Sevgili okurlarım, demokrasilerde muhalefetin başarısı, sadece iktidarın yaptığı yanlışları halka duyurmakla, anlatmakla ölçülmez. Muhalefetin başarısının gerçek ölçüsü, iktidarın yapmakta olduğu yanlışları önlemek ve durdurmaktır. Etkin bir muhalefet, bununla da kalmaz. Mevcut sorunları çözebileceğine ve daha yaşanabilir somut bir gelecek için projelerine insanları ikna eder ve onlara umut verir. Muhalefet, "Ben yanlışları söyledim, durdurmaya da çalıştım. Ben gereğini yaptım, benim görevim bu kadar." diyemez. Deme hakkı da yoktur. Demokrasi ve hukukun olduğu bir ülkede, eğer iktidarın yaptığı yanlışlar engellenemiyorsa muhalefet başarısızdır ve sonucu değiştirememiştir. Sonucu etkileyememiştir. Başarılı bir muhalefet şunları yapar: Ülkedeki bütün sivil toplum kuruluşlarına, üniversite gençliğine, sendikal kuruluşlardan muhtarlıklara kadar tüm örgütlenmeleri bütünleştirerek dışsallıklar yaratır. Bunu başaran bir muhalefet, bu tür demokratik örgütlenmeler sayesinde toplumsal güç ve güven kazanır. Vatandaşın güvenini ve gücünü kazanmak muhalefet için çok değerli bir adımdır. Yukarı çıkmanın tek yolu örgütlü güçlenmelerden geçer. Başarılı bir muhalefet, gençlerle bütünleşmeli, gençleri aktif siyasetin içine sokmalıdır.

Ana muhalefet partisi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın yanlışlarını önlemek için çırpınıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, çok azimli ve çalışkan bir lider. Mesela, iktidarın hukuku siyasetin buyruğu altına sokması, yargı bağımsızlığını yok sayması durumunda ne yaptı? Hepimiz şahit olduk. CHP Milletvekili Enis Berberoğlu, haksız ve hukuksuz bir biçimde hapse mahkum edilince, Kemal Bey Ankara'dan tek başına İstanbul'a yürümeye karar verdi. On binlerce insan bu yürüyüşe katıldı. On binlerce insan adalet için, hak için hukuk için, İstanbul Maltepe'ye kadar yürüdü. Burada yapılan miting, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı halkın haklı bir direnişiydi.

Kemal Kılıçdaroğlu, dürüst, ahlak sahibi bir insandır. Devlet adabı görmüş ve çalışkan bir insandır. Fakat, Kemal Bey'in tek başına CHP'yi iktidara taşıması söz konusu değildir. CHP'nin bütün örgütleri Kemal Bey kadar çalışmazsa, koşmazsa, dinamikleşmez ise ve sahaya inmez ise, köy köy, mahalle mahalle, kasaba kasaba gezmez ise, halkın sorunlarıyla bütünleşmez ise Kemal Bey'in başarısına gölge düşer. Şunu da iddia ediyorum ki: Cumhurbaşkanlığı seçimine bir yıl kaldı. Toplumsal bir örgütlenme içine girmiş dinamik bir CHP'nin oyu yüzde 35'lere kadar çıkar. Hani bir söz vardır. "Basmadığın toprak, senin toprağın değildir." Kemal Kılıçdaroğlu her alana basıyor, halkın sorunlarıyla yakınen ilgileniyor. Dur durak bilmiyor. CHP'nin uzun yıllardır muhalefette kalmasının temel nedeni, CHP örgütlerinin, Türkiye'nin her alanına ayak basmayışıdır. Kemal Bey bu olumsuz döngüyü kırdı ve tersine çevirdi.

Sevgili okurlarım, siyaset alanında örgütlü çalışma, çok değerlidir ve iktidara giden yolun anahtarıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Seçimleri bunun en güzel örneğidir. AKP'nin en büyük kalesi olan İstanbul'da nasıl bir seçim olduğunu herkes biliyor. Herkesi şaşırtan bir sonuç çıktı. Bu inanılmaz başarının mimarlarından biri CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'dur. Canan Kaftancıoğlu, İstanbul'da basmadığı yer bırakmadı. Örgütlü gücün ne olduğunu seçim sonuçlarıyla ispatladı. İktidar şimdi ona bedel ödettiriyor. CHP'nin bütün örgütleri İstanbul İl örgütü gibi dinamik olmak zorundadır. CHP'nin bütün belediyeleri, vatandaş için daha çok çalışıp daha çok proje üreterek vatandaşın dertlerine çare olup, bu sıkıntılı dönemde halka nefes aldırtmalılar. Zaten bunu çok iyi yapıyorlar. CHP'nin milletvekilleri, daha çok çalışıp çarşıda, pazarda, köyde halkla haşır neşir olmalıdır. Önemli olan Türkiye'dir. CHP'nin tüm örgütleri, bireysel hırslarından uzak, halk için daha çok gayret içinde çalışmalıdır. Sen-ben kavgasından uzak, halkın gönlünde yer almalıdır. Parti içinde sevgiyi ön planda tutmak, CHP'nin temel ilkelerindendir. Önemli olan Türkiye'dir. Önemli olan çocuklarımız, gençlerimiz ve onların geleceğidir. Çünkü siyaset halka hizmet etme sanatıdır.

Siyasette başarı, alınan sonuçlarla ölçülür. Herkesin hedefi başarıya odaklanmak olmalıdır. Sadece doğruları, gerçekleri dile getirmek, iktidarı eleştirmek işin sadece bir parçasıdır. Muhalefetin gerçek başarısının ölçüsü, iktidarın yanlışlarını, toplumsal örğütlenmelerle durdurmak ve iktidarı doğru yola çekmek olmalıdır. Demokrasi için, hak ve hukuk için, Türkiye'nin geleceği için, Millet İttifakı'nın mimarlarından Kemal Kılıçdaroğlu ana muhalefet partisi lideri olarak bana göre başarılıdır. Millet İttifakı'nın kurulmasına öncülük etmesi, Türkiye için önemli bir başarı ve kazançtır. Kemal Bey halkın gözünde ve gönlünde bir güven kazanmıştır. Muhalefet cephesinde etkin bir siyasi bloğu da oluşturmuştur. İnancım o ki bu blok başarıya ulaşacaktır.

Son söz: 3 yıl önce Çubuk'ta CHP liderine yumruk atan saldırgan Osman Sarıgül hapis yatmayacak. Hangi hukuk, hangi vicdan? Saldırgan Osman Sarıgül demokrasiye yumruk vurdu ona 'ödül' gibi ceza verildi. Canan Kaftancıoğlu Silivri'ye girdi, şartlı tahliye ile serbest kaldı. Vicdanlara soruyorum, adalet bu mu?