Haber/Selin TEKİN - Rahim ağzı kanseri, kadınlarda en sık görünen 4’üncü kanser türü olarak biliniyor. Her yıl dünyada 500 bin kadına rahim ağzı kanseri tanısı konuluyor. 300 bin kadın ise bu nedenle yaşamını yitiriyor. HPV aşısını, 132 ülke ulusal aşı programına alarak, ücretsiz olarak uygularken, Türkiye’de HPV aşısı hala ücretli. Bireylerin bütçe ayırarak yaptırması beklenen aşının bedeli, son zamlarla birlikte 3 bin TL oldu. Tek doz fiyatı 997 TL olan, 9-14 yaş grubunda 2 doz, 14 yaşından sonra 3 doz yaptırılmasının gerekli olduğu belirtilen HPV aşısı, asgari ücretin yarısından fazlasına denk geliyor. Türkiye’de bireyler temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekerken, aşıya bütçe ayıramıyor. İzmir Tabip Odası Başkanı eski Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, “Her yıl yaklaşık 14 milyon kişinin HPV ile enfekte olduğu, bir kadının hayatı boyunca bu virüs ile karşılaşma olasılığının yaklaşık yüzde 80 olduğu açıklanmıştır. HPV aşıları rahim ağzı kanserlerini büyük oranda önleyebilir. HPV’nin gelişiminde rol oynadığı diğer bazı kanserlerden de koruyabilir” ifadelerini kullandı.


 

'ÜCRETSİZ OLMALI'

Türkiye’de HPV aşılarının ücretli olup, özellikle bu kanser açısından riskli grup olan düşük sosyoekonomik kesimde maliyet nedeniyle aşıya erişimin çok düşük düzeyde olduğunu vurgulayan Çamlı, “Ülkemizde rahim ağzı kanserleri ile ilgili olarak halihazırda yürütülen ulusal taramanın yanında HPV aşılarının da ücretsiz olması ve ulusal aşı programına eklenmesi, önlenebilir hastalık ve ölümlerin önüne geçilebilmesi açısından gereklidir. Geçtiğimiz aylarda Türk Tabipler Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığı'na yazdığı yazı ile rahim ağzı kanserinden aşıyla korunmanın mümkün olduğuna dikkat çekmiş, HPV aşılarının ulusal aşı takvimine eklenmesini talep etmiştir” diye konuştu.

'MÜCADELEMİZ SÜRECEK'

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Üyesi Avukat Nilda Baltalı ise, HPV aşısının ücretsiz olması talebiyle açtıkları ve sonucunda mahkemenin aşı bedelinin iadesine karar verdiği davaya dair bilgi verdi. Baltalı, sözlerine şöyle devam etti: “Aşının 3 dozunu da olan yetişkin her birey bu davayı açabilir. Tüm bu süreç boyunca bir avukat eşliğinde hukuki destek alınmasını öneririz. HPV aşısı ulusal aşı takvimine alınana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü devletin kadınların yaşam hakkını koruyamadığı artan kadın cinayetleriyle ortada olduğu gibi bize kalırsa, tedavisi olan bir kanser türünün önüne geçilmeyerek de cinayet işlenmektedir.”

'Aşı takviminde olmalı'

Smear testi sonucunun ascus gelmesi ile birlikte HPV ile tanıştığını aktaran Çisem T., “Test sonucumun ardından HPV testi yaptırmam istendi ve onun da sonucu pozitif geldi. Ardından kadın hastalıkları uzmanının yönlendirmesi ve bilgilendirmesi ile zar zor bütçe ayırarak HPV aşılarımı 26 yaşında oldum. Olduğum aşı bundan sonraki yaşamımda karşılaşacağım diğer HPV tipleri için koruma sağlayacakmış. Eğer bu aşı, Sağlık Bakanlığı'nın takviminde olsaydı, bu korkuları yaşamaz ve kanser tehdidini bu denli hissetmezdim” diye konuştu.

'Kaderine terk ediliyor'
Ailesinde ve gen haritasında kanser öyküsü olan biri olarak HPV aşısı olmak istediğini belirten Seda B. ise şu ifadeleri kullandı: “Yılda ortalama 600-700 kadının rahim ağzı kanseri nedeniyle öldüğünü düşünmek çok korkutucu. HPV aşısını olamamamın tek nedeni ise ücretinin bu kadar yüksek olması. Ülke ekonomisi şartlarında kazandığımız paralar yaşamamız için bile bize yeterli gelmezken, bir de sağlığımız için bu kadar önemli bir konuda bizlerden ücret talep edilmesini hiçbir mantığa uygun bulmuyorum. Korunabileceğimiz bir yol varken, bunu sadece ücretli olduğu için kullanamamak, kadınları kendi kaderlerine terk etmektir. Aşı ücretsiz olmalıdır.”