Çorlu tren kazasında 9 yaşındaki oğlu Arda'yı kaybetti Mısra Öz. O günden beri yılmadı, bıkmadı, usanmadı. Tek kişilik ordu gibi mücadele etti, adaleti aradı. Kazanın sorumlularının hesap vermesine ömrünü adadı.

Türkiye’ye maletti davayı. Her duruşmada öncesinde, sonrasında… “Vazgeçmiyorum”, “Korkmuyorum” diye haykırdı. İstadiği sadece adaletti adalet!

***

Mısra Öz, oğlunun ölümünü "kader" diye asla kabullenmedi. “Oğlumu iki parça trenin altından aldım, diyorum. Bugüne kadar sabırla adil yargı bekledik diyorum” yazdı Twitter’da. Paylaşımları yüzünden Çorlu Savcılığı’na çağırıldı. “Vaz mı geçeceğim bu gösterdiğiniz sopa ile. Ayıp!” diye inadını sürdürdü. Bir kenara çekilip susmadığı için de sanık yapıldı. (Şubat’ta, Mahkeme heyetine ‘üç maymunu oynamayı tercih eden bir heyet’ dediği gerekçesiyle açılan davada suçlu bulundu ve 8 bin 640 lira para cezasına çarptırıldı.)

“Adalet, Arda'nın ölümünden sorumlu olanları yargılayıp cezalandırmak yerine, Mısra Öz'e dava açtı, ona ceza istedi!”

7’si çocuk 25 canımızın gittiği, 328 kişinin de yaralandığı Çorlu tren kazasının sorumluları 4 TCDD çalışanı oldu (ikisi makinist). Netice itibariyle; o adalet yerini bulmadı! Anne Mısra Öz’e pes etmek yakışmazdı. Diğer ailelerle beraber adalet çığlığı atmayı sürdürdü.

***

Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil, kazanın ardından, “Türkiye’de buna benzer şeyler olağanlaşmış. Niye olağanlaşmış derseniz; liyakat!.. Yani ‘insan ölebilir’ Bunların gözünde insanın değeri sıfır…” yazdı.

Kazayı baştan beri takip eden birçok gerçeğin ortaya çıkmasına neden olan ve bu yüzden de cezalar alan Gazeteci Dostumuz Mustafa Hoş da, Mısra Öz’ün hep yanında oldu. Sık sık dava sürecini yazdı, o da bıkmadan! Hep ne olduğunu iddia etti, hatırlattı:

“-Altyapı hazır olmadan seçim için sefere açıldı.

-İlk bilirkişiler cinayetin üstünü örtmek için yasadışı oluşturuldu.

-TCDD Genel Müdürü ‘doğal afet dedirtmek’ için sahte meteoroloji raporu hazırlattı.

-Savcı TCDD ve bakanlık için kovuşturmaya yer yok dedi.

-TCDD üst düzey bürokratlar yargıdan kaçırıldı

-Gerçekler ortaya çıktı

-Yeni bilirkişi oluşturuldu

-Bilirkişi ihmalleri tek tek belirledi.

Bilirkişi Heyeti Çorlu’nun bir kaza değil cinayet olduğunu rapor halinde delilleri ile birlikte mahkemeye gönderdi.

Şimdi bu rapora göre TCDD üst yönetimi ve bakanlık bürokratlarının yargılanması gerekiyor. Üç yıldır Mısra Öz ve ailelerin adalet çığlığı attığı davada durum bu!”

Hoş, “Mısra Öz tanıdığım en savaşçı insanlardan biridir. Onca acıya, baskıya ve gaddarlığa rağmen bir an olsun bile mücadeleyi bırakmadı. Oğlunun katillerinden hesap sormadan hiçbir şeyden vazgeçmez!” dedi.

***

Pes etmeyen, acı dolu yüreğiyle Ardası’nın gelmeyen adaleti için savaşan Mısra Öz, şimdi Koronavirüs'e yakalandı. Bir çocuğun duyulmamış çığlığını en iyi haykıran annesi, yoğun bakımda. Aklımız, fikrimiz Mısra Öz’de! Onun gibi yaşama mücadelesi verenlerde!..

O artık yazamıyor ama onun yerine CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’dan, İYİ Parti'li Dr. Aytun Çıray’dan, milletvekillerinden usta haberci Uğur Dündar’a, Prof. Dr. Gaye Usluer, Prof. Dr. Bengi Başer’den sanatçılar Zülfü Livaneli’ye, Suavi’ye, Şevket Çoruh’a, Sunay Akın’a, Radyocu Nihat Sırdar’a, LeMan Dergisi çalışanlarına kadar “vicdanlı, dürüst, adalet arayan insanlar” davasını üstlendiler, onlar yazıyor ve soruyorlar; "Arda öleli 3 yıl oldu, ölümünden kimler sorumlu?"

***

Bir Ezidi sözüdür; “Bu coğrafyada önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar. Güneşi doğuran kadınlardır!”

Mısra Öz, o güneşi doğuranlardandır. O; yazdı, konuştu, direndi, itiraz etti. Sen kalkmazsan karşındaki büyük görünür. Hadi ayağa kalkalım; Mısra Öz’e, hastanelerde yaşam kavgası verenlere iyi dileklerimizi ve dualarımızı sunalım. “Ardam neden öldü?” diye soran Öz için susmayalım, yazalım: “Mısra Öz oğlunu kaybettiğinden beri istisnasız her gün yazdı, konuştu, haykırdı. Şimdi yaşam mücadelesi verirken yazamadığı için biz yazalım; 1017 gün oldu. Çorlu Tren Kazası’nda adalet yerini bulmadı!”