Geçtiğimiz hafta Dünya Hayvanları Koruma Günü’ydü. Bu sayfadan bir kez daha, hayvanseverlerin taleplerini ilettik; seslerini duyurmaya çalıştık.
Sorunlar dizboyunu geçeli çok oldu. Ha boğulduk, ha boğulacağız.
Doğal olarak talepler de birikti.
Taleplerin başında, uzun yıllardır olduğu gibi; 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmesi geliyor. Milyonlar; hayvanları “mal” olarak gören ve onlara karşı işlenen suçları, -ne kadar mide bulandırıcı ve dehşete sürükleyici olursa olsun- “kabahat” sayan anlayışın değişmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni göreve çağırıyor.

* * *

“Türkiye’nin onlarca sorunu, sıkıntısı varken, sıra hayvanlara nasıl gelebilir ki” demeyin. Artık hayvan hakları Türkiye’de gündem yaratan, milyonları ayağa kaldırabilen, kamuoyunun ilgi gösterdiği konular arasına adını yazdırdı. Change.org’da başlatılan ve “hayvana şiddet suç sayılmalıdır” diyen imza kampanyası mesela… 1 milyon 282 bin imza ile ülkemizde açılmış tüm zamanların en büyük imza kampanyalarından biri oldu. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere siyasetin içinde olan herkes bu konunun artık geçiştirilemeyecek kadar önemsendiğinin farkında…
Sakarya’da patileri ve kuyruğu kesilmiş halde bulunan yavru köpeğin fotoğrafını hangimiz unutabildik? O savunmasız minik bedenini, gözlerindeki o masumiyeti…
En acısı da, o yavru köpek sadece bir örnekti. Onun gibi binlercesi olduğu; ağır yaptırım ve cezalar hayata geçirilmedikçe de bu örneklerin katlanarak çoğalacağı gerçeğine kayıtsız kalamayız.
Artık herkes şunu biliyor: Bugün hayvana, yarın çocuğa, kadına, dezavantajlı tüm canlara…
İşte tam da bu nedenle, hayvanların kılına zarar verenin cezasının hapis olması gerektiğinde herkes hemfikir olmalı. Bu tip eylemler kabahat değil, insanlık suçudur. NOKTA.

* * *

24 Haziran seçimleri öncesi “ilk iş yasayı Meclis’ten geçireceğiz” diye söz veren iktidar partisi ve “bu işin takipçisiyiz, asla peşini bırakmayız” diyen muhalefet partileri… Hayvanları layıkıyla korumak için “krizsiz”, “güllük gülistanlık” bir Türkiye’yi bekleyecek değiliz!
Haydi artık. Harekete geçmenizi bekliyoruz.