“Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane”

Reçetesiz olarak aldığımız ilaçlar gibi kullandığımız bir atasözüdür… Evet, her insan nasıl olsa ölecektir. Cuma vaazlarında sık sık söylendiği gibi “Her nefis ölümü tadacaktır”…

Tamam da; her ölüm bir sebebe dayanmaz mı? Bazı ölümlerin sebebi olarak gösterilen şeyler

maalesef ölümün sonucunu doğrulamaktan uzaktır. İşte buna da “bahane” diyoruz. Vaaz veren kişi ve kişiler buna “O kişinin yaşama süresinin sona ermesi” der ve ilave eder: “ Bu dünya

rızkının bitmesidir.”…

Son yıllarda meydana gelen tabii afetler ve de kazalarda bu sözleri sıkça duyduk. Hatta birbirimize karşı teselli olarak kullandık… Depremler, sel baskınları, heyelan, çığ gibi afetlerde de bilim adamları devreye girip meydana gelen ölümleri “Baş ağrısı”na benzetmeyip, aksine alınacak tedbirlerle bunların önlenebileceğini ifade eder ve gelecek tehlikeler için de bizleri önlem almaya sevk ederler…

***

Çin’ in Vuhan kentinden çıkıp, Asya üzerinden Avrupa, Afrika ve Amerika kıtalarına kadar uzanan

“taç”a benzediği için Corona adı verilen virüs, binlerce can aldı, almaya devam ediyor…

İşte bu baş belası virüs daha önceden tedbirlerini alamayanlar tarafından “Baş ağrısı” gibi olmasa da “Baş belası” olarak nitelendirildi. Şüphesiz bu salgın bizde de can aldı, almaya devam ediyor. Bilim adamları, tıp adamları, dünya sağlık örgütü bu salgının önüne geçebilmek için çeşitli

önlemler alıyor.

Nitekim Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her gece ekrana çıkıp dünyadaki ve bizdeki vaka, ölüm, test

sayılarını açıklıyor. ABD, İngiltere, İtalya, İspanya da bu rakamlar oldukça yüksek.

İspanya’ ya son gidişimde Başkent Madrid’ in ünlü caddelerinin kesiştiği Puerta del Sol meydanındaki skorbord'ta o gün İspanya ve Madrid’e gelen turist sayısı rakamları dikkatimi çekmişti. Biz de her gece Sağlık Bakanı’nın TV ekranlarından yayınladığı rakamlar gibi… Acaba bu duyuru şekli ölüm vakalarının çok olduğu İstanbul, İzmir, Ankara gibi şehirlerimizin meydanlarında bir uyarı sistemi olarak devreye sokulamaz mı?

***

Önlemler… Önlemler… Önlemler…

Coronavirüs bizim ülkemizde de can almaya başladığı günden buyana yasaklara uyarak

evden çıkmıyor, yaygın tabirle “Home Office” çalışıyorum…

Bizim yaş grubu ve de yakın dostlarımla kapalı devre, yani dijital ortamda haberleşiyoruz.

Bu arada eski mahallemden dırdırı ve esprisi bol olan Cavit de beni sık arayanlardan biri.

Aslında biz ona “Cavko” diye hitap ediyoruz. Dünyada olup bitenlerle ilgilenmeyi ve

bize ilk haber vermeyi, dolayısı ile fikir alışverişini çok seviyor…

Cavko hafta başında beni arayıp, “Rusya korona virüse karşı ilacı bulmuş. Ben yıllardır en

ağır gribe karşı bile mücadele eden, üstelik adıma patentli (!) ilacımı kullanıyorum. Sorsa

lardı onlara söylerdim” dedi. Anlayacağınız Cavko şifayı kapmadan, sözde adına patentli

ilacı bulmuş!

Bir sakıncan yoksa, bana da söyler misin? dedim.

Tereddüt etmedi ve “Tabi ki, bu ilacın adı CAVİT” demez mi?

Yarı şaka, yarı ciddi piyasada bulmak mümkün mü? dedim, bana bu ilacın adını harf harf

yazdırmasını istedim. Başladı yazdırmaya: “Cavit’ in (C)‘ si… Osman’ ın (O)’ su… Vali’ nin (V)‘

si… İzmir’ in (İ)‘ si… Tire’ nin (T) si… COVİT…

Sağı- solu arayıp “CAVİT ya da COVİT nedir” diye sordum; meğer bizim CAVKO, “patendi adıma kayıtlı!” dediği ilaç, C Vitamini imiş!

Okuduğunuz gibi bizim Cavko, böyle zamanlarda bile espri yapan bir kardeşimizdir. Onun için

ha COVİT ha CAVİT fark etmiyor!..

Cavit’e de, “Daha başka patentli ilacın var mı?” diye takıldım!

“Olmaz mı abi, biz de yok, yok. Git bak, araştır; bir de bakalım “DECAVİT” var mı diye!

Tabi “Mucit”le, “Macit”i karıştıranların bol olduğu ortamlarda bizim Cavit’in bu esprili

anısını lazım olur! diye bir kıyıya kaydettim…

***

Mart, “kapıdan baktırıp kazma kürek yaktırmaktan” beter etti bizleri…

Yukarıdaki yazdıklarım ve rakamlarla iki gün önce Nisan ayı, inşallah o şakalarını yapmaz!

Nasa’nın uyardığı gibi 29 Nisan’da 4 km. çapında dev bir asteroid meteor dünyamıza çarpmadan geçer…

İnanın! Bir koronanın, bir de dev meteor taşının resmini duvara iliştirdim. İkisi arasında

beynamaz geziniyorum…

***

Kadim dostum Gazi Tabip Yarbay Şair- Bestekar Dr. Ayhan Çekiç de boş durmamış “SİTEM

VE ÖZLEM” diye günün anlamına uygun pop müziğe uyarlanacak bir şiir yazmış. Onu da

gelecek yazımda sizlerle paylaşacağımı umuyorum. Sağlıklı, Kovid-19’suz günler diliyorum.