Haber / Arif Arı

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi döneminde Türkiye'de şoför esnafının her şeye rağmen zararına da olsa hizmet vermeye devam ettiklerini belirten Dağıstanlı, "Şoför esnafının yolcu olup olmadığına bakmaksızın aralıksız olarak hizmetine devam etmektedir. Türkiye’nin 1 yıl önce koronavirüs ile tanışmasının ardından hükümet tarafından tedbir amaçlı önlemleri aldı. Koronavirüsün en çok yayıldığı yerler tespit edilip bu yerlerin geçici sürelerde kapatılmasına karar verirken, toplu taşımanın da önemine değinilip, virüsün yayılma hızının yüksek olduğu belirtilerek yolcu taşıma kapasiteleri ilk önce %50 düşürüldü ve bunun bile tehlikeli olduğu belirtildi.. Bu paniklemeden dolayı %50 yolcuyu bile bulamayan otobüs ve minibüsler oldu. Kooperatif ve firmalar zaman tarifelerini uzatarak birçok aracın atıl duruma düşmesini engellenmek istendi. Şu anda şehirler arası yolculukta maske ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi şartıyla % yüz kapasite ile çalışılabilir denmesine rağmen halkımızın artık özel araçları ve daha kısa süren hava taşımacılığına yönelmesi sebebiyle bir yolcu artışı olmadı. Bunun yanında şehir içi taşımacılığında hepimizin bildiği gibi koltuk sayıları az olup otobüsler daha çok ayakta yolcu alabilecek bir şekilde imal edilmiştir. Şu anda 58 kişilik otobüslerimiz ile 25 kişi civarında yolcu taşıyabilmekteyiz. Şehir içi otobüslerimizde de ayakta yolcu alınmasını dört gözle bekliyoruz.” 

“Ücretsiz taşımaya sınır getirilmelidir”

Şoför esnafının günü zararla kapattığını anlatan Dağıstanlı şunları söyledi:

“2016 yılında Manisa Büyükşehir Belediyemizin toplu taşıma da değişim, dönüşüm projesi dahilinde yüksek miktarda krediler çekerek aldığımız araçların çalışma sistemlerini tam oturtamadan ve 3,5 yıllık sürede net bir kara geçemeden üstelik de bir yıl zarar ederek geçti. Mart 2021 başından itibaren kısıtlamalar esnetilince 65 yaş üstü dışarıya çıkmaya başladı. Bununla birlikte ücretsiz yolcu taşıma da arttı. Pandemi öncesi günlük 6 bin, 6 bin 500 adet yolcu kapasitemiz 2 bin 200 kişi düştü ve bunun %27’si olan 605 kişisi ücretsiz taşınmaktadır. Şu bir gerçek, devletimizin ücretsiz taşıma karşılığı esnafımıza yaptığı yardımların çok yetersiz kaldığı bilinmektedir. Bu konuda ücretsiz taşımaya sınır getirilmesi veya bu şekilde devam edecekse bu desteğin en az pandemi süresince üç katına, pandemi sonrası ise beş katına çıkarılması gerekmektedir.''

Başkan Dağıstanlı, pandemi döneminde fabrikaların üretimlerini kısmaları sebebiyle nakit para trafiğinin durma noktasına geldiğini, dolayısıyla da piyasadan nakit paranın çekilmesiyle esnafın ağır darbeler aldığını söyledi.

 Dağıstanlı şöyle devam etti:

 “Gerek yolcu ve gerekse yük taşımacılığında ağır koşullar saymakla bitmez. Aracımızın kontağını çevirdiğimiz andan itibaren sermayemizden hatırı sayılır şekilde eksilmeler başlamaktadır. Her geçen gün ve her yaptığımız kilometre sermayemizden gider olarak kesilmektedir. Üstüne üstlük araçlarımızdaki kazanmadan tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi, trafik, yolcu ve kasko sigortaları belimizi bükmektedir. Kullandığımız akaryakıttaki ağır vergiler, yol, köprü ve tünel geçitleri maliyetimizi yükseltmektedir. Yaptığımız yük taşımacılığı arz ve talep belirleyici olmaktadır. Bu nedenle navlun ücretlerine zam yapamadığımız gibi, taşıma yükünü de aracı vasıtasıyla alıyoruz. Bundan dolayı komisyon ücretleri de maliyetimizi artırmaktadır. 24 saat içerisinde 9 saatlik çalışma süreci özellikle yük taşımacılığında büyük sorunlar yaşanmasına sebep olmaktadır. Ülkemizin her tarafında kamyoncumuzun dinlenme sürelerini geçirebileceği tesisler yoktur, birçok şoför arkadaşımız taşıdıkları değerli yüklerle birlikte güvensiz bir şekilde yol kenarlarında bu süreleri doldurmaya çalışmaktalar, hiçbir şey olmasa bile tedirgin geçirdikleri bu sürelerde psikolojik olarak huzursuz olduklarından dolayı bu süre sonunda daha bir bitkin olarak yollarına devam etmek zorunda kalmaktadırlar.''