Yerel seçimler bitti. Daha doğrusu biz seçmenler için seçim bitti. Seçilenler için her şey daha yeni başlıyor. Uzun ve yorucu bir hizmet maratonu start alacak onlar için… Gerçi bu seçilme mevzuu İstanbul’da biraz uzadı ama olsun. Toprak uyandı bir kere… Geldi bahar… Nisan ayında değil miyiz ki biz?

Gelelim asıl konumuza; spora ve sporun olmazsa olmazı, yerel yönetimlere ve onların desteklerine… Yerel yöneticileri belirleyecek seçimlerden henüz çıktık. İzmir’imizde de birçok ilçede, başkan ve meclis yapılarında ciddi sayıda değişiklikler oldu. Bu değişikliklerin, spora katkısının artıp azalacağını zaman içerisinde görecek ve değerlendirme şansına sahip olacağız. Gerçi, hep denir ya; “devlette süreklilik esastır” diye… Spor amaçlı, yerel yönetimlerin desteklediği, birçok hizmet olduğu gibi devam edecek… Hatta eklenerek, belki de katlanarak, çoğalarak… Yeni yönetimlerin üzerine koyacağına eminim… Nereden mi biliyorum? Çünkü geçmiştekiler de bir öncekilere göre hep bir şeyler eklediler… Katladılar… Çoğalttılar…

Belediyelerimizden sportif anlamda beklentilerimiz sadece tesisleşme değil elbette ki… Gerçi tesisler de olmazsa olmazların başında geliyor. Örneğin, İzmir’deki belediyelere ait olan futbol sahaları olmazsa, İzmir amatör futbolu, kendisine ne oynayacak, ne de antrenman yapacak yer bulabilir! Salon branşlarının en büyük eksiğini Büyükşehir Belediyesi karşılamadı mı geçmişte? Hemen hemen her ilçeye kazandırılan salonlar mesela…

Tesis bir yere kadar! Sporcu olmazsa neye yarar dört duvar? Neye yarar minder, halı ya da çimen?

İşte burada belediyesporlar devreye giriyorlar ki; özellikle de futbolun dışında kalan diğer branşlardaki yetiştiricilik eksikliklerini üstleniyorlar. İzmir’de iki yüz elli civarında futbol kulübü var. Basketbol kulübü sayısı altmış civarında… Ama voleybol altyapısı olan kulüp sayısı, belediyeleri saymazsak on beşi geçmez!

Azınlık kalan sadece basketbol ve voleybol mu? Hentbol, yüzme, tekvando, atletizm ve diğerleri de belediyesporların yani yerel yönetimlerin büyük destekleri ile yetiştiricilik yapmaya gayret ediyor ve sporcu üretiyorlar.

Tüm bu çalışmalara rağmen, yerel yönetimlere bazen, tepkiler de yükselebiliyor. Özellikle de futbola yaptıkları yatırım nedeni ile… En yakın örneği hafta içerisinde yaşadık; 3. Ligden Bölgesel Amatör Lige düşmesi neredeyse kesinleşmiş Bergama Belediyespor, Play-off hedefine yaklaşan Karşıyaka’yı iki golle mağlup etti. Kazanamadıkları için Karşıyaka’yı mı eleştirelim, belediyeyi mi yerin dibine sokalım bilemedim! Gerçi, bu örnek benzer meseleler arasındaki belki de en masum olanı… Siz bir de İstanbul’dakilere bakın! Başakşehir’e, Kasımpaşa’ya mesela…

Dipnot; “yarını iyileştirmenin tek yolu; bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir” Robin Sharma.