Cadılar Bayramı yaklaşıyor. Peki nedir bu cadılar bayramı? Halloween yani bir başka deyişle 'Cadılar Bayramı' Hıristiyanlar tarafından kutlanan Pagan kökenli bir ritüel. Günümüzde dinden ayrı şekilde popüler bir kültür öğesine dönüşen bayram, her yıl 31 Ekim'de kutlanıyor.

Maksat, yazın bitişini ve kışın başlangıcını eğlenceli hale çevirmek. Korku temalı süslemeler, içleri oyularak ışıklandırılan kabaklar, kostümleriyle kapı kapı dolaşarak şeker isteyen çocuklar ve düzenlenen partiler bu ritüelin bir parçası... Bizde ise son zamanlarda birileri para kazansız diye sadece parti boyutunda yaşatılıyor. Tabi bunu biraz da böyle eğlenelim diyen bir kitle de sürüklüyor. Hangi açıdan bakarsak bakalım amaç birilerinin bir şekilde mutlu olma çabası.

Mutlu olmak da değer yargılarınızla ilişkilidir. Bunun bir pagan inanışından geldiğine takılırsanız, "Hıristiyanlar kutluyor, bize ne oluyor ki!" derseniz belki de yüzünü biraz olsun güldürecek bu etkinlikten uzak kalırsınız o kadar. Ama bunu, "Ben kutlamıyorsam kimse kutlayamaz" gibi bir yargıya dönüştürürseniz, o zaman mutluluktan değil de mutsuzluktan payınızı alırsınız hem de bu duyguyu ve sonucunu başka insanlara bulaştırışınız. Buna rağmen insanların büyük çoğunluğu kaosu değil, daha çok mutlu olmayı seçerler.

***

Bugün güney sınırımızın hemen dibinde bir cadı kazanı kaynıyor. Biz toprak bütünlüğümüzü korumaya, teröristleri ülkemizden uzaklaştırmaya çalışırken diğer ülkeler, Orta Doğu'dan kendilerine bir pay çıkarmanın peşindeler. Yaşanan bu gerilim sürer ve bir çözüm bulunamazsa kaos kaçınılmaz olur.

Peki mutluluk bunun neresinde? Tabi ki hiç bir yerinde değil! Yine filler tepişirken olan çimenlere olur. Ve sonra yine insanlar yeniden kendilerini mutlu hissedebilmek için yeni bayramlar, kutlamalar, etkinlikler icat etmek zorunda kalırlar... Çünkü insan zihni kötü anılardan, olumsuzluklardan kendini böyle kurtarır.

Peki sadece mutlu olmak yeterli midir? “Herkes mutlu ve rahat olabilir. Ama mutlu ve rahat olarak dünyada iyi bir şey yapılamaz. Mutlu ve rahat olduğu için büyük bir şey başaran kimse yoktur” diyen kaya tırmanışçısı Alex Honnold'ın bir belgeselini izledim geçtiğimiz günlerde.

Kaya tırmanışı yapanlar için dünyanın en zorlu noktalarından biri 914 metre yüksekliğindeki Yosemite parkındaki El Capitan'ın zirvesine hiç bir yardımcı malzeme kullanmadan çıkması, onun bu belgesele konu olmasını sağlamış. Alex; çivisiz, ipsiz, kasksız, sadece çıplak elleriyle El Capitan’a tırmanan dünyadaki ilk ve tek kişi.

El Capitan, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bulunuyor. Bu granit kütle, Dubai’deki 828 metre uzunluğundaki 163 katlı dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’dan da daha yüksek. Oscar da alan “Free Solo” adlı belgeselde Alex Honnold, 2009’dan 2017’ye kadar 8 yıl boyunca her yıl o dağa giderek nasıl tırmanış yapmayı düşündüğünü anlatıyor. Sadece düşünmekle de kalmıyor. Tecrübelerden faydalanarak zirveye çıkanların ve çıkamayanların hikayesini öğreniyor. Nerelerde hata yapmışlar, hangi zor bölümlerin üstesinden nasıl gelmişler... Bu, Alex'in başarıya giden haritası oluyor. Ekipmanı olmadığı için en ufak bir hatası, yer çekimi kuvvetine yenik düşmesi, yani düşüp ölmesi anlamına geliyor. 914 metrelik El Capitan’a ilk kez 1958’de 47 günde tırmanmışlar. Alex Honnold, aynı yeri 3 Haziran 2017’de tek başına aletsiz olarak 3 saat 57 dakikada tırmandı. Bunu sadece korkusuz ya da çok yetenekli olduğu için değil, geçmişte aynı engeli aşmaya çalışanların tecrübelerini çok iyi analiz edebildiği için de başardı. Sonunda elde ettiği mutluluk ise çok büyük…

***

Mutluluk insanın kendisiyle ilgili… İlla ki iyi bir şey yapmak için bir dağın zirvesini zorlanmanız gerekmiyor. Mesela LÖSEV gönüllüleri de benim için Alex Honnold gibi birer kahramandır. Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, 1998 yılından bu yana Türkiye genelinde binlerce lösemili çocuk ve ailesine maddi-manevi destekler iletmekte, çocukları yaşama bağlamakta. Bu denli önemli ve kutsal görevi, bir sivil toplum kuruluşu olarak, tamamen gönüllü kişiler ve hayırsever Türk halkının destekleri ile yapıyorlar. Bu anlamlı çaba ile sadece sizin değil çocukların da yüzü gülümsüyor. Siz de iyi bir şeyler başarmak istiyorsanız sivil toplum kuruluşlarına katılabilirsiniz. Belki orada aşılması El Capitan'dan daha büyük hedeflerle karşılaşırsınız. Ve belki onları aşmak size çok iyi gelebilir.