Dün akşam İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin YouTube’daki İzmir Tube kanalında başlayan İzmir Uluslararası Mizah Festivali’nin programından söz etmek istiyorum bugün. Açılışta söylediğim gibi, mizaha çok ihtiyacımız var bugünlerde. Mizahın iyileştirici, direncimizi artırıcı gücüne… Salgın, deprem, sel derken tüm felaketleri üst üste yaşayan İzmirlileri, mizahın farklı sanat dalları ile ilişkisi üstüne düşünmeye davet ediyoruz. On gün süresince, her akşam 19’da Türkiye’den ve dünyadan yazar, çizer, tiyatrocu, sinemacı, müzisyen ve görsel sanatçılar mizah üstüne düşüncelerini, üretimlerini ya da eleştirilerini izleyicilerle paylaşacak.

İzmirli sanatseverler anımsayacaktır, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bundan beş yıl önce başlattığı İzmir Mizah Festivali’ni, 100. doğum günü nedeniyle Aziz Nesin ustaya ithaf etmiştik. “Marko Paşa’dan Aydınlar Dilekçesine” başlıklı oturumda, her dönemde zorbalara direnmiş bir yazarın serüvenine ilişkin anılar paylaşılmış; Nesin Vakfı tarafından Işın Önol’un küratörlüğünde hazırlanan “Ömrüne Sığmayan Adam: Aziz Nesin 1915-2015” adlı sergi açılmış; sergiye eşlik eden söyleşiye Nesin Vakfı’nda yetişen çocuklar da katılmıştı. Festival kitapçığının kapağında, artık aramızda olmayan değerli karikatürcü Necati Abacı’nın yalın çizgileri ile bir Aziz Nesin portresi yer alıyordu. Mizahçı Cihan Demirci, “Yüzde 100 Aziz Nesin” adlı sunumuyla, Feyzi Tuna “Çağdaş Nasreddin Hoca Aziz Nesin” belgeseliyle, Kemal Kocatürk’ün Tiyatro Kumpanyası “Azizim”, A.S.T “Azizname” oyunları ile programa katkı sunarken, Aydın Engin, Umur Bugay, Turgut Çeviker, Ayça Şen, Ayşegül Sönmez, Yücel Erten gibi farklı disiplinlerden sanatçı ve eleştirmenler sanat ve mizah ilişkisi üstüne konuşmalar yapmıştı. Bu yıl, 105. doğum gününde (20 Aralık) Aziz ağabeyi bir kez daha anacağız. Bu kez, onun öykülerinden müthiş oyunlar çıkaran Genco Erkal, Nesin’in dostları, TYS’den örgüt arkadaşları Ataol Behramoğlu, Müjdat Gezen ve Nesin Matematik Köyü’nden bağlanacak olan Ali Nesin’le birlikte...    

Festivalin ikinci ve üçüncü yıllarında, mizah yazınımızın ustalarından Muzaffer İzgü’yü, Ali Poyrazoğlu’nu, yönetmenler Yüksel Aksu, Atalay Taşdiken, Reis Çelik’i, canlandırma sinemamızın usta yönetmenleri Meral ve Cemal Erez’i, Leman çizerlerini, “Mizah ve Kadın” panelinde kadın çizerlerimizi, Levent Cantek’i, Canan Tan’ı, Vedat  Özdemiroğlu ve Şirin Soysal’ı, “Uşak, Kral ve Ötekiler”le Bo Sahne’yi ağırladık; “Tonguç”, “Karikatür ve Sansür” başlıklı sergiler açtık. Bunları neden sıraladım; mizahın yelpazesinin ne denli geniş olduğunu ve mizahsız bir yaşamın ne denli sığ bir yaşam olacağını göstermek için…

Bu yıl, iki sergimiz var: 2020 Mizah Festivali Onur Ödülü sahibi Tan Oral’ın “İş – Aş – Eş” başlıklı sergisi ve Turgut Çeviker’in küratörlüğünde “Karikatürümüzde Toplumsal Eleştiri ve Mizah” sergisi. Bu yıl ilk kez uluslararası boyuta taşınan festivalde, Orhan Alkaya, Eren Aysan, Prof. Dr. Semih Çelenk ve Seçkin Selvi “Edebiyattan Tiyatroya Mizah”, Ezel Akay, Prof. Dr. Oğuz Makal ve Doç. Dr.Ragıp Taranç “Sinemada Mizah”, Serhan Bali, Cumhur Bakışkan ve Efdal Altun “Müzik ve Mizah”, Murat Palta, Erdil Yaşaroğlu, Mustafa Yıldız ve Özcan Yurdalan “Görsel Sanatlar ve Mizah”, Cihan Demirci, Kandemir Konduk, Oya Başar ve Burhan Şeşen’le  “Medyada Mizah ve Levent Kırca” üstüne konuşacaklar. Bugün 17’de “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü”, Cumartesi de -aynı saatte- Zeki Ökten’in son filmi “Çinliler Geliyor” gösterilecek. Filmin ardından, Rutkay Aziz, Fatih Altınöz ve Mehmet Ulukan ile sevgili Ökten’i anacağız, tam da ölüm yıldönümünde... Hilmi Etikan’ın küratörlüğündeki “Dünya Kısa Filminde Toplumsal Eleştiri ve Mizah” programında, Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya, Filistin ve Türkiye’den 9 film gösterilecek. İzel Rozental, 10 ülkenin (ABD, Tunus, İsrail, Japonya, Hollanda, Burkina Faso, İtalya, Fransa, Tayland, Etiyopya) ünlü basın karikatüristleri ile “Dünya Karikatüründe Toplumsal Eleştiri ve Mizah” konulu söyleşiler yapacak. Bu listeden iki ismi hedef tahtasına koyarak festivali ve yerel yönetimi eleştirmeye kalkan iktidar partileri mensuplarına ve sözcülerine, İslam bilginlerinin hoşgörü ve barışı nasıl baş tacı ettiklerini araştırmalarını öneririm. Yasaklardan, sansürlerden medet uman iktidarlar kendi sonlarını hazırlar.