Anlaşıldı ki bu virüsün kaynağı müzik ve sanat…

Türkiye genelinde her noktada artış görülünce İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere bir çok il de kısıtlama geldi.

Nereye geldi?

Sosyal etkinliklerin tamamına ve özelikle de içinden müzik geçen her yere her şeye.

Virüs vakaları ve bulaşan sayısı tüm gizlemelere, markajlara rağmen artınca

Apar topar toplanan ‘’Nebiliyim kurulu’’ ardı ardına kısıtlama açıkladı,

1-Müzik yapmak yasaktır.

2-Müziği bilgisayardan çalmak bile yasaktır.

3-Sokakta yasaktır, evde yasaktır, handa yasaktır, hamamda yasaktır.

4-Bu müzik var ya bu müzik bestelemek bile aslında yasaklanmalıdır.

Anladık ki bu müzik işleri ve yanında tiyatro, opera, her türlü sanatsal faaliyet bu işin kaynağı…

O çıkıyor analizde…

Yeni normalin ilk ayağında AVM’leri açan, otelleri, acenteleri, turizmi kurtarmak adına sezonu açan, milleti otellerde, plajlarda akraba yapan, önlemsiz ve bazılarına hizmet eden virüse bak sen.

AVM’de yok, sabahları metroda yok, otobüste yok, uçakta yok, restoranda, kafede, fast food’çuda yok...

Orda yok, burada yok ama sanatta var, içinde müzik olan her yerde var.

Çaresiz kaldıkça, önlem politikaları çöktükçe, gariban müzisyenden, kültür ve sanatın her kolundaki sektörden çıkıyor acısı…

Mesele şu aslında; yıllar önce İstanbul da Galatasaray adasında bir toplantı vardı.

Türkiye’nin her yerinden gazeteci arkadaşlar gelmişti.

Bir Çarşamba gecesiydi.

İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere bir çok yerde böyledir.

Çarşamba, cuma, cumartesi akşamları gece hareketleri yoğun olur.

Ailesiyle yemeğe çıkanlar, restorana, eğlenceye çıkanlar fazlalaşır.

O çarşamba da Galatasaray adasının önündeki yol hayli kalabalıktı.

Kayserili arkadaş yanıma geldi sordu: ‘’Abi akşam akşam bu ne kalabalık? Herkes çoluk çocuk sokakta.’’

Ben de durumu izah edip sonrasında sordum;

‘’Peki siz ailecek ne yapıyorsunuz ? Eğlenceniz yok mudur?’’ dedim

‘’Hayır’’ dedi…

‘’Ev gezmelerine gideriz, parka çıkarız’’ dedi.

Yaşayış tarzlarına büyük saygı duyarım ama, Kayseri de öyle içkili, müzikli, restoranlı falan yer bulmak yok.

Öyle bir kültür yok. Ve benzeri bir çok il de böyle.

Hatta söyleyeyim, Kars ta bir tane sinema vardır.

O da yılda üç beş ay açık kalır.

Yıllar içerisinde Atatürk’ ün ‘'Sanatsız kalan milletin hayat damarlarından biri kopmuştur.’

Deyişi böyle zımparalanmış, böyle yok edilmiştir.

Hele hele inançlı, imanlı nesil hedeflilerin düşmanıdır sanat.

Hele müzik hele eğlence….

***

Diyelim ki pandemideki tek çıkış , müziği ve etkinlikleri yasaklamak.

Hadi tamam öyle olsun.

Peki bu sektördeki yüz binler ne yapacak?

Müzisyenler, ses sanatçıları, alt yapı şirketleri.

Düğün salonları ve yanında taşıdığı onlarca yan sektör…

Sosyal devletsen, yasakladığın sektöre destek vermen lazım değil mi?

Bunca insana, ‘’Ekmek parana yasak koydum’’ deyip,

‘’Ne halin varsa gör’’ demek olur mu ?

Yok kardeşim….

Bu yönetim alenen başarısız ve dengesiz bir çizgi çizmiştir.

İntikamını da sanattan almaktadır.

‘’2021’in 1. çeyreğinde ekonomik çöküş başlayacak’’ diyor ekonomistler.

O zaman millet iyice kafayı sıyırıp sokaklarda tencere çalmaya başlayınca göreceğiz durumu.

Bu yanlış kararların, dengesiz yasakların yıktığı ve yıkacağı ocakları hesap eden yok mu?

‘’Ne bilim Kurulu’’ bilir diyeceğim de; ‘’Ben bilmem reis bilir’’ ekibinden de fayda yok.

Allaha havale edilmiş her şey…

Zaten virüsünde adı covit 19 değil, müzik 19…

Hücuuummm…

***

Bir yol fantazisi

Bir hayalim vardı.

İzmir'den çıkıp Üsküdar sahilinde martı besleyip geri gelmek.

Deli işi, tam benlik.

Zevk benim değil mi?

Araba kiralayıp basıp gideceğim. Hem de lüx yoldan…

Otobana basacağım parayı oh be…

Dünya! Sen misin? Ben miyim?

Yeneceğim seni İstanbul

Ya bismillah:

Araba kirası 300 TL

Koy içine benzin 250 TL

Çık otobana birinci paralı yol 150 TL

Yürü biraz daha meşhur köprü 160 TL

Arada bir sandviç ayran susurlukta 54 TL

Otoban çıkışında emniyet kemeri cezası 130 kusur TL

Bir de radar peşinden 288 TL

Rabbim; bitmez bir inançla yollardayım.

Geldim Üsküdar’a besleyeceğim martıyı…

Kararlıyım da sırtımda bir evlat acısı.

Kaça geldim ben buraya?

Yaklaşık 1400 TL…

Uzandım simitçiye doğru…

4 simit aldım 6 TL…

Yuh be birader soygun bu soygun…

Yazık değil mi bu millete?

Bi gevrek 1.5 ayıptır günahtır…

Bu nedir arkadaş, yöneticimiz uyuyor mu?

Martılara bir simit veremeyecek duruma geldik yahu.

Memleket nereye gidiyor böyle?

Yazık yazık…

***

Başka dünya

TV ‘leri izle...

Yandaş yayınlara bak...

Ekonomi toparlandı…

Hatta güllük gülistanlığa yakınız.

Birden yabancı kaynaklı bir yayının haberi önümüzde.

Kredi değerlendirme kuruluşu Moddy’s ten açıklama.

Türkiye’nin uzun dönemli döviz kredi notu:

B1'den B2'ye düştü.

Not görünümü negatif…

Dış güçler bunlar dış güçleeeeer.

***

Yaşa İzmir

Vallahi 80 il var memlekette.

Bir de aslan gibi İzmir…

9 Eylül kurtuluş anması,

Tüm covit kısıtlamalarına rağmen

Sabahtan akşamın geç saatlerine kadar sürdü.

Türk yıldızlarının şovunun yanında Körfez'de beliren Atatürk silüeti bize çok yakıştı…

Yaşa İzmir her şeyinle çok yaşa.

Gereksiz Bilgi

Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içinde bulundurduğundan fazladır.

Gerekli Bilgi

“Kadınlar asla unutmaz” diye bir durum yoktur. Kadınlar unutmak zorunda kaldığı her şeyi unutabilir. Ancak neyi unuttuklarını asla unutmazlar…

Deli Ziya

“Şerefli insan borcuna çare arar, şerefsiz insan borcuna bahane arar.”