Biliyorsunuz, Türkiye’de sokaklarımız, bakımevlerimiz satın alınıp terk edilen hayvanlarla dolu…

Sokakta doğan ve büyüyen hayvanlar için de elbette şartlar çok zor ama siz bir de evde doğan, büyüyen ve bir gün aniden terk edilen canları düşünün!

Her gün sahipsiz hayvanlar ordusuna yeni üyeler katılıyor.

Bu duruma neden olan birçok unsur var aslında ve hepsi birbirine zincirleme şekilde bağlı.

Sahipsiz hayvan gerçeğinin ardında; üretimden satışa, satın alan insanların sorumsuzluğundan yasaların yetersizliğine, yerel yönetimlerin görevlerini ihmal etmelerinden siyasilerin bu duruma kayıtsız kalışlarına kadar onlarca sebep yatıyor.

***

Bu işin belki de başlangıç noktasında olan üretim çiftliklerini ele alalım.

Üretim çiftliklerinin yasal olanları yetmezmiş gibi bir de merdivenaltı türleri var.

Merdivenaltı üretim çiftliklerinin önüne geçilemiyor. Bu iş artık öyle arsızca yapılıyor ki, sosyal medya üzerinden hayvan satan satana… Sadece kedi köpek de değil ha! Yılanından kertenkelesine kadar akla gelebilecek her türlü canın illegal ve denetimsiz bir pazarı var.

Yasal olan üretim çiftliklerini sorarsanız o da zaten ayrı bir hikâye… Mevzuatlar belirsiz, yasa yetersiz, denetim eksik. Hal böyle olunca yasal sınıfına giren üretim çiftliklerinin çoğunda dram yaşanıyor.

Hani siz petshop’larda cins yavru köpekleri, kedileri görünce “ay ne sevimliiiii” diye düşünüyorsunuz ya; o canların oraya geliş hikâyeleri çok sevimsiz!

Üretim çiftliklerinde kediler, köpekler damızlık şekilde sürekli doğurtuluyor. Hayvanlar öyle bir noktaya geliyor ki, vücutları artık kaldıramıyor bu durumu.

Sağlıksız, bakımsız ortamlarda doğan bebekler, daha yeterince annelerinin sütünü ememeden paketlenip satışa gönderiliyor.

Çoğu hastalık taşıyor mesela…

Ha, belki de hayvanların çok iyi bakıldığı, harika ortamlarda büyütüldüğü, annelerinin babalarının gözbebeği muamelesi gördüğü mükemmel üretim çiftlikleri de vardır hani… Şimdi hakkını yemeyelim!

***

Üretim çiftliklerinde yaşanan sıkıntıları sık sık dile getiren isimlerden biri de HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder. HAYTAP olarak üretim çiftlikleri ile mücadele ediyorlar ama mevzuat ellerini kollarını bağlıyor. Önder, “Üretim çiftlikleri ile ilgili Gıda ve Tarım Bakanlığı mevzuatı yetersiz. 5199 sayılı kanunda da eksiklikler var. Örneğin bir üretim çiftliğindeki sağlıksız ve kötü koşulları ortaya koysanız bile mevzuatta kapatma maddesi yok. Yani ancak ihtar verilebiliyor, üretim çiftliğinin iyileştirme ve düzenleme yapması istenebiliyor. Ama çiftlik kapatılamıyor. 2017 yılında İzmir Foça’da hayvanların son derece kötü koşullarda üretildiği, yavru köpeklerin sağlıksız şartlarda taşındığı bir çiftliğin durumunu gündeme getirmiş, uzun süre mücadele vermiştik. Sunduğumuz tüm kanıtlara rağmen üretim ve satışı durduramadık. Bunun da en büyük nedeni yeterli yasal düzenlemelerin olmaması” diyor.

Hayvan haklarına yönelik çalışan tüm STK’lar üretimin en azından belli bir süre için tamamen yasaklanması, merdivenaltı üretime ise derhal müdahale edilmesini istiyor. İstiyor da, dinleyen çıkmıyor.