Haber/Fotoğraf/Ayşe Efe - Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 11 Eylül 2022 tarihine kadar olan verilerine göre, Türkiye’de bu yıl 278 kadın öldürüldü. Bu cinayetlerin bir kısmı medyada yer bulamazken; yer verilen bazı haberlerde kullanılan dil ve görseller ise ölenlerin sevenlerine tekrar mağduriyet yaşattı. CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka da kadınların öldürülmesine, kadına yönelik şiddet haberlerinde kullanılan dile, cinsiyet eşitsizliğine dayalı problemlerin kaynaklarına dikkat çekti. Kadına yönelik şiddetin hız kesmeden devam ettiğini, kadınların sırf ‘kadın’ oldukları için öldürüldüğünü ve şiddete uğradığını dile getiren Nazlıaka, “Her cinayete bahane bulan katiller ‘iyi halle’ ödüllendiriliyor, kadınlar yargı kararlarıyla bir kez daha katlediliyor. Kadına yönelik şiddet ‘fıtrat’ olarak görülüyor. Biz bu düzeni kabul etmiyoruz. Kadına yönelik şiddet bir demokrasi sorunudur” diye konuştu.
 

POLİTİKA SAYFASI HABERİ
Nazlıaka, basının tamamının şiddet konusunda gerekli hassasiyete sahip olduğunun söylenemeyeceğini ve medya kuruluşları arasında kadına yönelik şiddet ya da kadın cinayetleri konusunda yanlış dil kullanan kurumlar bulunduğunu belirterek şöyle konuştu: “Kadın cinayeti ifadesi kesinlikle kullanılmalıdır. Ülkemizde kadınlar ‘kadın’ olduğu için öldürülüyor. Kadın cinayetleri haberleri verilirken kullanılan ‘vaka’ ibaresi yaygın kullanılan bir yanlıştır. Ayrıca ülkemizde kemikleşmiş olan ve kökten düzeltilmesi gereken bir diğer yanlış da kadın cinayeti haberlerinin üçüncü sayfa haberi olarak görülmesidir. Kadın cinayeti haberleri politika sayfası haberidir, çünkü kadın cinayetleri politiktir. Bir başka sorun da kadın cinayeti haberinin aktarılış biçimidir. Haberlerde cinayete gerekçe bulunmamalıdır. Cinayetin nedeni, sebebi belirtilerek, katil aklanmamalıdır. Kadın cinayeti haberi yazılırken hikayeleştirilerek maganizel bir boyuta büründürülmemeli ve cinayetin işleniş şekli ayrıntılarıyla aktarılmamalıdır. Ayrıntıların toplumsal travma yaratma etkisi göz ardı edilmemelidir. Mahkeme süreçlerine ilişkin haberlerde de katilin ‘ama şöyle dedi’,‘öncesinde böyle oldu’, ‘öldürme kastım yok’ gibi ifadeleriyle katille duygusal bağ kurmak yerine adli raporlar öncelenmelidir. Cinayet asla meşrulaştırılmamalıdır. Cinsiyetçi dilden uzak durulmalıdır. Bu konuda meslek örgütlerine de büyük bir sorumluluk düşüyor.

Nazlıaka, kadına şiddet ve kadın cinayeti haberlerinin görsel seçiminde katil ile öldürülen kadının sevgi dolu fotoğraflarının kullanılmasının doğru olmadığının altını çizerek, “Sevgi dolu fotoğraf seçildiğinde ‘ne oldu da bu noktaya gelindi’ algısı öne çıkıyor. Ya da kadının iddialı bir fotoğrafı kullanıldığında da ‘kadının kıyafeti, ruju, duruşu’ üzerinden başka bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Bir diğer nokta da cinayet yerinden çekilen korkunç bir fotoğraf ve video paylaşımı… Bunun da toplumsal travma açısından etkisi oluyor. Yeni bir cinayete zemin oluşturmamak, geride kalan aile bireylerini tekrar mağdur etmemek ve en önemlisi de öldürülen kız kardeşimizi kamuoyu nezdinde tekrar öldürmemek için görsel seçimi konusunda titiz davranmak gerekiyor” görüşünü dile getirdi.

YAŞAMHAK PROJESİ
Aylin Nazlıaka, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak 5 Aralık 2020 tarihinde sözleşmenin bir maddesini uygulayıp kadına şiddeti önlemek amacıyla genel merkezde ‘Alo Şiddet’ hattı kurduklarını söyledi. “Yaşam en temel haktır” diyerek “YaşamHak” projesini yürüttüklerini ve 444 82 85 numaralı hattı arayan tüm şiddet mağduru kadın ve çocuklara, 7/24 ücretsiz destek hizmetlerini sürdürdüklerini belirtti. YaşamHak Mobil uygulamasıyla şiddet mağduru kadınların, yakın mesafedeki kadın kolları yöneticilerle bağlantı kurmalarını, hakları konusunda bilgi almalarını sağladıklarını söyleyen Nazlıaka, gerektiğinde kolluk kuvvetlerini harekete geçirdiklerini ekledi. Proje kapsamında şiddet mağduru kadınlara ücretsiz hukuki ve psikolojik destekle birlikte bazı illerde, şiddet mağduru kadınlara iş ve mağdurların çocuklarına da burs imkanı sağladıklarını söyledi.