İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu ve seçim kampanyası direktörü Necati Özkan hakkında yürütülen “casusluk” soruşturması kapsamında TELE1 yöneticisi Merdan Yanardağ’ı gözaltına aldı.
Dün sabah TELE1’e canlı yayın sırasında düzenlenen polis operasyonunda kanal binasında arama yapılırken, Yanardağ evinden gözaltına alındı. Aynı gün akşam saatlerinde ise TELE1’e kayyum atanması kararı kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Avukat Durna: Karar ailesine bildirildi
Yanardağ’ın avukatı Bilgitay Durna, gözaltı süresinin uzatıldığını doğrulayarak kararın ailesine bildirildiğini açıkladı. TELE1’in sosyal medya hesabından yapılan açıklamada ise, “Merdan Yanardağ’ın gözaltı süresi 24 saat uzatıldı” ifadeleri yer aldı.
“Bu 5. sınıf bir kumpas”
Gözaltındayken açıklama yapan Yanardağ, hakkındaki suçlamaları reddederek şu ifadeleri kullandı:
“Bu 5. sınıf bir kumpas. Hayatım boyunca Filistin halkı ile dayanışma içinde oldum. İsrail ile ticareti sürdürenler, siyonist rejime karşı mücadele eden bize operasyon yapıyor. 2019 seçimine müdahale etme gibi bir durumum asla söz konusu olmadı. O dönemde yalnızca gazetecilik yaptık, konuklar aldık. Hayatım boyunca gazetecilik dışında hiçbir faaliyette bulunmadım. Bu, bana ve TELE1’e yönelik kötü kurgulanmış 5. sınıf bir kumpas.”
Tepkiler büyüyor
Hem gözaltı kararı hem de TELE1’e kayyum atanması, gazetecilik çevreleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından “basın özgürlüğüne yönelik ağır bir müdahale” olarak değerlendirildi.
Kamuoyunda “basına yönelik sindirme operasyonu” yorumları yapılırken, sosyal medyada #MerdanYanardağ etiketi kısa sürede gündem oldu.