Haber/Şenol BALİ
Türkiye, aralarında Etiyopya, Endonezya, Bangladeş’in de olduğu birçok ülkenin gerisine düşerek Dünya Ekonomik Forumu’nun 2022 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nda 124’üncü sırada yer aldı. 146 ülkenin yer aldığı listenin en son sırasında ise Afganistan ve Pakistan bulunuyor. Kadın erkek arasındaki eşitsizlik gazetecilik mesleğinde de karşılığını buluyor. Türkiye’deki kadın gazeteciler genelde baskı, cinsiyetçilik, taciz, mobbing, eşitsizlik, fiziksel şiddet gibi konulardan şikayetçi. Öyle ki birçok kadın için gazetecilik artık olabildiğince ‘zor’ bir meslek. Bu zorluklara rağmen mesleklerinde kalmak için direnenler var. Van’da yerel basında çalışan Zelal Sahidenur Sarı ve Yeşim Karaağar ile mesleklerini, meslekteki zorlukları, maruz kaldıkları haksızlıkları ve yereldeki gazetecilik ile kadının bu alandaki sorunlarını konuştuk.

 

EN ZOR SÜREÇTEYİZ’
Zelal Sahidenur Sarı, 6 yıldır gazetecilik yapıyor. Daha önce ulusal medyada çalışan Sarı, şu sıralar yerel basında işine devam ediyor. Sarı, “Gazetecilik mesleği artan maliyetler ve yoğunlaşan baskılar nedeniyle belki de en zor süreçlerini yaşıyor. Gazeteciler sürekli olarak bir kaygı taşıyor. İş bulma kaygısı, güvenlik kaygısı, mesleğini uzun vadede sürdürme kaygısı gibi. Bu kaygılar kadın gazeteciler için katlanıyor. Çünkü buna ek olarak kadınlar sahada eşitsizlik, taciz, mobing ve iletişim sorunlarıyla boğuşmak zorunda kalıyor” dedi. Sarı’ya göre işe alınma konusunda kadın gazeteciler dezavantajlı olarak değerlendiriliyor. Sarı, “Kadınlar yerelde iş bulmakta oldukça dezavantajlı ama bizim gibi ulusal yayınların az olduğu, ajansların da kadın gazeteci sayısını minimumda tuttuğu kentlerde kadın gazeteciyle karşılaşmak oldukça zor. Çoğunlukla insanlarla birebir temasa dayanan bir meslek olduğu ve Türkiye'de son 20 yılda baskının daha da arttığı bir alan olmasından kaynaklı da tercih edilmiyor. Mesela ben ulusaldan yerele geçiş süreci arasında bir yıl serbest çalıştım. Bu bir yıllık süreçte bu işi bırakmayı düşünmedim dersem yalan olur. Habere erişim normal şartlarda oldukça zorken serbest çalışırken ikiye katlanıyor. Sahada gördüğümüz zorlukların yanı sıra görüşmecilerin seni ciddiye almamasını eklediğimizde tabiri caizse çekilecek çile değil” ifadelerine yer verdi.

CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ
Van’da yerel basında çalışan bir başka gazeteci olan Yeşim Karaağar ise gazetecilikte cinsiyetçiliğin en temel sorun olduğunu savundu. Karaağar, “Habere gönül rahatlığıyla gidemiyoruz. Özellikle kırsal alana yalnız gitmek bizim için hayli zor” dedi. Karaağar, sadece Van özelinde değil Türkiye’de çalışan bütün kadınların benzer zorunlar yaşadığını belirtti. Karaağar, kadınların meslekte yaşadığı temel sorunları şöyle sıraladı: “En temel sorun elbette cinsiyet eşitsizliği. Bu en ummadığımız zamanlarda bile karşımıza çıkan bir sorun. Haber yapmak için gittiğimiz görüşmelerde kadın olduğumuz için üstenci tavırlarla karşılaşıyoruz maalesef. Bunun dışında haber kaynaklarına erişimimiz kadın olmamızdan kaynaklı biraz daha zorlaşabiliyor. Sansür yasasının oluşturduğu kimi belirsizlikler var. Özellikle yerel basını tümden bitirmeye yönelik bir yasa. Bu beraberinde işsizlik başta olmak üzere birçok sorunu da getiriyor.”

Baskı ve tacizler artıyor
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’nun (CFWIJ), Haziran ayı raporuna göre dünyanın farklı bölgelerinden 77 kadın gazeteci cinayet, kaçırma, gözaltı, fiziksel saldırı, şiddet, tehdit ve taciz gibi farklı hak ihlallerine uğradı. Sahada gazeteci kadınlara yönelik polis şiddeti Mayıs ayına göre yüzde 83.3 artarken, kadın gazetecilere yönelik taciz davalarının sayısı geçen aya göre yüzde 471.4 arttı.