Oradan oraya gidiyor, yağmur yağdırıyor ve toprağa bereket veriyormuş.

Fakat birden bire rüzgar çıkmış ve bulutları dağıtmış.

Yontucu, “Rüzgar nerden çıktı da geldi ve beni dağıttı? Demek ki rüzgar daha kuvvetli öyleyse ben rüzgar olmak istiyorum” diye konuşmuş.

***

Yontucunun dileği yine kabul olmuş.

Bu kez de güçlü bir rüzgar olmuş.

Dünyanın üzerinde esip durmuş.

Fırtınalar estirmiş, tayfunlar meydana gitmiş.

Fakat birden bire önüne kocaman bir dağ çıkmış ve ona mani olmaya başlamış.

Yontucu kızmış.

“Basit bir dağ beni durdurmaya yettiğine göre rüzgar olmanın ne anlamı var. Ben dağ olmalıyım”

demiş.

Dileği yine kabul olmuş ve bir anda koca bir dağ olmuş.

Bu sırada bazı sesler duymaya başlamış.

Birilerinin kendine durmadan vurulduğunu hissetmiş.

Ondan daha kuvvetli olan, onu içten içe oyan nedir diye merak etmiş.

Bir de bakmış ki sadece küçük bir mermer yontucusu.

Sonuçta, yontucu güneş olmuş, bulut olmuş, rüzgar olmuş ve dağ olmuş ama hiçbirini beğenmeyip yine yontuculuğa dönmüş.

***

Kıssadan hisse:

Hayat akarken bazen hayatımızdan, olduğumuz yerden memnun olmayız.

Başka biri olmak isteriz.

Mutluluğu başka yerlerde arar, onun kendi içimizde olduğunu unuturuz.

Kendimizden uzaklaştıkça mutluluğu arama telaşında hiçbir şey yeterli gelmez daha da mutsuz oluruz.

Oysa sadece kendimiz olmamız yeterli.

Çünkü ne isek sadece oyuz...