Son yıllarda pazarlama dünyasının dili, "rasyonel tüketici" varsayımı üzerine kuruldu. Tüketici karar verirken artıları eksileri tartar, fiyat/performans dengesini kurar ve mantıklı bir sonuca ulaşır sanılıyordu. 2026'ya geldiğimizde, bu eski ezberin tamamen bozulduğunu görüyoruz. Tüketici artık bir hesap makinesi değil; O, duyguların ve bilinç dışı dürtülerin yönettiği karmaşık bir mimari.